‘Bankalar krizde para kaçırmadı’

30 Eylül 2009 15:25  

 

‘Bankalar krizde para kaçırmadı’

Yapı Kredi CEO’su Faik Açıkalın, 2001 deneyimiyle krizin kolay atlatıldığını belirterek, zor geçecek 2010’da kredilerde yüzde 5 büyüme beklediklerini söyledi

Yapı Kredi Bankası Murahhas Üyesi ve Genel Müdürü Faik Açıkalın, bankacılık sektörünün şu anda yaşanan krizden 2001’de geçtiğini belirterek, “Reel sektör de 2001’de bu yapılandırmadan nasibini alsaydı, bugün gördüğümüz hasar daha sınırlı kalabilirdi” dedi. Açıkalın, küresel kriz sürecinde bütün dünyanın bir “teşhis hatası” yaparak aynı boyut yanılsamalarını yaşadığını ve herkesin “aynı kayığa” bindiğini ifade etti. Doğru teşhisi daha erken koyanların daha az etkilendiğini kaydeden Açıkalın, “Kimin gen yapısı, DNA’sı bu hastalığın iyileşmesine daha müsaitse o daha az hasar gördü” diye konuştu. Şu anda problemin ağırlıklı olarak kredi kartlarında ve küçük işletmelerde yaşandığını belirten Açıkalın, bunu şirketlerin kriz reflekslerinin çok gelişmiş olmasına bağladığını, daha büyük ve kurumsal firmaların çoğunun kriz deneyimlerinin bulunduğunu söyledi. 

Önümüzdeki yılın kolay bir yıl olmayacağına işaret eden Açıkalın, Merkez Bankası’nın faiz indirimlerinin devam edecek gibi göründüğünü söyledi. Açıkalın, sektörde 2010’da krediler ve mevduatta yüzde 5 ila 10 arasında bir büyüme öngördüklerini belirtti. 2001’de bankaların piyasaya ve birbirlerine güveni kalmadığı için parayı ‘sıfır faizle’ yurtdışındaki bankalara repo ettiklerini hatırlatan Açıkalın, “2001’de parayı yurtdışına park etme refleksi bu sefer olmadı. Dolayısıyla para Türkiye’de sistemin içinde kaldı” dedi. Bankaların krizde kredi vermede temkinli davrandıklarını ifade eden Açıkalın, şöyle konuştu: “Karşılarında talep yoktu. Zaten olmayan bilançolara kredi vermek intihardan başka bir şey değildi. Bu, mevduat sahibine parayı geri ödemesini tehlikeye sokar. Bankalar ne yaptı? Ya Merkez Bankası’na verdi, ya gitti Hazine Bonosu aldı. Eğer bankacılık sistemini, ‘kriz sırasında parayı aldı yurtdışına çıkardı, bir anda Türkiye’de açık oluştu’ diye eleştirseydik, çok haklı bir nokta olurdu. Bankaların görevi parayı vermek değildir. Bankaların görevi, mevduat sahibine parasını, bankayı doğru yönetip sağ salim söz verdiği gibi geri vermektir. Ondan sonra da tüm paydaşlarına karşı doğru bankacılık yaparak müessesenin sıhhatini sağlamaktır.”

Yapı Kredi sektörün üstünde büyüdü
Açıkalın, IMF ile ilişkiler konusunda, “Şu anda makrolar ve ülkenin aritmetiği bir IMF anlaşmasını mecbur eder nitelikte değildir. Orta Vadeli Program ayakları yere basan, mantıklı bir program. Ama şahsi kanaatim, IMF gibi bir çıpanın olması yabancı yatırımın ülkeye yaklaşımında pozitif katkısı olur” şeklinde konuştu. 

Yapı Kredi Bankası’nın 2010’da sektör ve ülke büyümesi üzerinde bir bilanço büyümesi yakalayacağını bildiren Açıkalın, 18 ayda 240 şube açtıklarını, kriz dönemini ise kendi içlerinde birtakım mutfak düzenlemeleri yapmak için fırsat olarak değerlendirdiklerini kaydetti. Yapı Kredi’nin kurumsal ve ticari alanda da son derece etkin bir yapısı olacağını, ancak ağırlığı küçük işletme, tüketici finansmanı ve varlıklı müşterilere yönelik kişisel bankacılık alanlarına vereceklerini dile getiren Açıkalın, bankanın sektörde kredi kartı pazarında birinci, nakit kredilerde dördüncü, mevduatta beşinci, varlık yönetimi ve yatırım ürünlerinde ikinci, leasingde üçüncü, faktoringde ikinci, gayri nakdi kredilerde ise birinci sırada yer aldığını anlattı.

“Savaşın bitmesi, IMF’den daha önemli”
Yapı Kredi Bankası Başekonomisti Cevdet Akçay ise, günümüzde ticaret ve finansı kontrol etme şansı olmadığına dikkati çekerek, “Bu alanlarda dümeni global dünyaya bırakıyorsunuz. Global dünyada ne olursa bu sizi de etkiler. Ancak beklenti kanadını doğru yönetirseniz daha başarılı olma imkânı var” şeklinde konuştu. Yabancı yatırımcıların ülkeye bakış açısıyla ilgili olarak Akçay, “Kişisel kanaatim, yaklaşık 30 yıldır süren düşük yoğunluklu savaşın bitmesi, doğrudan yatırımın gelmesi ve ekonomik büyüme için çok önemli. Çünkü yatırımcı güvenli yere gider. Savaşın bittiği, komşularıyla sorunların giderildiği, Ermenistan konusunun gevşediği bir ortamın sağlayacağı faydanın, IMF programından daha fazla fayda sağlayacağına inanıyorum” şeklinde konuştu.

Taraf

 

Bu yazıyı Facebook'ta paylaşabilirsiniz*:
Facebook'ta paylaş
0