İzmir’in geleceğini karartacak yasa tasarısı

21 Mart 2010 21:16 / 1635 kez okundu!

 


İzmirizmir. Net’in Doğum Günü

İzmirizmir.Net’in 3. yaşını doldurması nedeniyle bir araya geldik. Buluşmamız sanal olan tanışıklığımızı sahici yaptı, umutlandık, mutlandık. İnsana dair, kente dair, doğaya dair, yaşama dair yarattıkları için, Pervin Mısırlıoğlu’na, İlhami Mısırlıoğlu’na, Adalet’in ikiz kardeşi Hürriyet Mısırlıoğlu’na ve tüm İzmirizmir.Net ailesine teşekkürler.

İzmirizmir.Net’in dördüncü yaşında, biz de insana, kente, özgürlüğe, eşitliğe, adalete, vicdana, kısacası yaşama dair yazmayı sürdüreceğiz.

***

İzmir’in Yaşamını Yakından İlgilendiren Yasa Tasarısı;

Geçen yazımda EGEÇEP Kurultayı’nı yazmıştım. Geçen yıl kaybettiğimiz sevgili dostumuz Prof.Dr.Türkel Minibaş’a adadığımız kurultayın ana konusu “Madenciliğin Yaşam Alanlarına Etkileri”ydi. Halen e.posta kutumuza düşen iletilerden, kurultayın amacına ulaştığı anlaşılıyor. Madencilik Yasası’nda değişiklik öngören yasa tasarısının geçtiğimiz günlerde Meclis Başkanlığı’na sunulmuş olması da kurultay için seçilen konunun ne kadar isabetli olduğunu bize bir kez daha gösterdi. Şimdi bu tasarının ne getireceğini, ne götüreceğini tartışma zamanı geldi. Tasarıya ilişkin ilk bakışta saptayabildiğim çevreye dair, yaşama dair kaygıları içeren değerlendirmelerimi EGEÇEP sitesinde okuyabilirsiniz. (MADEN KANUNUNDA DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA DAİR KANUN TASARISI) Bu yazıda yasa değişikliğinin İzmir’i, İzmirlilerin suyunu, yaşamını ilgilendiren yönünü dikkatinize sunmak istiyorum.

İzmir’in temiz kalmış tek yüzeysel su havzası olan Efemçukuru yöresi yaklaşık on yıldan bu yana Altın Madeni İşletmesi ile anılıyor. İzmir’in su havzası olmasının yanı sıra kendine özgü doğası, üzüm bağlarıyla bilinen Efemçukuru Köyü’ndeki altın madeni işletilmesi projesine yönelik çalışmalar, yönetsel kararlar, bilimsel araştırmalar, tepkiler, yaşam alanlarını kirleten, yok eden, tüm canlı yaşamını tehlikeye atan, kapitalist barbarlık düzeninin işleyişinin somut örnekleriyle dolu. Su havzasını kirleteceği, ortaya çıkacak ağır metallerle yöreyi yaşanmaz hale getireceği, İzmir’i adeta kanser kentine dönüştüreceğine dair pek çok bilimsel çalışmalar ve uyarılara rağmen, bunları umursamayan, her türlü desteği veren merkezi siyasi iktidar, İzmir’in yaşamını koruyormuş gibi davranan, namus sözleri veren, ancak kendi encümen kararını bile uygulayamama acizliği içindeki yerel yönetim, yeterli duyarlılığı gösteremeyen ve boy boy reklamlarla kafası karışan İzmirliler, davaları yürütenler açısından bile çıkılmaz hale gelen dava dosyaları ile zaten tehlike kapımıza dayanmıştı. İlk bakışta liberal ekonominin kendisi ile çeliştiği sanılan, aslında devletin piyasayı değil piyasanın devleti düzenlediği neoliberal anlayış ve uygulamaların (2000’ler Türkiye’sinde Tarım Politikaları ve Toprak Mülkiyeti: Efemçukuru’nda “Mülkiyet Nedir?”) doğal sonucu olan acele kamulaştırma kararı ile arazileri kamulaştırılan Efemçukuru Köylülerinin teker teker mücadeleyi terk etmeleri gidişatın kötüye gittiğinin göstergeleriydi. Şimdi yapılmak istenen yasa değişikliği ile bundan sonraki süreçte amaçları sadece kar etmek olanların önünü açacak, işlerini kolaylaştıracak gelişmelerin yasal zemini oluşturulmaya çalışılıyor.

