ESKİ TAS ESKİ HAMAM

27 Ağustos 2018 13:09 / 948 kez okundu!

 

 

12 Eylül öncesinde 'sol'lara yönelik en önemli eleştirim ota boka eylem düzenlemeleriydi. Bunlarda 'kitleyi eylemsiz bırakmamak' gibi bir inanç var. Kalabalıkları toplayabiliyorsan topladığın kadarını sür 'eylem'e. Eylem de ne menemse...? Okulu boykot et; sebep? Yemek fiyatları yüksek; başka...? Vizeler kalksın. Daha; dekan gerici istifa etsin. Ne yapalım; hadi yürüyüşe, Taksime çıkalım, Beyazıt'a yürüyelim. Okulun derneği var; adam gibi oturulup yönetimle görüşülse pek çok konu çözülecek. Ama dernek öğrenci sorunlarının çözümü derdinde değil, devrim derdinde. Öğrenci devrimi.

 

****

 

ESKİ TAS ESKİ HAMAM

 

12 Eylül öncesinde 'sol'lara yönelik en önemli eleştirim ota boka eylem düzenlemeleriydi. Bunlarda 'kitleyi eylemsiz bırakmamak' gibi bir inanç var. Kalabalıkları toplayabiliyorsan topladığın kadarını sür 'eylem'e. Eylem de ne menemse...? Okulu boykot et; sebep? Yemek fiyatları yüksek; başka...? Vizeler kalksın. Daha; dekan gerici istifa etsin. Ne yapalım; hadi yürüyüşe, Taksime çıkalım, Beyazıt'a yürüyelim. Okulun derneği var; adam gibi oturulup yönetimle görüşülse pek çok konu çözülecek. Ama dernek öğrenci sorunlarının çözümü derdinde değil, devrim derdinde. Öğrenci devrimi.

 

Sonraları bir okulları ele geçirme modası yayıldı. Ele geçirdikleri okullardan sağcılar solcuları, solcular sağcıları okula sokmamaya başladı. Gelenin kafası gözü kırılıyor, hatta silahlı çatışmalar çıkıyor, yaralanan ölen oluyor. Bir sonraki basamakta sol gruplar kendisine göre 'hain' saydıkları diğer sol grupları da okullara sokmama kararları almaya başladı.

 

Bu eylemler neden yanlıştı? Bir kere küçük burjuva avantürizmi kokuyor. Yerli yersiz eylemlerle kitleler bunalıyor, soldan kopuyor, sol giderek marjinalleşiyor. Hele işin içine silah külah işleri de girmiş, bu işlerin 'demokratik talep' le ilgisi olduğuna kimse inanmıyor. Ama öyle olduğu söyleniyor. Maksat 'devrimci ortam' oluşsun. Böyle şey yok. Hiç bir teorik eserde devrimci ortam oluşturulması diye bir öngörü yok. Sadece öyle bir ortam oluştuğunda nasıl bir siyaset izlenirse bu devrimci siyaset olur, enine boyuna bu konu irdeleniyor. Stratejiler, taktikler falan işleniyor. Bizim solun bunlardan haberi yok. Vur ha vur; sür ha sür, yürü ha yürü... Ortam rahat kalmasın ki toz toplamasın.

 

Bu tür eylemler ne siyasetti, ne devrimci eylemdi ne de demokrasi eylemiydi. O günlerin 'sol' liderleri hareketten hoşlanıyor ama kitleler zart zurt eylem, zırt pırt yürüyüş hoşlanmıyor. Ne gam. Öyle olunca eylemler birer provokasyona dönüşüyor. Ortam kızışıyor. Cunta, pusuya yatmış kurt gibi askeri müdahale ortamının oluşmasını bekliyor. Beklemek ne kelime, el altından, bel altından (aslında el altından bile değil, açıktan) CIA'i, o zamanın MİT'i körüklüyor. Ajanlar, provokatörler ortalıkta kol geziyor.

 

Böyle yuvarlana yuvarlana 12 Eylül'e geldik. Neden 12 Eylül? Adamlar tam 12'den vurdu halkı da ondan. Ne demokrasinin zerresi kaldı, ne ekonominin halk yararına bir katresi. Belediyelerden tutun da bütün kamu kurumlarına emekli ya da muvazzaf subaylar atandı. Devlet malı yağma Hasan'ın böreği. Malı götüren götürene. Bir de yasa çıkarıldı; 12 Eylül'de görev verilenler hakkında dava açılamaz diye. Sıkıysa sesini çıkar.

 

Sözü çok uzattım; daldın mı gidiyor işte. 'Sol'lar şimdi de aynı. Eylemsizlikmiş...? Ya neyin eylemi? Bir uz duramaz mısınız? Yok; nerde hareket orda bereket. Demirtaş HDP'yi eylemsiz kalıyor diye cezaevinden eleştirmiş, onlar da birdenbire "Cumartesi Anneleri"ni hatırlamışlar. Hele bunlardan bir başlayalım demişlerdir, bereketi Allah'tan.

 

Kılıçdaroğlu da kefal gibi atılmış. Nasılsa her salataya maydanoz. Parti politikası diye bir şey kalmadı CHP'de. Kim iktidarla çatıştı, hemen onun yanında konuşlanıyor. Sorsan; darbe ortamı mı kaldı derler. Sen iki sene önce olana 'tiyatro' dersen kalmamış olur tabi. ABD yaptırım uyguluyorum dediğinde, 'Türkiye iyi yönetilmiyor, bu döviz ondan böyle' dersen tabi ki ortada sorun kalmaz. Hadi tamam darbe ortamı kalmadı olsun, iyi de kim yok etti o ortamı, zatı alileriniz mi; partiniz mi; sokaklara dökülen partinizin militanları mı; ha...? O darbe ortamının yok edilmesi için çaba harcanırken siz hangi tutumu aldınız ha...? CHP ne tutum aldıysa onun kuyruğuna takılmış 'sol' lar da o tutumu aldı. 


O zamanlar el birlik 'birlikte iyi salladık diye düşünüyor'dunuz. Sahi kimi sallamıştınız darbe ortamını mı?

 

Her şeye rağmen "Cumartesi Anneleri"nin eylemi yasaklanmamalıydı. Onların istedikleri de zaten bu. Bunların amacı üzüm yemek değil diye olur olmaz her şey yasaklanmamalı. Kılçdaroğlu Ankara'dan İstanbul'a yürüdü de ne oldu? Ha... Fırsat verilseydi çok şey olurdu. Can Dündar bile Bastil hayalleri görmeye başlamıştı. Madem provokasyon endişesi var, alırsın tedbirini olur biter. Çünkü bu işler bitmeyecek. Onu yasakla bunu yasakla nereye kadar? Huylu huyundan vazgeçmez.

 

Firuz TÜRKER

26.08.2018

 

 

Bu yazıyı Facebook'ta paylaşabilirsiniz+:
Facebook'ta paylaş
0
Yorumlar
Uyarı

Yorum yazabilmek için üye olmalı ve oturum açmalısınız.

Eğer sitemize üye değilseniz buraya tıklayarak hemen üye olabilirsiniz.

Eğer üye iseniz oturum açmak için buraya tıklayın.