Deprem ve Bir Siyaset Alanı Olarak Erciş -Van /1

02 Kasım 2011 16:01 / 1973 kez okundu!

 


Erciş Urartulardan günümüze dek cazibe merkezi olmayı başarabilmiş şirin bir yerleşim yeri. Erciş'i belki de gündeme taşıyan en önemli olay deprem oldu. - Her seçim döneminde il olması beklenen ilçeler sıralamasındaki yeriyle de gündeme gelirdi.- Deprem üzerinden siyasi hesaplaşmaları, sevinci, öfkeyi görmek mümkün. Neredeyse tüm Türkiye kısa zamanda Erciş’e ve Van’a sahip çıktığını gösterdi. Bunun elbetteki bazı nedenleri var.

Somali’deki açlığa ve kıtlığa şahit olduğumuz yaz ayı içinde Türkiye halkları neredeyse ellerinde avuçlarında ne varsa Somali’ye aktarma çabası içine girdiler. Çünkü Osmanlı’dan beri neredeyse tüm çevremiz hainler ve düşman ülkelerle çevriliydi. Ak Parti hükümeti durmadan dünyanın dört bir yanına seferler düzenleyerek bir anlamda ulusalcılarımıza dış tehdidin olmadığını kanıtlamaya çalıştı. Doğru da yaptı. Dışta popüler hale gelen Türkiye, bölgelerarası dengeleri gözetme çabasına girerek bir anlamda hami rolü oynamaya başladı. Tüm bunların üzerine depremden sonra sahip çıkılmaması ya da bugünkü duyarlılığın gösterilmemesi halkta, hükümete karşı büyük bir güven eksikliğine sebep olacaktı. Neredeyse bakanların bazıları tüm mesailerini Van’da geçirdiler. Başbakan, televizyon kanalları, uluslararası camia bu duyarlılığı üst seviyede tuttu. Artan şiddet ortamının neden olduğu huzursuzluğu ve halkın tercihlerini “Kürte rağmen Kürt sorunu çözümü” ekseninde çözme çabalarının bir sonucu olarak da okumak mümkün. Eğer ki, hükümet ve devletle barışık bir Kürt halkı varsa karşında, halk üzerinden pazarlık yapmaya çalışanlarla da uğraşmak gerekmez.

Erciş belki de siyasi bir alan olarak Van'ın önünde zikredilmeye, kucaklaşılmaya ve sahiplenilmeye çalışıldı. Bunun birkaç sebebi olabilir; birincisi depremin Van'dan çok Erciş'i yıkması, ikincisi ise birincisinin doğal sonucu olarak daha da ağırlığını hissettirdiğini görüdüğümüz siyasi seçenekler. Çünkü Van BDP'nin, Erciş ise AKP'inin elinde. Van belediye başkanı ve yetkililer, destekleyicileri zaman zaman basın ya da sosyal paylaşım siteleri üzerinden açıklamalar yaparak valiye ulaşamadıklarını, yalnız kaldıklarını, koordinasyonda yer alamadıklarını söylediler. Hükümet ise sokak gösterilerinde toplanan onca insanın neden depremde toplanmadığını sorarak bir anlamda “neredesin belediye” dedi. Bu tartışma ulusal medya tarafından da takip edildi. Bir takım çevreler hükümeti haklı görürken, bazıları da BDP’li belediyelerin bilinçli olarak yalnız bırakıldığını söyledi.

Depremin ardından ilk olarak insan manzaraları göze çarpmaya çalışıldı. Kurtarılmayı bekleyen insanlar, kurtarılan insanlar saniye saniye televizyon ekranından tüm Türkiye'ye anons edildi. İlk bakışta depremin pek de tüm Türkiye'nin gündemine yerleşmeyeceği düşünülüyordu. Nihayetinde Van'da yıkım azdı ve Erciş de küçük bir yerleşim alanıydı. Ama depremin hemen ardından ekranlarda yıkılan koca koca binalar görülmeye başlayınca depremin boyutu daha net görülmeye çalışıldı.

