TÜRKÝYE'DE ÝKTÝDAR MUHALEFET ÇEKÝÞMESÝ MÝ VAR SANIYORSUNUZ?

09 Mart 2020 22:57 / 5225 kez okundu!

 

 

"Vesayet rejimi, yani yerleþik 'nizam' hala AK parti iktidarýný ve onun temsil ettiði yerli ve milli kesimler ile o düþünceyi kabullenmiþ deðildir. Asla da kabullenmeyecektir. Siyasi platformdaki bütün giriþimlere bakýnýz hepsi bu düþünce karþýsýnda konumlanmaktadýr. Hepsinin de parlamenter sistem dedikleri ucubeye dönme istekleri bundandýr. Çünkü o sistem, alýþýlmýþ vesayet hegemonyasýný yürütmeye daha elveriþlidir. Fakat zaman onlardan yana iþlemiyor. Yine de milletimiz uyanýklýðý elden býrakmayacaktýr. Çünkü kendisi lehine yönetilmenin tadýný almýþtýr bir kere."

 


****

 

TÜRKÝYE'DE ÝKTÝDAR MUHALEFET ÇEKÝÞMESÝ MÝ VAR SANIYORSUNUZ?

 

Bir acý gerçeði hatýrlatmak isterim. Türkiye Cumhuriyeti hiç bir zaman 'tam baðýmsýz' bir ülke olamadý. Evet; bir Kurtuluþ Savaþý kazanýldý ama ne yazýk ki 'baðýmsýzlýk savaþý' deðildi. Birinci dünya savaþýndan sonra Ortadoðu'yu dizayn edenler, Türkiye Cumhuriyetini de dizayn etmiþlerdi. Türkiye Cumhuriyetinin dizayn edilmiþ hali onlarýn kafalarýndaki deðildi elbet. Nihayetinde Türklerin, Kürtlerin, Araplarýn, Çerkeslerin, Boþnaklarýn, Lazlarýn velhasýl Osmanlý bakiyesi olan bütün milliyetlerin kazanýlmýþ mutlak bir zaferi vardý. Osmanlý bakiyesine ölümü gösterip sýtmaya razý emiþlerdi. Türkiye Cumhuriyeti, Kurtuluþ Savaþýný yürüten kadrolarýn, 'müstevliler' ile uzlaþmasý üzerine bina edildi.

'Tek parti devleti' dediðimiz þeyle 'vesayet rejimi' dediðimiz þey aynýdýr. Mutlakiyet kaldýrýlmýþ da ne olmuþ? Onun yerine 'Cumhuriyet' adý altýnda baþka bir 'mutlakiyet' ikame edildi. Ebedi þef ve Milli þef söylemlerinin anlamý budur. Saltanatýn kaldýrýlmasýnýn gerçek sebebi Mustafa Kemal'in devlet baþkaný yapýlabilmesi içindir. Çünkü Mustafa Kemal hanedandan deðildi. Saltanat kalsaydý padiþah yani devlet baþkaný olamazdý. Avrupa'da pek çok ülke mutlakiyeti muhafaza etmiþ ama idare yetkisini meclise vererek 'parlamentarizme' geçmiþti. Türkiye'de mutlakiyet  muhafaza edilmedi. Parlamentarizme de geçilmedi; devekuþu gibi bir cumhuriyet ihdas edildi. Yani ne deve ne kuþ; Fakat kesin olan þey demokrasinin olmadýðý idi. 

Ýktidar her zaman için, bu gün ardýllarýnýn 'kurucu babalar' dediði Kurtuluþ Savaþýnýn lider asker kadrosunda, devamýnda da o kadrolarca örgütlenmiþ Cumhuriyet Halk fýrkasýnda idi. CHP her zaman vesayet rejiminin siyasi ayaðý olmuþtur. Demokrat parti  (ki onun kurucularý da CHP içinden çýkmýþtýr) seçim kazandý ama iktidar olamadý. Olmaya kalkýnca kalemi kýrýldý. Önde gelen üç ismi idam edildi. Bu; sivil siyasete öyle büyük bir darbeydi ki Erdoðan'a gelinceye kadar bütün sivil politikacýlar 'asker' korkusunu içinde taþýdý. Çoðunun 'kefenimizi giyip çýktýk yola' söylemi boþuna deðildi.

