Þeffaflýk Türkiye'nin elini kuvvetlendirir - Canan Balkýr

25 Nisan 2008 08:23 / 2404 kez okundu!

 

Dokuz Eylül Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü AB Anabilim Dalý Baþkaný ve sitemizin yazarlarýndan Prof. Dr. Canan Balkýr; "Türkiye'de toplumun, AB felsefesini anlayabilmesi için yürütülen müzakerelerin þeffaf olmasý ve toplumla paylaþýlmasý gerekiyor. Toplumda AB konusunda yükselen bilgi, sivil toplum örgütlerinin daha da katýlýmcý olmasýný saðlayacak ve müzakerelerde Türkiye'nin elini kuvvetlendirecektir" dedi.

Philip Morris/Sabancý tarafýndan Kurumsal Sosyal Sorumluluk Projesi olarak, Ege Ekonomiyi Geliþtirme Vakfý (EGEV), Ege Sanayici ve Ýþadamlarý Derneði (ESÝAD) ve Ege Bölgesi meslek kuruluþlarý destekleri ile 2005 yýlýndan bu yana sürdürülen “AB Eðitim Seminerleri”nin Manisa bölümünde verdiði seminerde görüþlerini ifade eden Prof. Dr. Canan Balkýr þöyle konuþtu:

“Kuruluþ felsefesi itibariyle bir sivil toplum hareketi olan Avrupa Birliði ile iliþkilerimizde ülkemiz sivil toplum temasýnýn da yükseltilmesi gerekiyor. AB kurullarýnda alýnan kararlarda üye ülkelerde faaliyet gösteren tüm sivil toplum kuruluþlarýnýn etkisinin büyük olduðunu biliyoruz. Meslek örgütleri, iþçi örgütleri, iþadamlarý ve sektörel birlikteliklerin oluþturduðu örgütler Avrupa’da söz sahibidir. Benim önerim, ülkemiz sivil toplum kuruluþlarýnýn da, bugüne kadar yapýlan görüþmelerde öne çýkan TÜSÝAD kadar etkin olmasý gerekliliðidir. Ýþçi sendikalarýmýz, barolarýmýz ve meslek örgütlerimiz Avrupa Birliði’nde faaliyet gösteren sivil toplum kuruluþlarý ile sürekli iletiþim içinde olmalarý gerektiðine inanýyorum. Yapýlan müzakereler hakkýnda bilgi sahibi olmak ve bu bilgiyi çevrelerinde yaymak sivil toplumun temel görevi olmalýdýr.”

Avrupa Birliði’ne üyelik sürecinde katýlýmcýlýk þart

Üyelik müzakeresi yapan her ülkenin kendi þartlarýný AB’ye kabul ettirmek için büyük mücadeleler verdiðini aktaran Prof. Dr. Canan Balkýr;

“Biz eðer bu müzakere sürecinden azami kârlýlýkla çýkmak istiyorsak, toplumun tüm kesimleri katýlýmcý olmalý, bu iþi götüren bürokrasiye destek olmalý. Örneðin üniversitelerimiz müzakere sürecinde önemli rol üstlenerek, bilim platformunda tüm etkinliklerde boy gösterebilmeli. Siyasi partilerimiz kendi görüþ paralelindeki AB siyasileri ile sürekli bir görüþ alýþveriþi tesis etmeli, ziyaretler yapmalý. Türkiye’nin bir kaç büyük ili dýþýnda kalan diðer illerimizinde daha fazla katýlýmcý olmak için gereken gayreti göstermesi lazým” dedi.

Yukarýdan aþaðýya iþleyen süreç baþarýlý olur mu?

35 müzakere baþlýðýnda ülke kazanýmlarýnýn neler olacaðýnýn iyi etüt edilmesi ve sektörel etki analizlerinin derinlemesine yapýlmasýnýn gerektiðini belirten Prof. Dr. Canan Balkýr;

“Düzenleyici etki analizi raporlarý çok önemli… Uyum maliyeti hesaplanmasý, hangi alanlarda ne kadar geçiþ süresi ve istisna talebi olduðunun saptanmasý gerek. Müzakere baþlýklarý açýlýyor ve görüþmeleri bürokrasinin belli kesimleri yürütüyor. Müzakerelerde nelerin tartýþýldýðý konusunda daha fazla bilgi bilginin kamuoyu ile sürekli bir þekilde paylaþýlýyor olmasý çok önemli. Bilgi ile donatýlan kamuoyunun da müzakerelere katýlýmcý olarak yaklaþmasý ve müzakere sürecini beslemesi lazým. Proaktif olmak için AB’deki tüm tartýþmalara ilgili sektör temsilcilerimizi göndermeli ve her platformda yer almalýyýz” þeklinde konuþtu.

