AMERÝKA STRATEJÝ MÝ DEÐÝÞTÝRÝYOR?

06 Haziran 2018 14:12 / 1080 kez okundu!

 

 

ABD'nin Türkiye'ye yönelik son hesabý 2019'daki cumhurbaþkanlýðý seçimleriydi. Bu seçimlerde Erdoðan yönetimini devirip kendi planlarýna uygun davranan bir yönetimin oluþmasýyla, FETÖ'nün aðýrlýðýnýn olduðu bir Türkiye ile iþleri götürebilirdi. Erken seçim kararý bu oyunu da bozdu. Seçimin 'baskýn' olarak nitelendirilmesinin sebebi budur. Hazýrlýksýz yakalananlar, ülke içi muhalefet güçlerinden çok kendileridir. Bu nedenle ekürileri Almanya ve Fransa ile birlikte Ortadoðu stratejisinde revizyona gitme gereði duydular. Onlar aptal deðil. Kamuoyu yoklamalarýný yapýyor ve sonucu biliyorlar. Bu yüzden Erdoðanlý bir Türkiye þartlarýna göre planlarýný yenilemek istiyorlar.

 

*****

 

AMERÝKA STRATEJÝ MÝ DEÐÝÞTÝRÝYOR?

 

Amerika'nýn elbette bir Ortadoðu stratejisi var. Bu stratejide elbette Türkiye de yer alýyor. Ben bu stratejinin Ortadoðu'daki siyasal yapýyý deðiþtirerek Ýsrail'e alan açmak yönünde olduðunu düþündüm hep. Bu çerçevede Ortadoðu devletleri küçük devletçiklere bölünecek ve Ýsrail'e 'seküler' (yani Müslüman olmayan) bir müttefik yaratýlacaktýr. Bu müttefik devlet de PKK aparatýyla kurulacaktýr. Böylece parçalý Müslüman devletler Ýsrail için bir tehdit olmaktan çýkarýlacak, daha saðlam bir boyunduruk altýna alýnarak ehlileþtirilecekler, emperyalist çýkarlar garanti altýna alýnacak, Rusya güneyden kuþatýlacak.

Bu stratejide PKK'ya karþý ön almak isteyen IKBY (Barzani) vakitsiz öten bir horoz misali harekete geçti ama bölge devletlerinin engeline takýlýp baþarýsýz oldu ve Ortadoðu stratejisi sahnesinden çekildi. Vakitsiz olduðunu Amerika'nýn desteðini alamamýþ olduðundan düþünüyorum. Böylece PKK, tek aktör olarak kaldý.

Türkiye bu stratejiye 'gönüllü' razý edilemeyince zorla plana dahil edilmek istendi. FETÖ darbesi bunun için tezgahlandý ama baþarýlý olamadý. Ardýndan YPG silahlandýrýlarak baþka bir yol denenmek istendi. Türkiye Kuzey Suriye'ye düzenlediði harekatlarla bunu da boþa çýkardý. Türkiye'nin siyasal ve özellikle de finansal açýdan destekçisi Katar devreden çýkarýlarak Türkiye'nin zayýflatýlmasý politikasý da tutmadý. Türkiye bu teþebbüsün boþa çýkarýlmasýnda da aktif davrandý.

Halbuki Irak ve Suriye üçer dörder parçaya bölünme için olgunlaþtýrýlmýþtý. Türkiye, Rusya ve Ýran'la birlikte bu devletlerin toprak bütünlüðünü savunarak bu stratejinin yürümesine de engel çýkardý. CIA Darbesiyle iþbaþýna gelmiþ Sisi Mýsýr'ý ve bir saray darbesiyle söz sahibi duruma getirilmiþ yeni veliaht prens eliyle Suudi Arabistan da bu stratejiye ortak edilmiþlerdi. Aslýnda küçültülecek devletler arasýnda bu ikisi de var. Ama onlar, boyun eðerek ve uþaklýðý seçerek bu furyadan kendilerini kurtaracaklarýný sandýklarý için ABD'nin dümen suyuna girdiler. Ama olaylar onlarýn düþündüðü gibi deðil, ABD'nin stratejisi doðrultusunda geliþtirilmek isteniyor. Yani kendilerini kurtarma düþüncesi boþ hayal. Ýstedikleri kadar ABD'nin dümen suyunda gitsinler kendilerine çizilen bu kaderden kurtulamazlar. Tek çýkýþ yollarý anti emperyalist bir Ortadoðu devletleri cephesinde yer almak. Fakat bu yolu seçmedikleri gibi ABD stratejisinin uygulanmasýna da yardýmcý oluyorlar.

