YILIN KİTABI - Başbakanlık Etik Kurulu Rüşvet Talimatnamesi

08 Nisan 2010 23:50 / 1549 kez okundu!

 


Allah belamı versin ki ekteki satırlar bana ait değil. Nerde bende böyle zeka. Bunca yıldır kıytırık şiirler, mizah öyküleri yazmaya uğraşacağıma şöyle bir kitapçığı kaleme alsaydım bir numaraydım şimdi. Bütün ihtiyaçlarımı uzaktan kumanda ile gideriyordum. Tahtırevanla gidiyordum her yere. Ah benim aptal kafama tuğla, kör gözüme elektrik direği.

Ne tarih biliyormuşum, ne tanıyormuşum insanı...

"20 lira rüşvet değildir."

Başbakanlık Etik Kurulu, tapu işlemlerini hızlı tamamlayan memura 20 lira vermeyi rüşvet değil, 'İyi niyetli hediye' ve 'bahşiş' kabul etti. Ancak aynı kararda 'Amirine kavun getiren memur', 'Özel kolaylık tanıyan memura hindi vermek' çıkar amaçlı sayıldı.

Başbakanlık bastırdığı kitapçıkta 'İşinizi çabuk halleden memura sembolik para vermeniz iyi niyetli hediye ve bahşiş olarak değerlendirilebilir' dedi.

Kitapçıkta 'İyi Niyetle Verilen Hediyeler' başlıklı bölümde şu ifadelere yer verildi:

"... Hediye verenin herhangi bir menfaat beklentisi bulunmamaktadır. Örneğin, yabancı bir ülkeyi ziyaretinde devlet adamlarına verilen hediyeler, yılbaşında verilen ajanda ve benzeri hediyeler ile aldığı kamu hizmetinden memnun kalan bir vatandaşın, memnuniyetini ifade etmek için kamu görevlisine içinden gelerek verdiği hediyeler ya da para (bahşiş), bu kapsamda değerlendirilebilir. Bu tür hediyeler daha çok sembolik niteliktedir."

PASTAYA OLUR, HİNDİYE YASAK

Kitapçıkta 'İyi Niyetli Hediye' başlıklı bölümde şu örnekler verildi:

"Örnek 1: 'Mehmet Bey, hastanede yattığı sürece kendisine samimi

ve güler yüzle davranan hemşirelere taburcu olduktan sonra bir pasta hediye etmiştir."

"Örnek 2: 'Sadık Bey, ilk kez ev sahibi olmanın ve işlemlerin hızlı tamamlanmasının mutluluğuyla, tapu memuru Semra Hanım'a 20 TL vermiştir."

Kitapçıkta bu konuya da özel yer ayrılarak, 'İlk anda masum, zararsız ve tehlikesiz olarak görülebilecek hediyeler, çoğu zaman kamu görevlisinin tarafsızlığını, kararını ve görevi etkilemekte, adeta 'bubi tuzağı'na dönüşmektedir' denildi ve şu örnek verildi: 'Devlet hastanesinde memur olarak görev yapan memur Sinan Bey, izin dönüşünde hemşerisi vali yardımcısı Serhat beyi ziyaret etti. Yerinde olmadığını öğrenip getirdiği kavunu bırakıp evine döndü. Serhat bey kavunu evine götürüp ailece yedi. 3 gün sonra Sinan bey, tekrar Serhat beyi ziyaret etmiş, döner sermayeden daha iyi bir ücret alacağı bir göreve getirilmesine yardımcı olmasını istedi. Normalde böyle ricaları kabul etmeyen Serhat bey, hediye edilen kavunu hatırlayarak, Sinan beyin ricasını yerine getirmek için girişimde bulunmuştur...'

Etik Kurulu, memurun ikinci iş yapmasının yasal olmadığını anımsatarak öğrencisine özel ders veren öğretmenin durumunu örnek gösterdi. Kurul, bedava kömür dağıtan kişinin 'hemşerilerini kayırması'nı etik dışı buldu.

TATİL RÜŞVETİ

Kitapçıkta 'çıkar amaçlı' ilişkiler arasında sayılanlar şunlar:

- Araba, ev tahsis etmek
- Tuttuğu takımın kombine biletlerini hediye etmek
- Konferans verdirmek
- İnceleme amaçlı gezi daveti
- Tatil masraflarını karşılamak
- Kamu görevlisine kendisine yönelik yaptığı özel kolaylıktan dolayı hindi vermek.

