Referandum Süreci

25 Ocak 2017 11:58 / 1037 kez okundu!

 

 

Meclisten demokratik kurallara uygun olarak bir anayasa değişikliği düzenlemesi geçti. Yine geçerli kurallara göre halkoyuna sunulacak. Bu kararı birlikte hazırlayan partiler AK Parti ve MHP. CHP ile HDP bu düzenlemeye karşı. Elbette evet-hayır cepheleri de bu siyasi tabloya göre şekillenecek. Fakat  siyaseten herhangi bir partiye destek veren seçmenin, başka türlü tercih kullanma ihtimali de var. Ama bu ihtimal zayıftır. Geçmiş deneyim göstermiştir ki genelde seçmen, desteklediği partinin tutumunu benimsiyor. 

 

Meclis görüşmeleri sırasında muhalefet hareketinin başını CHP çekti. HDP buna pasif destek vermekle yetindi. Karara muhalif olanların amacı öneri sahibi partilerden vekillerin de 'hayır' demesini sağlamaktı. Öneri, ancak böyle reddedilebilirdi. Fakat başarılı olamadılar.

 

Bunun için anayasa değişikliği önerisinin tutarlı eleştirileri yapılmalı idi. Bunun yerine sade suya tirit klişelerle, bu öneri geçerse 'rejimin değişeceği' 'tek adam yönetimine geçileceği' 'ülkenin bölüneceği' 'anayasanın ilk dört maddesinin de değiştirildiği' gibi gerçeği yansıtmayan argümanlar kullanıldı. Tabi bunlar da inandırıcılıktan uzaktı. Hele işin kürsü işgaline, kendini kürsüye kelepçelemeye, kavga çıkarmaya varması taraftar kazanmaktan çok tepki almaya sebep oldu. Referandumda da bu yöntem devam ettirilirse muhalefetin başarısızlığı kesin.

 

Aslında seçmenin büyük çoğunluğu şimdiden tavrını kesinleştirmiştir. Kamuoyu araştırmalarında 'çekimser' diyenlerin önemli bir çoğunluğunun bile bir kararı olduğunu düşünüyorum. Ama bunu peşinen açıklamaya çekingenlik gösteriyorlar. Bu tasarı referandumda onaylanırsa, muhalefetin dediklerinin hiç birisi gerçek olmayacak ve bu da onlar açısından önemli bir eksi olacak.

 

Değişiklik ne getiriyor, neyi değiştiriyor; halk bu konuda fazla kafa yormaz. İşin geneline bakar. Çok çok TV’lerdeki yorumcuların değerlendirmelerine göre kendi kararını güçlendirecek, belki de değiştirecek. Muhalefetin 'hayır' propagandası meclisteki gibi olursa bu propagandanın 'hayır' oylarını arttırma ihtimali zayıftır. Hatta tam tersi etki yaratıp 'evetleri' arttırma ihtimali daha fazladır.

 

TV yorumcularının önemli bir bölümü de tasarıyı eleştirmekten çok reddedilmesini sağlamayı ön plana aldıklarından fikir oluşturmak yerine kafa karışıklığına oynuyorlar. Dolayısıyla pek fazla kimsenin bu yorumları dikkate alacağına, hatta izleyeceğine inanmıyorum. Ben bile artık yeni bir şey bulamayacağımı düşünerek bu programların pek çoğunu izlemiyorum. Değerlendirmelerine önem verdiğim iki kişi var. Birincisi Kanal 24 de Halil BERKTAY, diğeri ise TRT kanallarında Cumhurbaşkanlığı baş danışmanı Mehmet UÇUM.

 

Mehmet Uçum'u bir kaç kez izledim. Bu tasarının mevcut sistemden daha demokratik bir düzenleme olduğu ve bol bol geyiği yapıldığı gibi bir 'tek adam yönetimi olmadığı' tezini işliyor. Konusuna hakim ve gayet de bilinçle konuşuyor. Halil Berktay ise yeni sistemin tarihsel değerlendirmesini yaparak aynı zamanda demokratik işleyişi zedeleyeceğini düşündüğü kısımların eleştirisini de dillendiriyor.  Endişelerinin kimisini haklı bulmuyorum.  Kimisine de katılmakla beraber ancak böyle bir düzenlemenin mümkün olabildiğini düşünüyorum. Çünkü sonuçta bu tasarı, iki parti arasında bir uzlaşma tasarısı.

 

İhtiyacı karşılar mı? Şimdilik karşılar, ama uzun vadede yeni düzenlemelere de gereksinim hissettirir. Fakat CHP’nin yaygarasını yaptığı gibi bir duruma yol açmaz. Onların hangi akla hizmetle tasarını eksiklerinin giderilmesi yönünde bir tutum takınmak yerine, kötüleyerek toptan reddetme yolunu seçmiş olduklarını anlamak zor. Sanırım en büyük kaygıları, eski sistemde ucundan kıyısından da olsa iktidara tutunabilecekleri bir dal olduğuna, inandıkları ve bu yeni durumla bu imkanın ellerinden alındığı düşüncesine kapıldıklarından böyle davranıyorlar. Halbuki Deniz Baykal, gelecekte CHP’nin de Cumhurbaşkanlığını kazanabileceğini söylemiş ama sözleri ağzına tıkılmıştı.

 

Böyle olunca CHP şimdiden havlu atmış anlamına geliyor. Halbuki Fransa'daki benzer sistemde sosyalistler Cumhurbaşkanı seçtirebilmiş, Mitterand döneminde başarılı da olmuşlardı. CHP’nin sorunu ise yönetim sorunu gibi görünüyor.  Ama bu sorun kişilerin değil, düşünce yapısının değişimi ile çözülebilir. Öyle bir birikim de şimdilik görünmüyor.

 

Firuz TÜRKER

24.01.2017

 

 

Bu yazıyı Facebook'ta paylaşabilirsiniz+:
Facebook'ta paylaş
0
Yorumlar
Uyarı

Yorum yazabilmek için üye olmalı ve oturum açmalısınız.

Eğer sitemize üye değilseniz buraya tıklayarak hemen üye olabilirsiniz.

Eğer üye iseniz oturum açmak için buraya tıklayın.