YUNANÝSTAN ÇOK MU BARIÞÇI?

24 Temmuz 2020 13:43 / 2033 kez okundu!

 

 

Yunanistan Türkiye'yi sürekli kendisine karþý saldýrgan davranmakla suçluyor. Halbuki 1897 savaþýnda ve birinci Balkan savaþýnda emperyalistlerin kýþkýrtmasýyla Türkiye'ye saldýrmýþtýr. Birinci dünya savaþý sonrasýnda da yine onlarýn maþasý olarak Türkiye'yi tümden iþgal etmeye ve ortadan kaldýrmaya teþebbüs etmiþ ve aðzýnýn payýný almýþtýr. Kýbrýs konusunda da Türkiye'yi suçlayan Yunanistan, faþist albaylar cuntasý eliyle Nikos Sampson'u kýþkýrtarak Kýbrýs'ta darbe yaptýrmýþ ve adanýn iki toplumlu statüsünü bozarak ilhaka kalkýþmýþtýr. Türkiye'nin adayý iþgal ettiði söylenerek yapýlan karþý propaganda, Türkiye'nin müdahalesi sonucu hem Yunanistan'daki faþist cuntanýn düþtüðü, hem de Kýbrýs'taki faþist kalkýþmanýn akamete uðratýldýðý gerçeðini örtmüyor.

 

****

 

YUNANÝSTAN ÇOK MU BARIÞÇI?

 

Yunanistan'la yýllardýr çok sorun yaþadýk hala da yaþýyoruz. Bu sorunlar baþka hiç bir komþumuzla yaþamadýðýmýz kadar yoðundur. Þu anda da Yunanistan'dan baþka herhangi bir Balkan ülkesi ile sorunumuz yoktur. Yunanistan bununla ilgili olarak sürekli Türkiye'yi suçlamakta, bütün sorunlarýn kaynaðý imiþ gibi göstermeye çalýþmaktadýr. Ýþin ilginci Türkiye'de de Yunanistan'a hak verenler bulunmakta, muhalefetin önemli bir kesimi  Yunanistan yanlýsý kesilmektedir.

 

Peki, gerçek böyle midir; tarih sayfalarýnda þöyle bir gezintiye çýkalým. Ýþin gerçeði Yunanistan Mora despotluðunun ve de Ýstanbul'un Osmanlý tarafýndan fethinden, daha geriye gidersek Malazgirt'ten bu yana bir kan davasý gütmektedir. Bu bakýmdan da kendi arzý mevutu olarak gördüðü Türkiye topraklarýný yeniden ele geçirme ve Türkiye'yi bu topraklardan sürüp çýkarma hevesi taþýmaktadýr. Gösterilmeye çalýþýlanýn tersine, Yunanistan'da aþýrý milliyetçilik ve fetihçilik, Türkiye'den daha fazladýr. Türkiye'de muhafazakarlýðýn hakim olduðunu gerekçe yapýp Yunanistan aðzýyla konuþanlar, þu anda Yunanistan'da da bir muhafazakar iktidar olduðunu hatýrlasýn. Çipras gibi solcu bir lider zamanýnda iki ülke arasýndaki iliþkiler çok daha uygarca ve sorunlar konuþulabilir tartýþýlabilir düzeyde idi. Ta ki hiç üstüne vazife olmadýðý halde eski Yunan cumhurbaþkaný kalkýp buna çomak sokana kadar. Þimdiki cumhurbaþkaný da saðcý hükümeti ve savaþ heveslisi militarist çevreleri ile ayný görüþleri paylaþarak Türkiye'ye karþý açýklamalarda bulundu.

 

Bunlar bir de daha ileriye gidip Avrupa Birliðini de iþin içine çekerek Türkiye'ye karþý 'aðabeyime söylerim gelir sizi döver' tavrý takýnmaktadýrlar. Ýþin gerçeði AB de Yunanistan'ýn ve Kýbrýs Rum Yönetimin üyesi olmasý sebebiyle bu oyuna boynunu gönüllü uzatmakta, üye yapmayý istemediði Türkiye'yi Yunanistan'ý bahane ederek þamarlamaya kalkmaktadýr. Þamarlama günlerinin geride kaldýðý ve artýk bunun geçmeyeceði anlaþýldýkça da hýrçýnlaþmaktadýrlar.