Evet; kaçırdığım tarihsel fırsatı gördünüz mü?

Fakat olsun. Bu "küçük fırsatlar ülkesinde" yetişmiş bir girişimci olarak kimse beni küçümsemesin. Oturur bu kitapta rüşvet kabul edilen hediyeleri aklama, yasak maddelerini delme üzerine bir kitap yazarım... Başladım bile... İşte size bir kaç ipucu;

-Büyük bir devlet dairesinin başındasınız. 20 lira hediye değil de, 100 bin lira rüşvet alırken angut gibi enselendiniz. İfadeniz şöyle olacak; " Efendim ben tümüyle vatandaşın işini kolaylaştırıyordum, kendileri dairelerimizde kendisinin işini hızlandıran tüm memur arkadaşlara yirmişer lira hediye vermek istedi, e bizde beşbin personel var. Hani yorulmasın kendileri diyerekten..." Hadi iyisiniz, yırttınız sayemde...

-Amirinizin evine, makamına kavun götürüp keleklik yapmayın.
Hatta 'pepino' (Venezuelkavunu), 'papaya'yı da (Güneydoğu Asya kavunu) tanıyın ki yakalanırsanız o da kavun, bu da kavun diye gözaltına gitmeyin.

-Physalis, demirhindi, canavar gözü, keçi boynuzu serbest. "İlaç niyetine verdim.Sevaptır ya..." dersiniz.

-Pasta işi çok kıyak... Kaç katlı olacağı konusunda sınırlama yok... İsterseniz 20 katlı alın ya da gönderin. Hatta pastanın içinden Rolex, elmas yüzük, pırlanta takı seti bile çıkabilir di mi... Size ne pasta ustası düşürdüyse içine... İçinden tombul memeli Teksas kızı çıkan pastalardan da gönderebilirsiniz. Kız Amerikalı olunca büyütmezler işi. Yerli malı kullanmayın. Dedikoducu olur... Bülbül gibi şakır... Sizi de şakırdatabilirler sonra. Olmaz ya, rüşvet alınmayan bir daireye düşebilirsiniz.

-Öğretmenler yaşadı... Özel ders ve her türlü ikinci işi yapabilirler. (Sanki başka türlü yaşama şansları varmış gibi.) Mevzuat Sonuna kadar açık. Fakat dikkat etsinler, yakında "kardeşim siz dünyaları kazanıyorsunuz, maaş falan istemeyin, sigortanızı da dışardan ödeyin diyebilirler.

-Hindi meselesine gelince... Zaten hindi eti yavandır. Amirinize ve sevgili hane halkına mide fesadı çektirebilir. Değeri de azdır. Siz özel pişirilmiş tarantula kızartması, bengal kaplanı billuru yahni, panda yumurtalığı sote, tazmanya canavarı şiş, keleynak çevirme gibi ekzotik, afrodizyak yiyecekler gönderin fakirhanelerine ki kendilerini "büyük fırsatlar ülkesinin" sosyetesi ayarında hissetsinler. Biliyorsunuz "büyük fırsatlar ülkesinde" nesli tükenmekte olan hayvanları pişirip binlerce dolara değerli iş camiası ve halkın yöneticilerine sunan restoranlar bulunmaktadır. Uçakla servisleri bile vardır... Fil şeyi gelecek yerden kaplan billuru esirgenmez... Neden gönderdin derlerse, "yahu evde bizim hanım pişiriyodu, kokmuştur gariplere, komşu hakkı dedik" diyebilirsiniz, hem de prestij kazanırsınız amir gözünde.

Tatil rüşvetlerinin nasıl büyük bir zevkle kabul edilebileceğini, göbek üstünde buz kaydırmanın inceliklerini özel bir yazı konusu olarak bir kenara ayırırken, mahallemizin kadrolu işsizlerinden "yanık Veli" geçen gün kahvede "abi .... memurluğunda odacılık için benden 20 bin lira hava parası istediler" diye anlatıyordu.

Yalancı Veli, deli mi ne?


Timur Ugan
07.04.2010

 

Bu yazıyı Facebook'ta paylaşabilirsiniz+:
Facebook'ta paylaş
0
Yorumlar
Uyarı

Yorum yazabilmek için üye olmalı ve oturum açmalısınız.

Eğer sitemize üye değilseniz buraya tıklayarak hemen üye olabilirsiniz.

Eğer üye iseniz oturum açmak için buraya tıklayın.