Bölünerek zayýflatýlmak istenen ülkeler arasýnda Ýran da var. Fakat Ýran bu stratejiden kendisine yarar çýkarabileceðini umuyor. Yani diðer devletlerin zayýflatýlmasýyla Ortadoðu'da nüfuzunu arttýrabileceði hesaplarý yapýyor. Rusya ise bu stratejinin hayata geçirilmiþ olduðu bir Ortadoðu'nun kendisi içim güvenli olmadýðýnýn farkýnda. Oradan sonra sýra kendisine gelecek. O nedenle iþin içindedir.

ABD'nin Türkiye'ye yönelik son hesabý 2019'daki cumhurbaþkanlýðý seçimleriydi. Bu seçimlerde Erdoðan yönetimini devirip kendi planlarýna uygun davranan bir yönetimin oluþmasýyla, FETÖ'nün aðýrlýðýnýn olduðu bir Türkiye ile iþleri götürebilirdi. Erken seçim kararý bu oyunu da bozdu. Seçimin 'baskýn' olarak nitelendirilmesinin sebebi budur. Hazýrlýksýz yakalananlar, ülke içi muhalefet güçlerinden çok kendileridir. Bu nedenle ekürileri Almanya ve Fransa ile birlikte Ortadoðu stratejisinde revizyona gitme gereði duydular. Onlar aptal deðil. Kamuoyu yoklamalarýný yapýyor ve sonucu biliyorlar. Bu yüzden Erdoðanlý bir Türkiye þartlarýna göre planlarýný yenilemek istiyorlar.

Pompeo'nun Türkiye ile anlaþmaya ve onun bazý þartlarýný kabul etmeye yönelik son uzlaþmasý buna iþaret ediyor. Hem PKK'yý hem de FETÖ'yü gözden çýkarma sinyalleri veriyor. Çünkü onlarla olmadý; onlarý koruyup kollama ve yeni operasyonlarda kullanma imkanlarý daraldý. Böylesi satranç oyunlarýnda yeri geldiðinde piyonlar verilir. Bu durum emperyalizmin Ortadoðu stratejisinde Türkiye'yi operasyon alaný dýþýna çýkarabilir. Ama stratejiden tamamen vazgeçildiði anlamýna gelmez.

Bu Ortadoðu'ya özgü bir durum deðil. Yeni bir dünya kuruluyor. Kapitalizmin 2008 bunalýmýnýn sonucudur bu. Türkiye bu yeni dünyada kendine onurlu ve daha fazla söz sahibi olmaya imkan veren bir yer açmaya çalýþýyor. Muhalefet partileri olaya böyle bakmýyorlar. Onlar Türkiye'yi kendi içine kapanýk, aktif olmayan eski durumuna döndürerek kendilerine bir 'iktidar' çýkarma peþindeler. O iktidar emperyalizmin önünde boynu bükük durmaya devam etse bile. 24 Haziran'da Türkiye'nin yeni dünyada nasýl bir yere sahip olacaðý netleþecektir.

 

Firuz TÜRKER

06.06.2018

 

 

Bu yazýyý Facebook'ta paylaþabilirsiniz+:
Facebook'ta paylaþ
0
Yorumlar
Uyarý

Yorum yazabilmek için üye olmalý ve oturum açmalýsýnýz.

Eðer sitemize üye deðilseniz buraya týklayarak hemen üye olabilirsiniz.

Eðer üye iseniz oturum açmak için buraya týklayýn.