SOLUN ADAYI

05 Mayıs 2018 16:59 / 895 kez okundu!

 

 

Ülkemizde 'sol' adına örgütlülüğü korumaya çalışanlar, çok büyük hatalar yaptılar. En başta bu ülke emperyalist bir saldırı altındayken yurtseverlik kavramına sahip çıkmadılar. Dahası onu, şovenizm sayarak, küçümsediler. Amerika ile işbirliği yapan PKK-PYD çizgisini 'devrimci çizgi' saydılar. Emperyalist saldırıya direnen iktidarı hedef tahtasında on ikiye koydukları gibi, böyle bir saldırı olduğuna, MİT TIRLARI olayının bir tezgah olduğuna, hatta 15 Temmuz darbe girişimine bile inanmayarak FETÖ tezlerine paralel tutum aldılar. Sığınmacılara karşı Avrupa solunun tersine, 'ırkçı' tavır takındılar. Tanıdık bildik 'sol' değerler yerine İslamafobi'yi koydular.

 

*****

 

SOLUN ADAYI

 

Türkiye solu ne yazık ki dünyayı ve Türkiye'yi doğru okuyamadığı için dağıldı gitti, örgütlülüğünü korumaya çalışanlar ise 'devrimci şiddet' palavrasından yola çıkarak PKK’nın ve terörizmin peşine takılmış durumda.

Solun durumu Türkiye'de böyle iken dünya çapında farklı mı sanki? Hendek kalkışmasında ve Afrin'de PKK’ya dünyanın dört bir yanından devrim meraklısı yağdı. Amerikan bayrakları altında 'devrimcilik' iddia etmek çok hazin değil mi? Yoksa 'devrimin yeni merkezi' artık Washington D.C. mi? Dünya solu, politik örgütlülüğünü kaybettiğinden beri 'solculuk' yersiz, yurtsuz; amaçsız; dünyada bir fidan dikip sevgisini ve emeğini ona hasredememiş bir avuç serüvencinin eline kaldı.

Ülkemizde 'sol' adına örgütlülüğü korumaya çalışanlar, çok büyük hatalar yaptılar. En başta bu ülke emperyalist bir saldırı altındayken yurtseverlik kavramına sahip çıkmadılar. Dahası onu, şovenizm sayarak, küçümsediler. Amerika ile işbirliği yapan PKK-PYD çizgisini 'devrimci çizgi' saydılar. Emperyalist saldırıya direnen iktidarı hedef tahtasında on ikiye koydukları gibi, böyle bir saldırı olduğuna, MİT TIRLARI olayının bir tezgah olduğuna, hatta 15 Temmuz darbe girişimine bile inanmayarak FETÖ tezlerine paralel tutum aldılar. Sığınmacılara karşı Avrupa solunun tersine, 'ırkçı' tavır takındılar. Tanıdık bildik 'sol' değerler yerine İslamafobi'yi koydular.

Bunlar, onların bileceği işti. Nasıl politikalar izlerlerse onun sonuçlarını alacaklardır. Ama böyle yaparak Kürt oylarına talip oldular. Ve PKK ile elbirlik epey de başarılı oldular. Ama o süreç 'barış' süreci' idi. Büyük çoğunluk, bunların güçlenerek ülkenin iç barışına ve birliğine katkı yapacağını sandı. Öyle mi yaptılar? Yooo... Tam tersi; PKK’nın 'barış sürecini' bozan ve onun yerine 'devrimci halk savaşı' adı altında terörizmi koyan anlayışına destek verdiler; İçlerinden karşı olanları olduysa bile hiç sesleri çıkamadı. Terörizme boyun eğdiler. Bunun sonucunun bedelini de ağır ödediler. Ama öğrenmiş değiller. Bütün bu olanlarda kendi sorumluluklarını görmezden geldikleri gibi, barış sürecinin bozulmasının ve izledikleri politikalar yüzünden uğradıkları devletin aldığı tavır karşısında bile PKK’nın söylemini benimseyerek devleti ve mevcut iktidarı suçladılar. Bu kolay olandı. At üstünden gitsin.

Cumhurbaşkanlığında 'solun adayı' olarak gösterilen Selahattin Demirtaş, hatırı sayılır bir oy almışken bunu heba edecek işlere bulaştı. 6-8 Ekim'de uygulanan vahşetin sorumluluğu omuzlarında ağır bir yüktür. Partinin eş genel başkanı olarak hendek terörizmini savunan politikalardan da sorumludur. Şu anda cezaevinde olmanın 'mağduriyet' yarattığını sanmak pek akıl işi değil. O, fikirlerinden değil, eylemlerinden dolayı orada.

Solun cumhurbaşkanı adayı elbette olmalı. Bu en demokratik hak. Anlaşılan bu aday, tüm defolarına rağmen yine Demirtaş olacak. Çünkü gösterebilecekleri, üzerinde uzlaşabilecekleri başka bir isimleri yok. Sol, bağımsız bir politik çizgi izlemeli tabi ki. Ama kimsenin onları 'ittifak' içine almak istememesine de kafa yormalı. Ben solun, Türkiye'nin gelişim sürecine katkı yapabileceğine hala inanıyorum. Ama bu politikalarla mümkün değil. Selahattin Demirtaş, daha önce aldığı o oy oranını hiç hayal etmesin. Yanına bile yaklaşamayacak. Bunun sebebi de kendilerini kandırmaya çalıştıkları gibi 'devletin saldırısı' falan değil, izledikleri politikalardır. PKK’nın yanında Amerika'nın peşine takılanlar, bakalım Cumhurbaşkanlığı seçimi ikinci tura kalırsa kimi desteklemeyi seçecekler. Bu tutumları, deneyimlerini değerlendirip değerlendiremediklerinin göstergesi olacak.

 

Firuz TÜRKER

05.05.2018

 

Son Güncelleme Tarihi: 05 Mayıs 2018 17:20

 

Bu yazıyı Facebook'ta paylaşabilirsiniz+:
Facebook'ta paylaş
0
Yorumlar
Uyarı

Yorum yazabilmek için üye olmalı ve oturum açmalısınız.

Eğer sitemize üye değilseniz buraya tıklayarak hemen üye olabilirsiniz.

Eğer üye iseniz oturum açmak için buraya tıklayın.