Kendi paramýzla her gün zehirleniyoruz, farkýnda mýsýnýz?

16 Mart 2016 21:39 / 1957 kez okundu!

 

 

Meslek yaþamým boyunca alanda çok fazla ve bilinçsizce tarýmsal ilaç kullanýldýðýna tanýk oldum. Özellikle Akdeniz ve Ege bölgesinde seralarda çok fazla pestisit (tarýmsal ilaç) kullanýlýyor. Açýk alanlarda ve meyve bahçelerinde de durum farklý deðil. Elmalarýn , þeftalilerin analiz edilmeden kokularýndan bile ilaçlý olduðunu anlamak mümkün. 

Ýlaç bayilerinin açýlmasýyla ilgili hiçbir sýnýrlama yok. Örneðin seralarýn yoðun olduðu Antalya’nýn Kumluca ilçesinde çok fazla tarýmsal ilaç bayii var. Þehir bilim kurgu  filmlerindeki gibi ürkütücü. Adým baþý ilaç bayii görüyorsunuz. Ýlçedeki bu durumu gördüðümde adeta oradan kaçarcasýna uzaklaþtým.

Bu bayilerde satýlan çok zehirli grubunda ki bir çok ilaç hiçbir önlem alýnmadan kurallara uyulmadan  rahatlýkla çok fazla oranlarda ve sýklýkta üretimde kullanýlabiliyor. Bu ürünler ilaç kullanýmýndan birkaç gün sonra pazarlanabiliyor. Ürünlerin üzerinde tahlil etmeden bile bu kalýntýlarý görmek mümkün.

Ülkemizde her yýl tonlarca zehir çiftçiler tarafýndan rastgele kullanýlýyor. Bir çok çiftçi ise kendi ev tüketimi için özel üretim yapýyor. Çünkü zehirli ürün yetiþtirdiðinin farkýnda. Her meslekte olduðu gibi ilaç satan iþletmelerde de etik olmayan ekonomik kaygýlarýn öncelikli olduðu bir ticari iþleyiþi zaman zaman görmek mümkün .

Herhangi bir pazardan ya da seradan bir ürün alýnarak tahlil yapýldýðýnda bir çok çeþit pestisit kalýntýsý bulunduðu görülebilir.

Örneðin Akdeniz Üniversitesi Gýda Güvenliði ve Tarýmsal araþtýrma Merkezi  tarafýndan yapýlan araþtýrma; tükettiðimiz gýdalarýn bedelini sadece paramýzla deðil saðlýðýmýzla da ödediðimizi göstermiþtir.

Araþtýrma sonuçlarýna göre 2014 yýlýnda semt pazarlarýndan tesadüfi olarak toplanan ve en çok tüketilen domates, kabak, portakal gibi ürünler laboratuvarda pestisit analizine tabi tutulmuþ ve maksimum kalýntý deðerlerini aþan sebze ve meyve oraný % 25 olarak bulunmuþtur. Bu limitleri aþan meyve ve sebze resmi kuruluþlarca tüketilemez kabul edilmektedir. Ayrýca araþtýrmada analiz edilen örneklerin % 85’inde birden çok pestisit kalýntýsý tespit edilmiþtir. Bazý ürünlerde sayýlarý 13’e kadar çýkan pestisit kalýntýsý tespit edilmiþtir.

Tarýmsal ilaç kalýntýlarýndan kurtulmak mümkün deðil. Organik üretim yetersiz ve ürünler çok pahalý. Yani lüks tüketime giriyor. Bu ürünleri çok küçük bir kesim tüketebiliyor ancak. Milyonlarca insan ne yazýk ki zehir kalýntýsý bulunan ürünleri tüketmek zorunda kalýyor.

Yaþamak için beslenmeliyiz. Kanser olmamak için de yeterince meyve ve sebze tüketmemizi öneriyor konuyla ilgili uzmanlar. Ancak biliyoruz ki; tükettiðimiz meyve ve sebzeler  kalýntý içerdiði için bir çok kanser türüne sebep olabiliyor. Ýþte tüketiciler bu kýskaç içerisinde yaþam mücadelesi veriyorlar. Bu günkü koþullarda onlarý bu kýskaçtan kurtarmak mümkün deðil. Bu koþullarda temel bir insan hakký olan saðlýklý gýdaya ulaþmak için bir reçete yok maalesef.

Pestisit kalýntýsý bulunan ürünleri sirkeli suyla yýkamak, haþlamak zehirleri yok etmiyor. Sistemik dediðimiz ve sulama suyuna katýlan ve bitkinin damarlarýna verilen ilaçlarý yok etmek imkansýz.

Bu yaþamsal sorunla ilgili yapýlacak pek çok çalýþma var. Örneðin öncelikle il merkezlerindeki meyve sebze hallerine tahlil laboratuvarý kurulabilir. Ürünlerinde kalýntý bulunmayan çiftçilere destekleme pirimi ödenebilir. Çiftçiler ve bayiler periyodik eðitimlerden geçirilebilir. Ýlaç kullanýmýna kýsýtlama getirilebilir. Bu konuyla ilgili ilaç bayilerine ve çiftçilere yeni yaptýrýmlar uygulanabilir. Kurallara uymayan çiftçilere ve bayilere uygulanan yaptýrýmlar aðýrlaþtýrýlabilir. Bunlara benzer pek çok önlem alýnabilir düzenlemeler çalýþmalar yapýlabilir. Bu örnekler çoðaltýlabilir.

