Ermeni soykırımı anmasına katılmamanın mazereti Çernobil olabilir mi?

27 Nisan 2011 16:23 / 1458 kez okundu!

 


Aslında çok şaşırtıcı olmamalıydı ama gene de şaşırdım ve çok üzüldüm. 24 Nisan Pazar günü Taksim’de 2 bin kişi Ermeni soykırımını, öldürülen, sürülen, yok edilen kardeşlerimizi andık. Slogan atmadık, sessizdik ama Hrant’ın cenazesinde olduğu gibi dün de sesimiz aslında çok gürdü. (Ama, ana akım medya TV'leri, 'düğmeye basılmışcasına' bu önemli anmayı görmedi.)

70 milyonun içinde 2 bin kişi, doğrusu azdık ama Ankara’da, Amed’de, İzmir’de ve Bodrum’da da vardık.

Hüzünlüydük ama mağrurduk. Bir halk yok edilmişti ama ayaktaydı. Birlik içindeydi, Kürt ve Türk kardeşleriyle kucaklaşmayı bekliyordu.

İnsan böyle bir günde solcuların, sosyalistlerin “yaşasın halkların kardeşliği” diyerek 24 Nisan anmasına geleceğini sanıyor. Gelmediler.

Halkın Kurtuluşu Partisi adlı bir örgüt geldi. 20-30 kişi, bayraklarıyla, Lenin resimleriyle ve karşı gösteri yaptılar. “Emperyalizmin oyunu” dediler, “yaşasın ikinci kurtuluş savaşımız” diye bağırdılar. Bu kadarını beklemiyordum, şaşırdım.

Başka bazıları ise, Kadıköy’de AKP’nin nükleer santral yapmasını protesto eden mitinge gittiler, odalar, sendikalar ve sayısız sol parti. Ulusalcı sosyalistler de oradaydı. Ne yazık ki, seçimlerde desteklediğimiz Blok adaylarımız da, o mitinge gideceklerini ilan etmişlerdi. İşte bu en acısıydı. Sosyalistler ve milletvekili adaylarımız Ermenilerin yanında yer almak yerine nükleer santrallerin yapılmasına karşı çıkan bir eyleme katılmayı tercih etmişlerdi.

Oysa Ermeni anmasına gelenlerin çoğu kısa süre önce nükleer santrallerin yapılmasına karşı eylem yapmıştı, 24 Nisan’da Kadıköy’de olanların büyük çoğunluğu, ya da daha doğrusu Yeşiller hariç (onlar iki eyleme de katılmayı başardılar) hiçbiri yoktu o eylemde.

Aslında 24 Nisan anmasına katıların önemli bir kısmı yıllardır nükleer enerjiye, nükleer santrallerin kurulmasına, küresel iklim değişimine karşı yığınsal eylemler düzenlerler. Dün, 24 Nisan’da, Ermeni soykırımının başlamasının yıldönümünde nükleer santrallere karşı eylem yapanlar bu eylemlerimizi hep küçümsemişlerdi. Ama bu defa kendileri nükleer enerjiye karşı eylem yaptılar. İyi bir adım ama Ermeni soykırımına karşı tutum almayı her zamanki gibi unuttular!

26 Nisan Çernobil felaketinin yıldönümü. Bu felaketin sonuçları hala insanları etkiliyor. Biz, 24 Nisan Ermeni soykırımı anmasına katılanların büyük kısmı her yıl 26 Nisan’da gösteri yaparız.

Nükleer santrallerin kurulmasına karşı çıkarız. Bu yıl da yapacağız. 26 Nisan’da birçok kentte sokaklarda olacağız. İstanbul’da da saat 18.00’de Galatasaray lisesinin önünde toplanacağız. Küresel Eylem Grubu’nun pankartının arkasında yürüyeceğiz. 24 Nisan günü Kadıköy’e gidenler 26 Nisan’da nükleer santralleri protesto edebilirlerdi. Ama hayır, 24 Nisan’da bunu yapmayı tercih ettiler.

İşte bütün bunlardan dolayı canım acıdı. Taksim meydanında çeşitli siyasetlerden yoldaşlar vardı.

Bundan sonra birçok yolu onlarla birlikte yürüyeceğiz. Kadıköy’de ise Ermenileri önemsemeyen veya 1915 katliamını öne çıkarmayı emperyalizmin oyunu olarak görenler vardı. Demek ki yarılma çok derinleşmiş.

Geçen sene ilk kez 1915 katliamını anmıştık. Geçen sene gelemeyenlerin bir mazereti olabilirdi. İlk kez yapılıyordu, doğal olarak çok fazla duyurulamamıştı.

Faşistler ise duymuş ve gelmişlerdi.(!)

Bu sene, faşistler gene duydu ve geldi. "Solcuların" hepsi biliyordu. Kimsenin mazereti olamazdı ama bir mazeret yarattılar: Nükleer santralleri kınama mitingi!

Canım acıyor çünkü desteklediğim adaylar öbür yanda kaldı, blok içinde beraber olduğum bir dizi sol grup öbür tarafta kaldı.

Olsun, blok için birlikte çalışacağız ama belli ki birbirimize fazla güvenmeden. Biz bloğu Kürt özgürlük hareketi oluşturduğu için destekliyoruz aynı nedenle desteklemeye devam edeceğiz ve her zaman olduğu gibi özgürlük talebimizi en öne çıkaracağız. Ezilen halklara özgürlüğü, ırkçılığa ve milliyetçiliğe karşı mücadeleyi öne çıkaracağız. Ermeni soykırımını tanıyacağız. Bunun için 24 Nisan’da taksim’deydik, Kürtlere karşı süren kanlı bastırma hareketine karşı tutum alacağız, bunun için BDP’li yoldaşlarımızla beraber 'Bir göz de sen ol' platformunun çağrısı üzerine, Kürdistan’da öldürülen Kürt genci için de 24 Nisan’da sokağa çıktık.

Darbelere karşı çıkacağız. Ergenekon davasının peşini bırakmayacağız, Genelkurmay'ın dağıtılmasını savunacağız, Türk ordusunun Kürdistan’da kirli savaşa son vermesini isteyeceğiz.

24 Nisan acı bir günün yıldönümüdür. Bu sene benim için daha da acı oldu. Pankartın arkasında otururken sol içindeki yarılmanın derinliğini ürpererek bir kez daha fark ettim...


Doğan TARKAN

27.04.2011

 

Bu yazıyı Facebook'ta paylaşabilirsiniz+:
Facebook'ta paylaş
0
Yorumlar
Uyarı

Yorum yazabilmek için üye olmalı ve oturum açmalısınız.

Eğer sitemize üye değilseniz buraya tıklayarak hemen üye olabilirsiniz.

Eğer üye iseniz oturum açmak için buraya tıklayın.