TRAVMANIN NEDENÝNÝ BÝLEMEMEK, BAÞ EDEMEMEK
11 Ekim 2021 22:02 / 916 kez okundu!
Uzun yýllar yattýðý hapishanelerde ezilmeyen, deneyimini geliþime dönüþtüren, kendini aþmasýný bilen; þiddet karþýtý, sivil haklar savunucusu, yazar kardeþimiz Aytekin Yýlmaz artýk hem Ýzmirli hem de izmirizmir.net ailemizin yeni yazarý oldu. Kendisine "aramýza hoþ geldin, Ýzmir'in rengine renk kattýn" diyoruz.
***
TRAVMANIN NEDENÝNÝ BÝLEMEMEK, BAÞ EDEMEMEK
Travmalara maruz kalmak kötü bir þeydir, ama daha kötüsü bu travmanýn nedenini bilememektir. Türkiye toplumu kýsýrdöngü bir cenderenin içinde debelenip duruyor. Hem sol hem de çoðunluk Kürt mahallesi bu travmaya yol açan þeyin reel siyasette AKP hükümeti olduðunu düþünüyorlar. Peki iktidarda AKP deðil de, CHP olsaydý, Kürt sorununda ve canýmýzý yakan bu savaþta durum farklý mý olurdu? Mesela CHP Kürt sorunu ve PKK savaþý/þiddeti konusunda AKP den hangi konuda farklý düþünmektedir? Ya da bu konuda savaþa son verip, barýþý saðlayabilecek ne gibi bir projesi bulunmaktadýr? Buradan baktýðýmýzda pek ümit var olamýyoruz. Bunun temel sebebinin geniþ anlamda hem devlet, hem de toplum olarak maruz kaldýðýmýz travmanýn gerçek sebebinin ne olduðunu bilememekten kaynaklanýyor. Eðer travmanýzýn ne olduðunu bilemezseniz onunla baþ da edemezsiniz. 40 yýldýr ülke PKK ile bir savaþ içinde ama adýný koymamak için her yol yöntem deneniyor. Eskiye göre bugün PKK’nin gücü ve eylemleri azalmýþ gözüküyor. Ama uzun sürmüþ bu savaþýn yýllar içinde biriktirdiði sýkýntýlar ve yýkýmlar orta yerde duruyor. Ülke insaný PKK savaþý yorgunudur. Kürtler bu çatýþmalý süreci daha yoðun yaþadýlar. Bazýlarý çatýþmalarda çocuklarýný, bazýlarý evini köyünü kaybetti ama buna raðmen PKK yorgunu olduklarýný halen daha dillendiremiyorlar.
Bu ülkede 1980 doðumlular hayata gözlerini açtýklarýnda kendilerini Kürt daðýndaki savaþýn içinde buldular. Bu nedenle de 40 yaþ altý kuþak günlük hayatý çatýþmalardan operasyonlardan ibaret sanýyor. Çatýþmasýz hayatýn nasýl bir þey olduðunu bilmiyorlar. Daha korkunç olaný ise içinde yaþadýklarý ortamýn bir savaþ ortamý olduðunu bilmemeleridir. Ülkenin Z kuþaðý üzerine deðerlendirme yapacak olanlarýn bu gerçeði atlamamalarý gerekiyor. Son 40 yýlda çatýþmalarda iki taraftan toplamda 100 bine yakýn insanýmýzý yitirdik. Yüzbinlerce insan yýllarca hapishanelerde kaldý. Dört milyondan fazla insan þehrinden köyünden göç etmek zorunda kaldý. Bu savaþ, son yüzyýlda Ortadoðu’nun en uzun süren savaþýdýr.
Bu ülkede geniþ anlamda bugün yaþanan travmanýn nedeni yaklaþýk 40 yýldýr (1984) Kürt daðýnda süren, sürdürülen savaþtýr. Bu savaþ ülkenin hem ekonomisini hem de enerjisini heba etti. Ülkenin sosyolojik/psikolojik ve demografik ayarlarýný bozdu. Travmamýzýn/rahatsýzlýðýmýzýn nedeni de burasýdýr. Eskiden askeri vesayet bir gitsin her þeyin düzeleceðine inananlar, þimdi de AKP bir gitsin her þeyin daha güzel olacaðýný düþünüyorlar. Muhalefetin hükümet nefreti, sorunlarý ele alýþlarý ve gerçeklikle kurduklarý iliþki biçimi pek umut vermiyor. Travma da tam böyle bir þeydir zaten. Yani travmaya yol açan þeyi bilememek ve onunla baþ edememektir. "Ne kadar çok kutuplaþma o kadar çok iktidar" anlayýþýyla siyaset yapan bir hükümetle barýþýn/çözümün de bir yerinde deðiliz.
Biz Travmanýn üçüncü kuþaðýyýz. Savaþ uzun sürdüðü için çatýþmayla bir arada yaþamak normalleþti. Son 40 yýlda çatýþmalarda çok insanýmýzý kaybettiðimiz için, arada çatýþmalarda duyduðumuz üç-beþ insan kaybýný artýk kimseler pek dert etmiyor. Bir savaþýn yapmak istediði ilk þey de budur, ölümleri sýradanlaþtýrmak. Bir savaþ, ölümü sýradanlaþtýrdýðý yerde amacýna ulaþmýþ demektir.
Neyi yapmamalýyým?
Eðer bir yerde savaþ çatýþma varsa ne yapmam gerektiðini deðil de neyi yapmamam gerektiðini biliyorum. Yýllar önce yeminli þiddet karþýtý olmaya karar vermiþ biri olarak, baþlamýþ bir savaþý durdurmaya gücüm yetmeyebilir ama bir yazar olarak yazýlarýmda kitaplarýmda teþhir edebilirim ve hiçbir zaman savaþ çýðýrtkanlýðý yapmamalýyým. Eðer engel olamýyorsam daha da büyümesine neden olmamalýyým. Her ne yapmam gerekiyorsa meþru legal zeminde kalarak yapmalýyým. Özgürlük mücadelesi denilen þey, baþkalarýnýn varlýðýna kast ederek, onlarýn özgürlüðüne son vererek kazanýlacak bir þey deðildir. Her zaman her yerde ölümlerden sonra özgürlük deðil mezarlýk gelir. Sorunlarýn çözüleceði yer gizli/illegal zeminler deðil, meþru legal zeminler olmalýdýr.
Aytekin YILMAZ