Ülkemiz çok uluslu dev ilaç þirketleri için iyi bir Pazar oluþturuyor. Alternatif yöntemler ve düzenlemelerle buna dur denilebilir. Alternatif yöntem olarak biyolojik mücadele ve evsel ilaçlar yaygýnlaþabilir.

Her gün milyonlarca insanýn; özellikle masum bebeklerin çocuklarýn yani gelecek nesillerimizin zehirlendiði bilmek ben insaným diyene çok aðýr geliyor. 

Yýllardýr bu sorunla ilgili çalýþmalar yapýyoruz. Ege Üniversitesi Tarým Ekonomisi öðretim görevlisi Prof. Dr. Tayfun Özkaya, Akdeniz Tarýmsal Araþtýrmalar Enstitüsü eski müdür yardýmcýsý Bülent Þýk ve bir grup doða, insan dostu arkadaþ bu sorunu kendimize dert edindik. Farkýndalýk yaratmaya tüketicileri bilgilendirmeye çalýþýyoruz .

Paneller köy toplantýlarý TV programlarý  gazete yazýlarý vs. olarak çalýþmalarýmýzý sürdürüyoruz.. Bu yaþamsal sorunla ilgili ben öykü bile yazdým farkýndalýk yaratmak adýna. Dr. Füsun Tezcan arkadaþýmýz ev yapýmý ilaçlar kitabýný yazdý. Bu reçetelerin hepsi doðal ve kalýntý içermiyor. Soðan sarýmsak biber  çeþitli otlarla vs. bu ilaçlarý yapmak mümkün. Bu evsel ilaçlarýn saðlýðýmýza hiç bir zararlý etkisi de yok. Büyük alanlarda bile kullanýlabilir. Kolayca hazýrlanabilir. Bu baðlamda çalýþmalarýmýz devam edecek.

Bir imza kampanyasý baþlattýk. Öncelikle hallerde kalýntý analiz laboratuvarý kurulmasýný talep ediyoruz. Her gün hepimiz kendi paramýzla farkýnda olmadan düzenli olarak zehirleniyoruz. Bu yaþamsal soruna karþý tek seçeneðimiz  güç birliði yapmak. Ýmza kampanyasýnýn yaygýnlaþtýrýlmasý tüketicileri bilinçlendirecek ve bu anlamda farkýndalýk yaratacaktýr. Çünkü medyada çýkan haberler ve oralarda konuþan akademisyen ler yanlýþ yorumlarda bulunuyor ve tüketicileri yanlýþ yönlendiriyorlar. Örneðin 13 .3.2016 tarihinde CNN Türk‘te sabah kuþaðý ’Kanseri Yenmek’ programýnda Prof. Dr. Süleyman Dinçer yanlýþ bilgiler verdi. Örneðin kanserden korunmak için tombul tavuk alýnmamasýný; küçük tavuklarýn tüketilmesini önerdi. Oysa biliyoruz ki küçük tavuk piliçtir geliþmemesini tamamlamamýþtýr; bu onun zararsýz olduðunu göstermez. Bunu duyan tüketiciler ekonomileri için küçük tavuklarý tüketime sunabilirler. Yine meyvelerin kabuklarý soyulduðunda zehirlerin yok olacaðýný belirtti. Oysa biliyoruz ki sistemik zehirler vardýr ve bunlar sulama suyuyla bitkinin gövdesine, sistemine yani damarlarýna oradan da  meyvelerin içine nüfus eder. Kesinlikle yýkamayla yok olmaz. Bu yanlýþ bilgiler halkýn saðlýðýný ciddi olarak tehdit edebilir. Zehirler le ilgili Bülent Þýk hoca ve tavuklarda ki zararlý maddelerle ilgili Yavuz Dizdar hoca bir çok araþtýrma yapmýþtýr .Bu araþtýrmalar gerçekleri kanýtlamaktadýr.

Bu imzalarla ilgili tüm kamu kurum ve kuruluþlarýný ve belediyeleri bu yaþamsal sorunla ilgili gerekli önlemleri almalarýný ve düzenlemeleri yapmalarýný talep edeceðiz.

https://www.change.org/p/zehirli-sebze-ve-meyve-istemiyoruz-belediyeler-hallerde-laboratuvar-kursun

Bu web adresine týklayarak sayfaya girip imzalayabilirsiniz. Ýmzaladýðýnýzda, facebook, twitter veya e-mail yolu ile arkadaþlarýnýzla paylaþýrsanýz seviniriz.

Tüm duyarlý insanlardan kampanyamýzý desteklemelerini bekliyoruz.

Saðlýklý günler dileyemiyorum. Çünkü bu koþullarda saðlýklý beslenmemiz pek mümkün deðil.

 

Göknur YAZICI

14.03.2016

 

Son Güncelleme Tarihi: 16 Mart 2016 21:58

 

Bu yazýyý Facebook'ta paylaþabilirsiniz+:
Facebook'ta paylaþ
0
Yorumlar
Uyarý

Yorum yazabilmek için üye olmalý ve oturum açmalýsýnýz.

Eðer sitemize üye deðilseniz buraya týklayarak hemen üye olabilirsiniz.

Eðer üye iseniz oturum açmak için buraya týklayýn.