 

Ýþin gerçeði Türkiye'nin AB üyeliðine uzun yýllar Yunanistan ve GKRY'i taþ koymuþtur. AB en büyük tarafgirliði henüz birliðini saðlayamamýþ güney Kýbrýs'ý üyeliðe kabul etmekle yapmýþtýr. Bu yolla Türkiye'yi Kýbrýs konusunda boyun eðdirme fýrsatý kazanýlacaðý sanýlmýþtýr. Bu koz, sürekli olarak Türkiye'nin karþýsýna üyelik engeli olarak çýkarýlmýþtýr. Fakat artýk Türkiye insaný için AB üyeliðinin bir önemi kalmamýþ, hatta AB nin yaþadýðý sorunlar ve çözülme süreci izlendiðinde istenmez olmuþtur.

 

Yunanistan Türkiye'yi sürekli kendisine karþý saldýrgan davranmakla suçluyor. Halbuki 1897 savaþýnda ve birinci Balkan savaþýnda emperyalistlerin kýþkýrtmasýyla Türkiye'ye saldýrmýþtýr. Birinci dünya savaþý sonrasýnda da yine onlarýn maþasý olarak Türkiye'yi tümden iþgal etmeye ve ortadan kaldýrmaya teþebbüs etmiþ ve aðzýnýn payýný almýþtýr. Kýbrýs konusunda da Türkiye'yi suçlayan Yunanistan, faþist albaylar cuntasý eliyle Nikos Sampson'u kýþkýrtarak Kýbrýs'ta darbe yaptýrmýþ ve adanýn iki toplumlu statüsünü bozarak ilhaka kalkýþmýþtýr. Türkiye'nin adayý iþgal ettiði söylenerek yapýlan karþý propaganda, Türkiye'nin müdahalesi sonucu hem Yunanistan'daki faþist cuntanýn düþtüðü, hem de Kýbrýs'taki faþist kalkýþmanýn akamete uðratýldýðý gerçeðini örtmüyor.

 

Evet uluslararasý toplum Türkiye'nin adadaki varlýðýný istememektedir. Fakat unutulmamalýdýr ki Türkiye Annan planý çerçevesinde çözüme yaklaþtýðýnda buna karþý çýkan Rum tarafý ve ülkemizdeki 'ver kurtul yapacaklar' diye yalan propagandaya baþvuran muhalefet çevreleri olmuþ ve çözümü engellemeyi baþarmýþlardýr. Halbuki bu plan uluslararasý toplumdan da geniþ çapta destek bulmuþtu.

 

Yunanistan doðu Akdeniz konusunda da en yakýn komþusu Türkiye ile iþbirliði yapmak yerine, Türkiye'yi dýþlamaya çalýþanlarla iþbirliðine giderek Ýsrail, Fransa ve Almanya'nýn tetikçiliðini yapmaktadýr. Onlarla birlikte üç tarafý denizlerle çevrili Türkiye'yi, Akdeniz'e kýyýsý olmayan bir kara ülkesi yapmaya çalýþmaktadýr. Þimdi bu Yunanistan 'barýþçý' Türkiye ise bu giriþimlere karþý haklarýný korumak için masaya yumruðunu vurduðunda savaþçý ve fetihçi mi oluyor.

 

Firuz TÜRKER

23.07.2020

 

Son Güncelleme Tarihi: 27 Temmuz 2020 11:51

 

Bu yazýyý Facebook'ta paylaþabilirsiniz+:
Facebook'ta paylaþ
0
Yorumlar
Uyarý

Yorum yazabilmek için üye olmalý ve oturum açmalýsýnýz.

Eðer sitemize üye deðilseniz buraya týklayarak hemen üye olabilirsiniz.

Eðer üye iseniz oturum açmak için buraya týklayýn.