CHP nin adýnda 'halk' sözcüðünün olduðuna bakmayýn siz. Bu partinin tarihinde halkla hiç ilgisi olmamýþtýr. Yetmiþli yýllarda popüler olan 'halkçý Ecevit' sloganý bunun itirafýdýr aslýnda. Ecevit denemiþtir halkla yakýnlaþmayý. O nedenle de epey sempati kazanmýþtýr. O zamanlarýn yaygýn deyimi 'halka inmek' tir. Yani halk aþaðýda, zahmet edip ona 'inecek'  olanlar yukarýda. Halk kimdi peki? Bu gün beyaz Türklerin nefret ettiði o zamanýn þalvarlý, poturlu, lastik pabuçlu, baþý örtülü, çarþaflý, feraceli olmasý nedeniyle evlerine kapanmýþ olanlarýn  torunlarý. Yani günümüzün bodur,kýsa kollu, kýllý, bidon kafalý göbeðini kaþýyanlarý.

Bu halk devlet idaresine, yani 'kamusal alana' zinhar bulaþtýrýlmamalýydý. Ýþte Cumhuriyetimizin temel idari felsefesi bu olmuþtur. Tam da buna göre dizayn edilmiþtir devletimiz. Eskaza bu halka yaklaþýp da seçimi kazanan olursa hükümet kurabilirdi ama ipler 'muktedirlerin' elinde olurdu. Mecliste bir düzenleme yapmaya kalksa Cumhurbaþkaný ya da yargý eliyle durdurulurdu. Cumhurbaþkaný, vesayetin bekçisiydi. CHP nin hiç bir zaman Cumhurbaþkaný seçecek çoðunluðu olmamasýna raðmen daima onun ve de genel kurmayýn uygun gördüðü isimler cumhurbaþkaný olurdu. Bu zincir 'sözde deðil, özde' dedikleri birini seçtiremedikleri zaman bozulmuþtur.

Vesayet sistemine bi tamam teslim olmamýþ yönetimler parlamento içinde engelleme ya da yargý yoluyla durdurulamadýðý zaman da askeri darbe ile düþürülmüþtür. Askeri darbeler önceden planlanýr, bir kaç sene darbeye zemin hazýrlanýr, ve 'olgunlaþtýðýna' inanýldýðý anda da kelle kopartýlýrdý. Bu sistemin arkasýnda NATO vardý. NATO 'ya giriþle birlikte devletimizin kontrolü Ýngilizler tarafýndan NATO ya, dolayýsýyla ikinci dünya savaþýnýn tartýþmasýz dünya hakimi ABD ye devredildi. ABD Yalnýzca Türkiye'yi deðil, Sovyetler Birliði hariç, Avrupa'dan Avustralya'ya, Japonya'ya, Latin Amerika'ya varýncaya kadar bütün dünyayý fethetmiþti. 

Bu resim günümüzdeki siyasi çekiþmeyi izah etmektedir. Bu siyasi çekiþme, partiler arasý sýradan bir iktidarý ele geçirme kavgasý deðildir. Bu örümcek aðý gibi örülmüþ emperyalizmin maþasý vesayet sistemi ile onun yerine milletin iradesini geçirmek isteyen düþünce arasýndadýr. Günümüz siyaseti iþte bu platformda þekillenmektedir. Vesayet rejimi, yani yerleþik 'nizam' hala AK parti iktidarýný ve onun temsil ettiði yerli ve milli kesimler ile o düþünceyi kabullenmiþ deðildir. Asla da kabullenmeyecektir. Siyasi platformdaki bütün giriþimlere bakýnýz hepsi bu düþünce karþýsýnda konumlanmaktadýr. Hepsinin de parlamenter sistem dedikleri ucubeye dönme istekleri bundandýr. Çünkü o sistem, alýþýlmýþ vesayet hegemonyasýný yürütmeye daha elveriþlidir. Fakat zaman onlardan yana iþlemiyor. Yine de milletimiz uyanýklýðý elden býrakmayacaktýr. Çünkü kendisi lehine yönetilmenin tadýný almýþtýr bir kere.

 

Firuz TÜRKER

 

 

Bu yazýyý Facebook'ta paylaþabilirsiniz+:
Facebook'ta paylaþ
0
Yorumlar
Uyarý

Yorum yazabilmek için üye olmalý ve oturum açmalýsýnýz.

Eðer sitemize üye deðilseniz buraya týklayarak hemen üye olabilirsiniz.

Eðer üye iseniz oturum açmak için buraya týklayýn.