Deprem öncelikle Erciş merkezli analiz edilmeye çalışıldı. Bu büyük bir eksiklik olarak kabul edilse de, deprem analizlerinin Erciş üzerinden yapılması, Erciş'in bölgenin en büyük yerleşimlerinden biri olduğu için önemini de ortaya koyuyordu. Van, gölün doğusunda konuşlanmış, şiddet ve baskı ortamının had safhada olduğu bölgenin göç-çekim merkezi. Van'ın sadece Hacı Bekir mahallesinde 30 binden fazla insan yaşıyor ve barınakların bir kısmı baraka tip evlerden oluşuyor. Bazı hanelerde üç kuşak birden yaşıyor. Van'ın adeta politize edilmiş, Gazi mahallesi hüviyetinde bu mahalle. Bir şekilde Van, çevresi için Kürt siyasetinin kalbinin attığı, Diyarbakır'dan sonraki en büyük yerleşim yeri. (Bunu 2010 yazında Koç Üniversitesi’nden bazı araştırmacılarla göç olgusu üzerine yaptığımız bir çalışmanın pilot aşamasında çok net gördük. Yüzlerce insan hikayesiyle bunu ortaya çıkarmak mümkün. Halbuki aynı şartlarda olan bir diğer mahallesinde sorunlar başka etkenler üzerinden açıklanıyordu). Erciş ise, buna mukabil gölün kuzeyinde yeşilliğiyle ün salmış, çevresinin en büyük yerleşim birimi ve göçlerin birinci durağı. Yıkımın en fazla görüldüğü Van yolu caddesindeki bir dairenin fiyatı büyük şehirlerde işlek bir cadde üzerindeki daire fiyatına eşit. Dolayısıyla buranın bir rant alanına dönüşmesi için pek çok sebep var. Erciş, Van gibi insanların isteklerini siyasi bir alan üzerinden değil de daha çok ekonomik etkenler ve getiriler üzerinden dile getirdiği bir yerleşim birimi.

Erciş'in bir rant alanı haline gelmesiyle iktidar ilişkileri ve biçimleri arasında sıkı bir ilişki vardır. Öncelikle, bugün "yerli" olarak kendini tanımlayan kişilerin Erciş'in kimlik kazanmasında pek de bir katkılarının olmadığını rahatlıkla söyleyebiliriz. Erciş merkez olarak tabir edilen çarşı tamamına yakını eski tip dükkanlarla dolu. 50-60 yıllık binalar birer baraka biçiminde. Bu binaların çoğu da Erciş’te kendini "yerli” olarak tanımlayan kişilerin ellerinde ve bunlar esnaflık yaparak geçimlerini sağlıyorlar. Son yıllara kadar belli başlı birkaç ailenin elinde olan bu dükkanlar satıla satıla el değiştirdi.

Bu el edeğiştirmenin Erciş’in sosyo-kültürel değişmesine ne denli etki yaptığına bir diğer yazıda değineceğim. Ama şurası bir gerçek ki, yerel yönetimler ve halk arasındaki ilişkilerle bugünün Erciş’inin oluşmasında çok sıkı bağlar var. Bile bile çok katlı binalara verilen ruhsatlar bugünkü çevre felaketinin ve yıkımın en büyük nedenidir.


İsmet TUNÇ

02.11.2011


Bir sonraki yazı: Modern bir köy olarak Erciş

Son Güncelleme Tarihi: 05 Kasım 2011 13:11

 

Bu yazıyı Facebook'ta paylaşabilirsiniz+:
Facebook'ta paylaş
0
Yorumlar
Uyarı

Yorum yazabilmek için üye olmalı ve oturum açmalısınız.

Eğer sitemize üye değilseniz buraya tıklayarak hemen üye olabilirsiniz.

Eğer üye iseniz oturum açmak için buraya tıklayın.