Azınlığı mağdur eden bana da işkence yaptı

04 Nisan 2009 12:44  

 

Azınlığı mağdur eden bana da işkence yaptı

BBP lideri Yazıcıoğlu, yemekte biraraya geldiği Fener Rum Patriği’ne “Sizi mağdur eden irade bana da işkence yaptı” demiş

BBP lideri Muhsin Yazıcıoğlu’nun helikopter kazasında yaşamını yitirmeden bir süre önce Avukat Kezban Hatemi ve Prof. Baskın Oran’la temas kurup, 15 aydınla mayıs ayı başında Ege’de bir toplantıda buluşmak istediği ortaya çıktı. Planlanan ‘temas projesi”ni BBP Yüksek İstişare Kurulu Üyesi Dr. Selçuk Özdağ yürütüyordu. Dr. Selçuk Özdağ, Yazıcıoğlu’nun bu temaslar için ‘Büyük Barış Projesi’ adını verdiğini söyledi. Yazıcıoğlu’nun ilk olarak görüşme talep ettiği isimlerden Kezban Hatemi, Taraf’a ilk görüşmenin 6 Eylül 2005’te Fener Rum Patriği Bartelamaus Hazretleri’nin evinde olduğunu söyledi. Yazıcıoğlu’nun kendisinin görüşme talep ettiğini belirten Hatemi şunları söyledi: Bartelamaus’un evinde, yemekte görüştük. Oradaki amacı da karşılıklı fikir telakkisinde bulunmaktı. En enteresan olan Patrik Hazretleri’ne ‘Size karşı çıkan irade, size baskı yapan irade bana yedi yıl işkence yaptı. Ben de aynı iradeden mağdurum’ sözleriydi. Karşılıklı sohbet ve yemekti. Ondan sonra 18 Mart’ta bu toplantının haberini almak, tekrar teyit için bir mail aldım ‘ne durumdayız’ diye. 23 dakika sonra da ölüm haberini duyduk.” 

İkinci görüşme talebinin gittiği isim Baskın Oran’dı. Oran, NTV’ye 2006 yılında, İzmir’de Yazıcıoğlu’nun yetkilendirdiği üst düzey bir parti yetkilisiyle yüz yüze görüşme yaptığını söyledi. Yetkilinin, görüşmenin gözlerden uzak, kendi evinde olmasını talep ettiğini belirten Oran, memnuniyetle onları misafir edebileceğini söylemiş. Üç aylığına İngiltere’ye gittiği için görüşme şartlarının oluşamadığını belirten Oran, şunları anlattı: “Yani şartlar oluşmadı ve bu görüşme olmadı. 10- 12 gün önce de, aynı parti yetkilisi tekrar benimle temas kurdu. Bu kez sadece benimle değil; ‘Size gönderilen isimlerle birlikte İzmir’in Selçuk İlçei’nin Şirince Köyü’nde; bir butik otelde toplanmak, farklı düşünceleri bir araya getirmek, Türkiye ve demokrasi için ne yapılabilir? Bunları konuşmak ve de şimdiye kadar yapılan hatalar nasıl tekrar edilmez bu konuda fikir alışverişinde bulunmak istiyoruz’ dendi. 

Benim 10 kadar isimle temas edip edemeyeceğim yönündeydi. Ben bu kişilerle diyaloğa girdim. Ahmet Altan, Rıza Türmen, Mümtaz’er Türköne, Fehmi Koru, Etyen Mahçupyan, Oral Çalışlar gibi isimler vardı. Sağ olarak nitelendirilebileceğimiz bir iki isim daha vardı. Bana bu kişilerin cevapları ulaşmadan, kaza haberini aldık.” 

Murat Belge, Yazıcıoğlu’ndan kendisine görüşme talebi gelmediğini belirtti. Cengiz Çandar ve Ali Bulaç da, “Görüşme talebi gelseydi kabul ederdik” dediler.

Mehmet Altan: Bana 5 martta bir basın kahvaltısı verdiler Çırağan otelde. Ben gelişmelerden Ali Bayramoğlu vasıtasıyla haberdar oldum. Biz Muhsin Yazıcıoğlu’nun helikopterinin kaybolduğu gün Cumhurbaşkanı ile beraber Brüksel’e gittik AB için. O gün bana Ali Bayramoğlu, o sabah, yani helikopterin kaybolmadan önceki günün sabahı kendisini arayan birinin yeniden aradığını, Muhsin Yazıcıoğlu’nun ben, kendisi ve Fehmi Koru da dahil görüşmek arzusunda olduğunu ve ikinci kez ona soylediğini bana belirtti. Girişimleri Ergenekon’la ilgili gelişmelerde önemli bir rol oynama ihtimali olduğunu, Türkiye’deki Ergenekon’la bağlantılı olabileceği tahminim daha yüksek.

Etyen Mahçupyan: Benim o dönemde bir yurtdışı seyahatim vardı. Bu zaten tek tek vereceğimiz bir karardan çok toplanıp aramızda konuşup vereceğimiz bir karardı, bilemiyorum. Daha çok sürecin başındayken vefat etti. Ortada ilerlemiş olgunlaşmış bir şey yok. Bu toplantının olacağına dair kararı net olarak anlamadan kimse katılmazdı diye düşünüyorum. Bir toplantı talebiydi ve olgunlaşmamış bir şeydi. Sonuç olarak geçmişten beri değişik vesilelerle karşılaştığım birisi Yazııoğlu, siyasetçi olarak aynı yerde durduğumuz söylenemez ama Türkiye’nin siyasetçilerinden biriydi. Eğer ilişki tanımlanmışsa her siyasetçiyle görüşürüm ama şeffafbir toplantıya katılırdım.

Eser Karakaş: Yazıcıoğlu’nun yakın bir işadamı arkadaşı mayıs ayı için görüşmek istiyorum diye mail attı. Ben de cevap vermedim. Üç gün misafir edecekti. Aklım kesmedi, o kadar grubu biraraya getirmek. Ben de Fransa’daydım. Üzerinde durmadım sohbet için. Geçen sene Muhsin Yazıcıoğlu ile yemek yedim. Beşiktaş’ta üniversitenin yanında. Hapishane anılarını anlattı bana. Ben de niye yemek yedi benle diye şaşırmıştım. Arayış içindeydi, açılım arıyordu, şimdi anlıyorum. Hrant meselesi olunca Genel Sekreterleri ile polemiğimiz oldu. Sonra da araya soğukluk girdi.

Ali Bayramoğlu: İzmir’den Büyük Birlik Partili biri aradı. Ben, benimle neden görüşmek istediklerini anlamadım. Dolayısıyla katılamayacağımı söyledim o kadar. Baskın Oran’a bu konuda e-mail geldiği zaman bana da geldi. Baskın Oran’ın da saydığı isimleri içeren listeyle buluşma talebinde bulunuldu. Böyle bir talebin geldiği doğrudur. Helikopterin düştüğü gün ben Cumhurbaşkanı ile Brüksel’e gidiyordum. Bana mail atan kişi aradı o zaman, e-mailimi aldınız mı diye. Ben yola çıkmak üzere olduğumu söyledim. O zaman sizi daha sonra ararım önümüzdeki hafta dedi. Talep Muhsin Yazıcıoğlu’ndan mı geliyordu yoksa kendi kendine arayan birinden mi geliyordu, anlamamıştım. Direkt Yazıcıoğlu’ndan gelseydi farklı bakardım.

DİCLE BAŞTÜRK-MELİS GÖNENÇ/Taraf

 

Bu yazıyı Facebook'ta paylaşabilirsiniz*:
Facebook'ta paylaş
0