Vatandaþlarýmýz AB’nin geleceði için Avrupalýdan daha çok endiþeli

Türkiye’nin AB üyesi ülkelerden daha iyi konumda olduðu alanlarýn bulunduðunu dile getiren Prof. Dr. Canan Balkýr; “Önümüze çýkan sorunlar daha çok politik kriterler… Komþu ülkelerle sorunlarýmýz, Kýbrýs ve diðer sorunlar önümüzde duruyor. Eurobarometer’in Türkiye raporunda AB ile ilgili çarpýcý sonuçlar açýklandý. Bana göre en önemlisi ise vatandaþlarýmýzýn AB’nin geleceði konusunda Avrupalýlardan daha endiþeli olmasý. AB’ye üye 27 ülke genelinde AB’nin geleceðine olumlu yaklaþanlarýn oraný yüzde 69 iken ülkemizde bu oran yüzde 52 çýkmýþ.

Gençlerimiz kendilerini Avrupalý hissetmiyor

Avrupa için Türkiye’nin coðrafi stratejik konumunun yaný sýra genç nüfusunun da önemli kriterlerden biri olduðunu belirten Prof. Dr. Canan Balkýr; “Üniversite gençliðine yönelik yapýlan araþtýrmada gençlerimizin yüzde 56’sý kendisini Avrupalý olarak hissetmediðini beyan ediyor. Türkiye’nin en çaðdaþ kenti olarak anýlan Ýzmir’de 174 lisede yaptýðýmýz araþtýrmada da liselilerin yüzde 68’i kendilerini Avrupalý olarak hissetmiyor. Bu araþtýrmamýzýn önemli bir sonucu da kendilerini Avrupalý hisseden liselilerin çoðunlukla Teknik Meslek Lisesi öðrencileri olmasý. Bunun nedeni meslek liselerinin Leonardo programý ile Avrupa’ya entegre olmuþ olmasýdýr. Bu eðitim programýna destek veren AB üyesi ülkeler gelecek yýllardaki teknik eleman ihtiyaçlarýný ülkemizden karþýlamayý planlamaktadýr. Avrupa, Gürcistan ve Azerbaycan’da da komþuluk iliþkileri çerçevesinde bu eðitim programýný uygulamakta ve ara eleman ihtiyacý konusunda bu ülkelere de yatýrým yapmaktadýr” dedi.

Philip Morris/Sabancý’nýn 4 yýldýr sivil toplum kuruluþlarýný da yanýna alarak sürdürdüðü “AB Eðitim Programlarý”nýn bölge ekonomisi açýsýndan çok faydalý olduðunu ifade eden Prof. Dr. Canan Balkýr; “Avrupa Birliði içinde siyasi açýdan bir cüce deðil dev olunmasý için doðuya doðru geniþleme konusundaki görüþler giderek kuvvetleniyor. Dünyada önemli güç dengelerinden biri olarak kabul edilen Avrupa Birliði’nin farklý bir medeniyet modeli var. Avrupa Birliði üyesi olmak istiyorsak bu modelin kurallarýna uygulamak zorundayýz. Avrupa’nýn akil adamlarý ‘Biz ancak Türkiye’yi üye olarak içimize aldýðýmýz zaman multikültürel bir yapýya kavuþacaðýz’ diyorlar. Daha çok bilgi, daha çok katýlým Türkiye’nin AB katýlým sürecine olumlu katký yapacaktýr” dedi.

Canan balkýr

 

Bu yazýyý Facebook'ta paylaþabilirsiniz+:
Facebook'ta paylaþ
0
Yorumlar
Uyarý

Yorum yazabilmek için üye olmalý ve oturum açmalýsýnýz.

Eðer sitemize üye deðilseniz buraya týklayarak hemen üye olabilirsiniz.

Eðer üye iseniz oturum açmak için buraya týklayýn.