Bu sıcakta çalışmak yasaklansın/İsmet Berkan

26 Temmuz 2009 18:16  

 

Bu sıcakta çalışmak yasaklansın/İsmet Berkan

İtalyanların çok sevdiğim bir adeti var: Neredeyse bütün ülke ağustos ayında tatil yapıyor. 

Bilmiyorum bu bir yasal zorunluktan mı kaynaklanıyor yoksa doğa koşullarının gereği olarak mı yılın en sıcak ayını İtalyanlar tatilde geçiriyor ama ağustosta neredeyse bütün ülke tatilde. 

İtalya Akdeniz’de. Geri kalan Akdeniz ülkelerinde, mesela İspanya’da, mesela Yunanistan’da çok sevdiğim bir başka adet de, öğlen uykusu adeti. 

Günün o en sıcak saatlerinde bütün dükkanlar kapanır, bütün sokaklar boşalır, bütün ülke uykuya çekilir. 

Sonra gece vakti şehir yeniden canlanır, bütün öğleden sonrayı uyuyarak geçiren Yunanlı ve İspanyonllar, akşam yemeğine gece 11’de ancak çıkarlar. 

O yemekten ve yemeği izleyen eğlenceden dönmesi sabahın erken saatlerini bulur. 

Böylece günün sıcak saatleri uykuda, yatakta, görece serin saatleri ise kısmen işte kısmen eğlencede geçer. 

Peki ama Türkiye de Akdeniz ülkesi. Yeri gelince bununla övünmeyi pek severiz ama nedense biz Akdenizli gibi değil Amerikalı gibi, Alman gibi yaşarız ve çalışırız. 

Yıllar önce okumuştum, yaz aylarının en sıcak şehirlerinden biri kuşkusuz Mersin’dir, bu ilde yazın memurların kısa kollu gömlek ve şortla işe gelmeleri için verildiği haberini. Bir de izin verilmediğini düşünsenize, ne yapardı o memurlar? 

Çoğu sıcak ülkede küresel ısınmaya katkıda bulunmayı azaltmak için işyerlerindeki klima sayısı azaltılıyor ve buna karşılık çalışanlara sıcak aylarda daha rahat giysilerle işe gelme izni veriliyor. 

Bazı şehirlerimizde ve bazı ülkelerde yaz aylarında öyle dayanılmaz sıcaklar oluyor ki, o sıcaklarda çalışmak, üretken olmak, ülke ekonomisine katma değer sağlamak, bir hizmet sunmak, sağlıklı bir üretim yapmak hemen hemen imkansız. 

İşte o sebeple diyorum ki, bu aşırı sıcaklarda çalışılmamalı. Ya da çok daha esnek çalışma modelleri geliştirilmeli; Yunanlı ve İspanyolların ‘siesta’ modeli gibi günlük mesaiyi ortasından ikiye bölen günlük çalışma düzenleri ya da İtalyanların bütün ülkeyi ağustos ayında tatile sokması gibi... 

Benim iddiam şu: Diyelim İstanbul’da, hava sıcaklığı 30 santigrat dereceyi bulduğu anda çoğu işyerinde üretilen katma değer eğer sıfırlanmıyorsa çok düşüyor olmalı. 

Çünkü sıcak bir yandan çalışan verimliliğini düşürüyor, o yüzden daha az ürün veya hizmet üretiliyor sıcakta hem de aynı sıcak yüzünden klimalara vs. yüklenildiği için işyerinin enerji faturası büyüyor. 

Acaba taze bir iktisat doktora öğrencisi bizim ülkemiz açısından buna kafayı takamaz mı: Yaz ayları şirketlerimiz için karlı aylar olamaz, bunu kanıtlayabilirsek yazları iş yerlerini kapatmanın alt yapısını oluşturabiliriz. 

İşdünyasından gelecek itirazları da görür gibiyim. Hayır, yaz aylarında 30 gün tatile karşılık kış aylarına denk gelen bütün uzun tatilleri kaldıralım. Mesela Kurban ve Şeker bayramı tatillerini birer günle sınırlayalım. Sadece 29 Ekimde ve 1 Ocakta tatil yapalım, geri kalan günler çalışalım. 

Ne dersiniz, sıcak havalarda çalışmayı yasaklasak ülkemizin mutluluk katsayısı artmaz mı? 

Radikal.com.tr

 

Bu yazıyı Facebook'ta paylaşabilirsiniz*:
Facebook'ta paylaş
0