28 Þubat’ý Demirel yönetti
14 Nisan 2012 11:33
Batý Çalýþma Grubu’nun darbe hazýrlýðýný ortaya çýkaran Bülent Orakoðlu: Süreci Demirel yönetti, aktif rol oynadý
Batý Çalýþma Grubu’nu ortaya çýkardýktan sonra “köstebek” suçlamasýyla tutuklanan eski Emniyet Genel Müdürlüðü Ýstihbarat Daire Baþkaný Bülent Orakoðlu, 28 Þubat soruþturmasýyla Türkiye’nin karanlýk geçmiþiyle yüzleþtiðini belirtti. Gözaltýna alýnan ekibin, cuntanýn “mutfak kadrosu” olduðunu ifade eden Orakoðlu, soruþturmaya üst düzey komutanlarýn da, siyasi ve sivil uzantýlarýnýn da dahil edileceði kanaatinde olduðunu vurguladý. Taraf’a konuþan Orakoðlu, “Refah- Yol hükümeti içinde Nahit Menteþe gibi bazý DYP’li bakanlar bile koalisyondan rahatsýzdý. Çok sayýda siyasi aktör, sermaye gruplarý, medya yöneticileri bu süreçte aktif rol aldý” dedi.
Demirel aktif rol oynadý
Sürecin en önemli sorumlularýndan birinin dönemin Cumhurbaþkaný Süleyman Demirel olduðunu ifade eden Orakoðlu, Demirel’in Refah-Yol hükümetine karþý olduðunu, bu nedenle sürecin arkasýnda olduðunu öne sürerek, “Demirel süreci yönetti, aktif rol oynadý” dedi. Orakoðlu, “köstebek” suçlamasýyla yargýlanmasýna neden olan Batý Çalýþma Grubu’nun ortaya çýkarýlmasý ve hükümetin düþürülmesindeki rolü ile ilgili Demirel’e þu suçlamalarda bulundu:
Cunta bilgilerini verdi
Biz Emniyet Ýstihbarat Daire Baþkanlýðý olarak bir cunta oluþumunu tesbit ettik. Dönemin Genelkurmay 2. Baþkaný Çevik Bir’in talimatýyla kurulan bu cunta oluþumuna dair bu bilgi ve belgeler elimize geçer geçmez prosedürü takip ederek konuyu Genel Müdüre aktardým. Birlikte dönemin Ýçiþleri Bakaný Meral Akþener’e gittik. Akþener, Baþbakan Yardýmcýsý Tansu Çiller’i de bilgilendirmemizi istedi. Bilgi ve belgeleri Çiller’e aktardýk. Çiller Baþbakan Necmettin Erbakan’a verdi. Erbakan da bunu Cumhurbaþkaný Demirel’e iletti. Devletin baþý olarak Demirel’in buna müdahale etmesi gerekirdi. Ancak öyle olmadý. Demirel bunu dönemin Genelkurmay Baþkaný Ýsmail Hakký Karadayý’ya aktardý. O da konuyu Çevik Bir’e aktardý. Ve ne oldu? Bu cunta yapýlanmasýyla ilgili soruþturma baþlatýlacaðý yerde bizim hakkýmýzda soruþturma baþlatýldý, tutuklandýk. Sonra beraat ettik.”
Asker-PKK görüþmesi
28 Þubat soruþturmasýyla Türkiye’nin karanlýk geçmiþiyle yüzleþtiðini vurgulayan Orakoðlu, bunun Ergenekon ve Balyoz davalarýyla, Susurluk olayýyla ve PKK meselesiyle de baðlantýlarýnýn bulunduðunu belirterek, þunlarý söyledi: “Biz 1997’de ordu içinde bazý kesimlerin PKK ile görüþmelerini tesbit ettik. Abdullah Öcalan da o dönem, ‘bu iþ hükümet ile çözülmez, asker ile çözülür’ demiþti. Biz bunu Çiller’e ve Erbakan’a ilettik. Her ikisinin de bu görüþmelerden haberi yoktu. PKK ile hükümetin bilgisi dýþýnda görüþülüyordu.”
Susurluk DYP’ye operasyon
Ergenekon davasýndan tutuklu emekli Tümgeneral Erdal Þenel’in evinde yapýlan aramalarda PKK ile ilgili iki CD’nin ele geçirildiðini belirten Orakoðlu, ayný Þenel’in Tuðgeneral olarak Genelkurmay Adli Müþaviri görevindeyken Albay Mesut Kurþun’u makamýna çaðýrarak “köstebek” davasýyla ilgili baský yaptýðýný ifade etti. Orakoðlu, 28 Þubat’ýn Susurluk kazasýyla iliþkisi olduðuna dikkat çekerek, “O dönem Refah Partisi’ne yönelik Ali Kalkancýlar, Fadime Þahinler, Müslüm Gündüzler üzerinden operasyon yapýldý. DYP’ye yönelik de Susurluk üzerinden. Bir yandan siyasetçi, mafya, emniyet iliþkileri gündeme getirilerek Sedat Bucak üzerinden DYP yapratýlmaya çalýþýldý, diðer yandan medyaya, kirli iliþkilerin üzerine gidiyormuþ gibi toplum nezdinde itibar kazandýrýlmaya çalýþýldý. Bütün bunlar hükümetin düþürülmesine yönelik organizasyonlardý. Büyük rant kavgalarý vardý” dedi.
Taraf
