Kazım Koyuncu Giresun’da anıldı

26 Haziran 2010 17:01  

 

Kazım Koyuncu Giresun’da anıldı

Karadeniz’in güzel çocuğu Kazım Koyuncu ölümünün 5. yılında Giresun Nazım Hikmet Kitap Kafe’de şiirlerle ve şarkılarla anıldı.

25 Haziran 2005 yılında henüz 33 yaşındayken kansere yenik düşerek aramızdan ayrılan Kazım Koyuncu ölümünün 5. yılında Giresun Nazım Hikmet Kitap Kafe’de düzenlenen etkinlikle anıldı.

Geçtiğimiz günlerde açılan Giresun Nazım Hikmet Kitap Kafe’de lise ve üniversite öğrencilerinin okuduğu şiirler ve söylediği şarkılarla yapılan anmada “Kazım kaç yılında doğdu, kaç yılında öldü, hangi okula gitti, kaç albüm çıkardı, kaç konser verdi, kaç evi, kaç arabası vardı gibi bilgilere yer vermeyeceğiz. Kazım müzisyendi ve de devrimciydi” açıklamasına yer verildi.

Nazım Hikmet ve Yılmaz Güney’in şiirlerinin de okunduğu anmada Kazım Koyuncu’nun şarkıları hep bir ağızdan söylendi.

Karadeniz’de yapılmakta olan ve yoğun tepkiler gösterilen HES projeleri ile ilgili olarak Nihal Memiş ve Uğur Ataş tarafından kısa bir drama sergilenirken, Osman Baykal tarafından HES’lerle ilgili bir sunum yapıldı.

2005 yılında BEKSAV tarafından hazırlanan “D’ina K’aki” adlı belgeselin de gösterildiği etkinlik, Nazım Hikmet’in Veda şiirinin okunması ve Kazım Koyuncu’nun şu sözlerinin okunmasıyla sona erdi:

“Hiç başımızdan eksik olmayan gökyüzüne, günün karanlık saatlerine, ara sıra kopsa da fırtınalara, bir gün boğulacağımız denizlere, eski günlere, neler olacağını bilmesek de geleceğe, kötülüklerle dolu olsa bile tarihe, tarihin akışını düze çıkarmaya çalışan tüm güzel yüzlü çocuklara, Donkişotlar 'a, ateş hırsızlarına, Ernesto "Çe" Guevara'ya, yollara-yolculuklara, sevgililere, sevişmelere, sadece düşleyebildiğimiz olamamazlıklara... Üşürken ısınmalara… Her şeyden sıcak annelere, babalara ve tadını bütün bunlardan alan şarkılara…. kendi sıcaklığımızı gönderiyoruz... Kötü şeyler gördük. Savaşlar, katliamlar, ölen-öldürülen çocuklar gördük. Kendi dilini, kendi kültürünü, kendisini kaybeden insanlar, topluluklar gördük. Yanan köyler, kentler, ormanlar, hayvanlar gördük. Yoksul insanlar, ağlayan anneler, babalar, her gün bile bile sokaklarda ölüme koşan tinerci çocuklar gördük. Biz de öldük. Ama her şeye rağmen bu yeryüzünde şarkılar söyledik. Teşekkürler dünya."

(soL.org.tr - Giresun)






 

Bu yazıyı Facebook'ta paylaşabilirsiniz*:
Facebook'ta paylaş
0