ATATÜRK'ÜN MİRASI

17 Ekim 2018 15:32 / 1225 kez okundu!

 

 

Dünyada siyaset yaparken aynı zamanda bir bankaya ortak olan CHP’den başka bir parti olduğunu sanmıyorum. Atatürk devlet başkanı olduğu dönemde İş Bankasını kurmuş, vefatından sonra da bu bankadaki hisselerinin yine kurucusu olduğu CHP’ye devredilmesi gerektiğini vasiyet etmiş. Bu vasiyet yerine getirilmiş fakat sürekli tartışmalara yol açmış bir durum. Atatürk'ün o hisselere kişisel olarak nasıl sahip olduğu da ayrı bir tartışma konusudur. O hisselerin bedeli, Kurtuluş Savaşına katkı için Hindistanlı Müslümanların gönderdiği bağıştan sağlanmıştır.

 

****

 

ATATÜRK'ÜN MİRASI

 

Dünyada siyaset yaparken aynı zamanda bir bankaya ortak olan CHP’den başka bir parti olduğunu sanmıyorum. Atatürk devlet başkanı olduğu dönemde İş Bankasını kurmuş, vefatından sonra da bu bankadaki hisselerinin yine kurucusu olduğu CHP’ye devredilmesi gerektiğini vasiyet etmiş. Bu vasiyet yerine getirilmiş fakat sürekli tartışmalara yol açmış bir durum. Atatürk'ün o hisselere kişisel olarak nasıl sahip olduğu da ayrı bir tartışma konusudur. O hisselerin bedeli, Kurtuluş Savaşına katkı için Hindistanlı Müslümanların gönderdiği bağıştan sağlanmıştır.

 

Bu hisseler daha önce iki kez hazineye devir edilmiş, daha sonra CHP’nin yürüttüğü hukuki süreçler sonucu iade edilmiş. CHP, Atatürk'ün maddi manevi 'mirası' ile ayakta kalan, politika üretemeyen bir parti. Bu nedenle İş Bankası hisseleri üzerindeki payı maddiyattan çok manevi önem taşıyor. Bu hisselerin CHP’ye maddi bir katkısı yoksa bile 'Atatürk'ün mirasına' sahip olmasının en somut bağı. Bu bağ koparılırsa, CHP’nin Atatürk'ün arkasına saklanarak varlığını sürdürme stratejisi de derin bir yara alır. Güncel politik tartışmanın önemi buradadır.

 

Peki, etik olan nedir? Bir siyasi parti, banka hissedarı olmalı mıdır? İşin doğrusu böyle bir durum siyasete sığmaz. Kaldı ki CHP içinde kapitalizme karşı olma olgusunu savunan düşünceler de var. Bu durum bu düşüncelerle de çelişiyor. En akıllıca çözüm, CHP’nin bu hisseleri kendi rızası ile hazineye bırakması. Kendine güveni olan bir parti olsa bunu yapar. Ama yapamıyor. Direnme haklarını kullanacaklarını şimdiden açıkladılar.

 

CHP bu hisselerden feragat eder ya da rızası hilafına elinden alınırsa bunun kendisine ağır bir darbe olacağını düşünüyor. Doğru da düşünüyor. Zaten bunu yapmak isteyenlerin amacı da bu. CHP tarihsel devrini tamamlamış bir parti olduğu halde büyük bir yetenekle siyasi yaşama tutunuyor. 12 Eylül'de kapatılmış olması, Genel Başkanı Bülent Ecevit'in partisinden ümidini keserek parti genel başkanlığından ve üyeliğinden istifa edip yeni bir parti kurarak yoluna onunla devam etmeye çalışması, bir dönem baraj altında kalarak parlamentoya girememiş olması bile bu partiyi siyaset dışına itemedi. Her seferinde adeta küllerinden yeniden doğdu.

 

Bu durum CHP’nin yabana atılmayacak derin kökleri olduğunu gösterir. Öyle bir kesim var ki, kendi varlığını CHP’nin varlığına bağlamış durumda. Partilerinden ne kadar şikayetçi olsalar da bir başka partiye oy vermeye elleri asla gitmez. Fakat o kesim gittikçe azalıyor. % 35’lerden, 25’lerin altına doğru iniyor. Siyasette sosyal varlık nedeni olan partilerin iradi uygulamalarla ortadan kaldırılması mümkün değil. O yapılar ancak sosyal gelişmeye ters düşmeye başladıkları, bir başka deyişle yeterince eskidikleri takdirde eriyerek kaybolurlar. Demokrat Parti hareketi böyle yok olmuştur. Keza Siyasi İslam ve Kürt siyasi hareketleri defalarca partileri kapatılmış olmasına rağmen halen varlıklarını koruyor. Dahası Siyasi İslami hareket epey evrim geçirmiş olmasına rağmen iktidardadır. Zaten varlığını sürdürebilmesini geçirdiği bu evrimlere borçludur. Bu hareketin bir diğer versiyonu olan Saadet Partisi, geleneğe bağlılığı ve değişime direnmesi nedeniyle yok olma sürecine girmiştir.

 

CHP'nin bir banka hissedarı olması ne siyasi partiler yasasına ne de siyaset anlayışına sığar. Fakat varlık nedeni bu hisseler değildir. Onlar sadece bir etken. Bu hisselerin hazineye devri mantıklı olan bir yaklaşımdır. Ama CHP’nin rızası olmadan bunun yasa yoluyla yapılması bir mağduriyet doğurur. İşin doğrusu CHP’nin hisselere sahip olması, yani bu akıl dışı durumu sürdürmesi ona zarar, hisselerinin yasa yoluyla elinden alınması ise yarar sağlar. CHP’nin durumuna tarihsel gelişimin karar vermesi ise doğal yoldur.

 

Firuz TÜRKER

16.10.2018

 

 

Bu yazıyı Facebook'ta paylaşabilirsiniz+:
Facebook'ta paylaş
0
Yorumlar
Uyarı

Yorum yazabilmek için üye olmalı ve oturum açmalısınız.

Eğer sitemize üye değilseniz buraya tıklayarak hemen üye olabilirsiniz.

Eğer üye iseniz oturum açmak için buraya tıklayın.