Türkiye medyası artık siyah beyaz
20 Ocak 2013 19:00 / 1814 kez okundu!
Haberciliğin Türkiye’deki en önemli ismi Mehmet Ali Birand vefat etti. Herkese sürpriz yaparak tüm ana haber kuşaklarının sözü edilen ismi oldu. Televizyonun en renkli ismiydi. Sunumuyla, yorumuyla, şıklığıyla tam bir fenomendi.
Akşam haberlerini izlemeye başladığımızda mutlaka Kanal D televizyonuna göz atardık. Onsuz bir haber kuşağı düşünülemezdi. Bazen canımız sıkkınken, eşim, “hadi Kanal D’yi aç da Mehmet Ali Birand’ı izleyelim. Bakalım bugün hangi kravatı takmış” derdi. Sonra başlardık izlemeye, en çok renkli kravatları dikkatimizi çekerdi. Gülerek “bu adam bu kravatları nereden buluyor” derdik arada. Yaptığı gaflar, güzel yorumlar, sivri çıkışlar, onu diğerlerinden ayıran en büyük farktı.
Bana göre Türkiye medyasını Mehmet Ali Birand renklendiriyordu. Bir insan düşünün ki kendisiyle dalga geçsin. İnsanın hata yapması bu kadar mı güzel anılar demeti olarak karşısına çıkar ve insan kendi yaptığı hatalara bakarak güler ve güldürür. Birand her şeyiyle farklıydı. Farkını da ölürken ortaya koydu. Meğer ne çok seveni varmış ve ne çok gazeteci yetiştirmiş, ne çok elini taşın altına sokmuş.
Ölümünün arkasından öne çıkan iki yorum vardı bana göre. Bunlardan biri Ali Kırca’nın “şeyler” üzerinden hayatına çok şey kattığı üzerine söyledikleriydi. “Şey” demeden “çok şey” yapılamayacağı Birand’ın yaptıklarıyla ortaya çıktı. Birand’ın ölümü üzerine yapılan bir diğer yorum ise, Yazarlar ve Gazeteciler Vakfı Başkanı Mustafa Yeşil’in söyledikleriydi. Mustafa Yeşil, Birand’ın adaletli bir insan olduğuna dikkat çekiyordu. Çünkü bu ülkede ilkleri Birand yaşatmıştı. Kürt sorunundan dünyadaki diğer gelişmelere dair en çarpıcı detaylar Birand’ın öncülüğündeki ekip sayesinde gündemimize gelmişti. Çok sıkıntılar çekmiş, devletin takibinde yaşamış, bu ülkenin aşil topuğu sayılan konularında çekinmeden habercilik yapmıştı. Bu uğurda işsiz kalmıştı, fişlenmişti ama doğru yoldan vazgeçmemişti.
Tüm kanallar haber saatine yaklaşırken aniden ölüm haberi yayıldı. Tüm ekranlar aniden başarılarıyla, gaflarıyla, renkli kişiliği üzerine anılarla doldu. Meğer her kanalda onunla bir şekilde ilişkide bulunmuş, onun elinden haberciliği öğrenmiş, onun çektiği sıkıntılara ortak olmuş onlarca haberci varmış. Şurası bir gerçek ki, belki de televizyonculukta Birand kadar etki bırakacak ikinci bir insan daha olmayacak. Onu izlemek, onu dinlemek meğer ne kadar da güzelmiş.
Habercilik hayatında Kürt sorunu onun için temel taşlardan biriydi. En büyük arzusu bu topraklara barışın gelmesiydi. Ne gariptir ki, Diyarbakır’daki olaysız, barış için umutların yeşerdiği o töreni izleyemedi. Ameliyattan çıkıp Diyarbakır’a gidecekti. Yerinde izleyecekti her şeyi, bol bol barış sözcüğünü kullanacaktı belki de. Ölüm haberiyle, Diyarbakır’daki barış mesajları aynı anda okuyucuya sunuldu. “Birand hayatını kaybetti” ve “Diyarbakır barış dedi.”
Ekranlar artık renksiz, televizyonlar tekrar siyah beyaz. Bizler belki de, gaflarına gülen bir başka haberci daha tanıyamayacağız. Belki de hata yaptığı için kendisine kızılamayan tek insan olarak tarihe geçecek. Üzerine skeçlerin yazıldığı o tatlı hali artık hafızalarda güzel anlar olarak kalacak. Bunca güzelliği bizlere sunduğu için koca bir teşekkürü hak ediyor bence. Mekânı cennet olsun.
İsmet TUNÇ
20.01.2013
Son Güncelleme Tarihi: 21 Ocak 2013 01:29