'İzmirli kız’ bu ittifaka kızmaz - Alper Görmüş

03 Aralık 2010 13:12  

 

'İzmirli kız’ bu ittifaka kızmaz - Alper Görmüş

Geçtiğimiz hafta bu sayfada yayımlanan “Özgürlükçü CHP yüzde 25’i de göremez” başlıklı yazımda, Cumhuriyet Halk Partisi’nin (CHP) “doğal” tabanını oluşturan ve kendilerini “laik-çağdaş-kentli” gibi sıfatlarla tanımlayan seçmen tarlasına 20 yıldır ekilen korku (ve nefret) rüzgârlarının özgürlük düşmanı bir fırtınaya dönüştüğünü; bu temel üzerinde CHP’nin özgürlükçü, “yeni” bir parti haline gelemeyeceğini öne sürmüştüm.

Ardından, CHP tabanının taşlaşmışlığında parti siyasi elitiyle medyanın rolünü ele alan ikinci bir yazı daha yazdım ve o yazının dibine şu notu koydum: Yazım “CHP-BDP ittifakı” tartışmalarının ortasına denk geldiği için, sanki münhasıran bu ittifaka CHP tabanının “granit sertliğinde” bir cevap vereceğini anlatmak için kaleme alınmış gibi bir algıya yol açtı. Tam tersine, ben CHP tabanının en çok bu konuda esneyebileceğine inanıyorum. Bir sonraki yazıda neden öyle düşündüğümü izah etmeye çalışacağım.

Şimdi sıra bu izaha geldi... Aslında neden böyle düşündüğümü, Yeni Aktüel dergisinin son sayısı için kaleme aldığım “İzmirli kız bu ittifaka kızmaz” başlıklı yazıda açmaya çalışmıştım. Bu yazının bir bölümünü aktararak hem meseleyi hatırlatmış hem de derdimi anlatmış olacağım. Buyurun...

***

Cevabı aranan asıl soru şu: Yıllardır ulusalcı bir bombardıman altında tutulan CHP kamuoyu bu işbirliğine ne der? BDP konvoyunu taşlayan “İzmirli kız” böyle bir CHP’ye oy verir mi? Aynı soruyu “CHP’li laik sahiller MHP’ye kaçar mı” diye de sorabiliriz.

Kanaatime göre, bu soruya, CHP’lilerin Adalet ve Kalkınma Partisi’ne (AK Parti) karşı besledikleri öfke ve nefretten bağımsız olarak cevap verilemez. Her zaman söylüyorum, bu kitlenin “baş düşman”ı AK Parti’dir ve AK Parti’yi iktidardan uzaklaştırma istidadı gördüğü bütün gelişmelere otomatik olarak onay verir; yeter ki bu konuda ikna edilsin.

AK Parti’nin Kürt açılımına bu kitlenin gösterdiği direncin büyük bölümü PKK’ya ya da Kürtlere duyulan öfkeden değil, AK Parti’ye duyulan öfkeden kaynaklanıyordu. Aynı siyaset kendi partileri tarafından geliştirilseydi, böyle bir direnç ortaya çıkmazdı bence. O İzmirli kız, BDP’lilerden çok AK Parti’lilere atmıştı o taşı.

Ben hiçbir kuşku duymuyorum: İzmirli kız, BDP’yle ittifak yapıyor diye partisine oy vermezlik etmez; meğerki böylece AK Parti’nin daha da güçleneceği gibi bir inanca kapılsın.

Keza sahildeki “laik” oylar bu nedenle MHP’ye kaymaz; meğerki, bu oyların sahipleri böylece AK Parti’nin daha da güçleneceği gibi bir inanca kapılsın.


Alper Görmüş/Taraf


 

Bu yazıyı Facebook'ta paylaşabilirsiniz*:
Facebook'ta paylaş
0