Sevgisiz Çocukların Bayram Neyine?
02 Mayıs 2010 22:42 / 2050 kez okundu!
23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı yine klasik törenlerle kutlandı.
Katılımcılığın olmadığı, demokratik olmayan siyasi partiler ve barajlı seçim sistemleriyle, aradan geçen 90 yılın sonunda egemenliğin kime ait olduğu çok tartışma götürür.
Bayramın çocuk boyutu daha vahim. Her 23 Nisan’da olduğu gibi bu sefer de çocuklar bir saatliğine başbakan, bakan, vali, belediye başkanı vs. yapıldı. Bu şekilde çocukların gerçekten bayramı oldu mu?
BM Çocuk Hakları Sözleşmesi’nin kabulünün 21 yıldönümü nedeniyle bu yıl Kasım ayında ilk kez çocukların katılımıyla Çocuk Hakları Kongresi toplanacakmış. Olumlu bir gelişme. Kongre hazırlığı amacıyla 7 bin çocuğa sorunları için çözüm önerileri sorulmuş Verilen yanıtların içinde en dikkat çekici olanı, “sahip olmanız gereken üç hak hangileridir?” sorusuna verilen “sevilme hakkı” ve “hayallerinin kısıtlanmaması hakkı”. (bknz: Çocuklardan al çözümü/ Umay Aktaş Salman) Bu yanıtlar, ülkemizdeki çocukların durumunu çok güzel özetliyor; çocuklar sevilmiyor, hayal kurmalarına bile izin verilmiyor.
Çocuklar sevilmiyor, sevilmedikleri için korunmuyor da; son yirmi yıl içinde yaşanan silahlı çatışma ortamında kolluk güçlerince öldürülen çocuk sayısı 342. Emniyet Genel Müdürlüğü kayıtlarına göre yaklaşık bin 700 çocuk kayıp ya da kaçırılmış. Can güvenliğini sağlayamadığınız, kayıp çocuklar ülkesinde çocukların bayramı olabilir mi?
Polise taş attıkları gerekçesiyle tutuklanan çocuklar kötü muamele görüyorlar, Terörle Mücadele Kanunu (TMK) kapsamında adil olmayan yargılamalar sonucunda yaşlarından büyük cezalara çarptırılıyorlar. Ne adalete ne de vicdana sığan bu uygulamaların kısmen önüne geçilmesi için TMK’nda yapılması düşünülen değişiklik, Çocuklar İçin Adalet Çağırıcıları’nın yoğun çabalarına karşın bir türlü yapılamadı. Kürt sorununun çözümünde “şahin” yaklaşımlara en başta çocuklar feda edildi. Şimdi de MHP’nin önerisiyle “23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı’nın 90. yılı” şerefine çocuklara af getirilmesi gündemde. Gerçekten bu çocuklar affedilmelerini gerektirecek suçlar işlediler mi? Çocuklarını affı gerektirecek ölçüde cezalandıran bir ülkenin çocukları bayram yapabilir mi?
Geçtiğimiz günlerde, Siirt’te ilköğretim çağındaki yedi kız çocuğun iki yıl boyunca cinsel istismara uğradığı, bu vahim olayın bilinmesine karşın yetkililer tarafından önlem alınmadığı, gizlendiği ortaya çıktı. Bu çocuklar için 23 Nisan ne anlam ifade eder?
Bingöl’de yarıyıl karnelerini aldıktan sonra evden kitap almak için ayrılan 8 ve 13 yaşlarında iki kız çocuğu eve dönüş için 1.5 lira minibüs paraları kalmadığı için, suları yükselen dereden geçmeye çalışırken öldüler. Diğer yandan ucuz işgücü olmaları nedeniyle, çocuklar çok kötü koşullarda çalıştırılıyor, buna ilişkin önlem alınması yerine, kimi iş kolları tehlikeli işler kapsamı dışına çıkartılmak suretiyle çocuk işçiliği özendiriliyor. Yoksul ve aç çocuğun bayramı olur mu?
Çocuk bayramından üç gün önceydi, Anayasa'nın 41. maddesinin değiştirilmesiyle ilgili görüşmede Barış ve Demokrasi Partisi milletvekilleri "Çocuk hakları sözleşmeleri çekincesiz olarak uygulanır" cümlesinin eklenmesi önerisinde bulundular, önerge reddedildi. Türkiye, 1995'te yürürlüğe soktuğu Sözleşme'de, anadilinde eğitimin önünü kapatmak için üç maddeye çekince koymuştu. Anadilini özgürce konuşamayan, kültürel kimliğini ve dilini ve değerlerini yaşayamayan çocuk nasıl bayram yapacak?
Sevilmeyen, hayal bile kuramayan, horlanan, ezilen, sömürülen, kaybolan, öldürülen çocukların bayramı olur mu?
Bayram kutlamak için önce “çocuklara adalet" gerek.
Arif Ali Cangı
26.04.2010