Kutuplaşma

28 Ocak 2017 13:37 / 1053 kez okundu!

 

 

Medyada bir 'kutuplaşma' geyiği almış başını gidiyor. Besmele çeker gibi dillere pelesenk edilmiş.

Öncelikle belirtmek isterim ki, Türkiye bir referandum sürecine girmişse 'kutuplaşma' kaçınılmazdır. Gayet doğal olarak bir 'hayır' bir de 'evet' kutbu olacak. Kutuplaşmanın bence anlamı budur. Kutup dediğin iki zıtlıktan oluşur. Yok eğer kutuplaşmadan maksat 'sertleşme' ise, bunu en çok kullananlar, sertliğe en yakın duranlar ya da başvuranlar zaten. Yani yavuz hırsızlık yapılıyor.

Gelişmeler kendi lehine olmuyor diye durumu kabullenemeyenler, çıldırma raddesine varanlar hakaretamiz bir dil kullanıyor. Olayların yönünü değiştirmek için başka saikleri devreye sokmaya çalışıyor. Bunu sağlayabilmek için de 'çatışma var' (yani kutuplaşma dedikleri budur) görüntüsü yaratmaya uğraşıyorlar. Kutuplaşmayı yaratanlar, 'kanımız akmadan, cesedimizi çiğnemeden geçiremezsiniz' diyenler, 'evet' kampanyası yapanları 'hainlikle' suçlayanlar değil de kim?

Onlar demokratik haklarını kullanıyor. Sen de beğenmiyorsan gidip 'hayır' kampanyası yapacaksın. Eğer bir taraf 'halkımız kabul etmezse başımız üstüne' diyorsa sen de 'halkımız kabul ederse başımız üstüne' diyeceksin. Demokrasiyi biz biliriz dedikten sonra 15 kişilik yargıçlar heyetinin iradesini halk iradesinin üzerine koymaya kalmayacaksın. Böyle yaparsan toplumu 'kutuplaştırmış' olursun işte.

Darbe umudunuz da 15 Temmuzda tükendi. Allahtan tükendi. Yoksa 'orduyu göreve' çağırıp 'şu avamların anayasa yapmasına izin vermeyin, sizin yaptığınız anayasa başımızın tacıdır' demeniz işten bile değildi. Zaten de bir darbe anayasasını savunmuyor musunuz?

 

Firuz TÜRKER

24.01.2017

 

 

Bu yazıyı Facebook'ta paylaşabilirsiniz+:
Facebook'ta paylaş
0
Yorumlar
Uyarı

Yorum yazabilmek için üye olmalı ve oturum açmalısınız.

Eğer sitemize üye değilseniz buraya tıklayarak hemen üye olabilirsiniz.

Eğer üye iseniz oturum açmak için buraya tıklayın.