Artık her şeye müsteşarlar Kurulu karar verecek;

Başbakanlık Müsteşarı başkanlığında, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı Müsteşarı, Devlet Planlama Teşkilatı Müsteşarı, yatırım kararına onay veren kurumun bağlı veya ilgili olduğu bakanlık müsteşarı veya kurum başkanı ve Maden İşleri Genel Müdürü olmak üzere beş kişiden oluşacak bir Kurul oluşturuluyor. Bu Kurul, madencilik yapılacak alanda, başka bir yatırım ile çelişki oluşması halinde, maden ruhsat sahibi olan şirket temsilcisinin de katılacağı toplantıda hangisinin tercih edileceğine karar verilecek. Yani; uzlaşmaz çelişki halinde olan “Çamlı Barajı mı, Efemçukuru Altın Madeni mi” sorusuna Kurul karar verecek, bu kararın verileceği toplantıya altın madeni işletmecisinin temsilcisi de katılabilecek, Kurul’un aldığı karar kamu yararı kararı yerine geçecek. Bu durumda, sizce Kurul neye karar verir, neyi tercih eder? Kurul karar verirken, öncelikle madenin makul bir sürede üretilebilme olanağının olup olmadığını dikkate alacak. Daha önce, Çevre ve Orman Bakanı Veysel Eroğlu, İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı’na “önce altın madeni işletilsin, sonrasına Çamlı Barajını size hediye edelim” teklifini getirmemiş miydi? Kurul, bir başka yatırım nedeniyle madencilik faaliyetinin kısıtlanmasına karar verirse, faaliyeti kısıtlanan maden işletmecisinin yatırım giderleri, lehine karar verilen tarafça karşılanacak. Kazara Çamlı Barajı tercih edilirse, İzsu, madenci şirketin şu ana kadar yaptığı yatırım harcamalarını ödemek zorunda kalacak. Böylesi bir durumda İzsu ya da İzmir Büyükşehir Belediye Başkanlığı Çamlı Barajını yapmakta ısrarcı olur mu?

Ruhsatı İzmir İl Özel İdaresi verecek;

Tasarı yasalaşırsa, maden üretim faaliyetleriyle ilgili işyeri açma ve çalışma ruhsatları il özel idareleri tarafından verilecek. Yani; Efemçukuru Altın Madeni’ne gayrisıhhî müessese ruhsatını, su havzası olan bölgeyi korumakla yükümlü olan İzmir Büyükşehir Belediyesi değil, İzmir İl Özel idaresi verecek. Artık, İzmir Büyükşehir Belediyesi uygulatamadığı encümen kararını dahi alamayacak, Ankara’dan gelecek emirler doğrultusunda altıncı şirkete İzmir İl Özel İdaresi’nce istediği ruhsat verilecek.

Yasa tasarısını hazırlayanların, çevre sağlığı ve canlı yaşamını koruma kaygısı taşımadıklarını zaten biliyorduk. Bunu bir kez daha tasarının gerekçesindeki “sürdürülebilir kalkınma” vurgusuyla görebiliyoruz. Pekiyi buna karşı İzmirliler ne yapacak? Asıl önemli olan bu; ya tasarının bu haliyle yasalaşmaması için var gücüyle mücadele edecekler, ya da barbarlık düzenine teslim olacaklar.

Bir söz de Sayın Aziz Kocaoğlu’na; “İzmirlileri Konak Meydanına toplamaya halen karşı mısınız, siz halen dosyalar hazırlayıp, akliselim davranarak etkisiz ‘hayır’ demeyi mi tercih edeceksiniz?” Bilin ki; yaşanacak olumsuzluklardan en çok siz sorumlusunuz.


Arif Ali Cangı
17.03.2010



 

Bu yazıyı Facebook'ta paylaşabilirsiniz+:
Facebook'ta paylaş
0
Yorumlar
17 Mart 2010 16:35

ERTUĞRUL BARKA


Büyükşehir Belediye Başkanı'mız çok çok büyük işlerle meşgûl olduğu için böyle küçük işlere vakit ayıramıyor.
Kendi Encümeninin mühürüne sahip çıkamıyor.
O Başkan olsun, 81 yaşına kadar bu makamı işgâl etsin gibi yüksek matematik hesaplamaları yapıyor.
Merkez Bankası, Efes Oteli, Sümerbank...Asbest yağdırdılar. İzmir asbeste boğuldu, haberi var ve birşey yapmadı.
Şimdi ağır metalli sulara boğulsa ne olur ki? Öyle arsenik falan; boşverin, seçim öncesi polemikleriydi. 50 Milyon dolara tesis yapıldı, iş bitti.
Uyarı

Yorum yazabilmek için üye olmalı ve oturum açmalısınız.

Eğer sitemize üye değilseniz buraya tıklayarak hemen üye olabilirsiniz.

Eğer üye iseniz oturum açmak için buraya tıklayın.