Þeyhin Dar'daðaný!

15 Ocak 2014 14:09 / 1534 kez okundu!

 

 

Dardaðan aðacýnýn çekirdeðinin dýþkabuðu, meyvesi buruk ve kekremsi bir tat býrakýr aðýzda, insan tekinin damaðýný buruþturur çok yendiðinde. "Burada mezar var” dercesine göðerir Dara Tihokê..

 

Daha çocuk denebilecek yaþlardayken Dîyarbekir suriçindeki evimize epeyce uzak düþen Daðkapýdaki Yeniþehir sinemasýnýn önünde hafta sonlarý “resimli roman” pazarý kurulurdu. Teksas, Tommiks, Zagor, Pekos Bill, Kinova ve daha baþka okunmuþ, ikinci el kitaplarýn hem deðiþ tokuþu hem de satýþý yapýlýrdý.

Film izleme seanslarý öncesindeki bu alýþveriþin bir ayaðý da seyyar el arabalarýnda satýlan Dardaðan ve kamýþ pazarýydý. Dýþýndaki etli meyvesi yenen dardaðanýn çekirdeði, içi oyuk ve bir karýþ uzunluðundaki kamýþýn içinden birilerine hýzla üflenerek atýlan bir oyunun pazar malzemesiydi.

Birgün o sinemanýn önündeki pazar yerinin giriþinde yaþlý birinin sinemanýn yazlýk bölümüne yüzünü dönmüþ vaziyette iki elini açmýþ halde dua ettiðine tanýk olmuþ ve hiçbir anlam verememiþtim. Durduk yerde ibadet mekaný ya da ziyaretgah olmayan bir sinema mekânýna neden dua okunsundu ki!

Uzun yýllar sonra politik bilince kavuþunca, öðrenecektim ki; meðerse 1925 yýlýnda Þêx Saîd Efendi Daðkapý meydanýnda arkadaþlarý ile birlikte asýldýktan sonra o yýllar o sinemanýn yeri boþ bir arsa iken, o arsanýn bir köþesine açýlan bir çukura, saygýsýzca gömülmüþ Þêx Saîd. Sonra mezarlýk aðacý olarak bilinen ve Kürtçe'de adýna Dara Tihokê denilen Dardaðan Aðacý Þeyhin gömüldüðü yerin yanýbaþýnda kendiliðinden göðermiþ. Bu gerçeði bilenler orayý kimselere ifþa etmeden ziyaretgâh olarak bellemiþler.

Cumhuriyet rejimi bilinçli bir politikayla sisteme muhalefet edenlere öyle zulümler reva görmüþ ki, sahiden düþmanca! Þêx Saîd Efendi’nin mezar yeri maalesef hâla bilinmiyor.

19 Þubat 1932’de Türkiye’nin 14 þehrinde Halkevleri kurulur. Tahmin edileceði gibi bu þehirlerden biri de o yýllarda henüz Diyarbakýr adýný almamýþ olan Dîyarbekir’dir. Þeyhin defnedildiði yerin de arka bahçesi olarak kullanýldýðý arsaya tez zamanda kurulur Dîyarbekir Halkevi. Cumhurluðun Türklük üzerinden okumasýnýn sanat, kültür merkezi olur, halkevi. Yýllar sonra 1951’de Halkevleri kapatýlýnca önce Þehir, sonra Yeniþehir Sinemasý olur Diyarbakýr Halkevi binasý. Þêx Saîd Efendi’nin gömüldüðü ve yanýnda dardaðan aðacý olan “saklý” mezar yeri, sinemanýn yazlýk bölümünün film gösterim kulübesinin hemen yanýbaþýna denk düþer.

Apê Musa (Anter) anýlarýnda; muhtemelen halkevi binasýnýn yapýldýðý yýllarda, hemen yanýbaþýnda Diyarbakýr “Raký Fabrikasý” (tekel içki fabrikasý) kurulan yeri iþaret ederek “atalarýna düþmanlýk ve saygýsýzlýk” olarak vurgular.

Yýllar sonra halkevi binasýný sinema salonuna dönüþtüren ve Þeyhin mezarýnýn olduðu mekâný sinema salonu olarak kullananlar iflah olmaz, iflas ederler.

Sinema el deðiþtirir, birilerince satýn alýnýr. Yerine otel, iþ merkezi yapmak isterler. Halk uyarýr, “Þeyhin mezarý ordadýr, saygý gösterin, en azýndan bir ziyaretgâh yapýn” derler. Dinletemezler. Satýn alanlar bir süre sonra trafik kazasý geçirir, bir kaçý ölür. Ýnþaattan vazgeçer, binayý baþkalarýna satarlar.

Onlardan da satýn alanlar oraya bir özel hastane binasý yaparlar. Heyula gibi kocaman bir yapý olur. Son birkaç yýl içinde büyük bir açýlýþla hizmete sokulan o zincir özel hastane binasý birkaç ay önce büyük borçla iflas etti ve kapanmak durumunda kaldý.

Þimdi etrafý sacdan ihata duvarýyla kapatýlmýþ durumda o yapý. Önünden geçen ve mekânýn hikâyesini bilenler, çok haklý olarak Þêx Saîd Efendi’nin ahýndan söz ediyorlar.

Hani sözün baþýnda, cumhuriyetin kodlarýndan söz ettik ya! 1925 yýlýnýn 15 Þubatýnda baþlar Þêx Saîd Kýyamý, 29 Haziran’da Þêx Saidê Kal dara çekilir. Tam 75 yýl sonra yine bir 15 Þubat günü 1999’da Kürtlerin modern çaðýnýn lideri Sayýn Abdullah Öcalan Kenya’dan Türkiye’ye elleri baðlý, gözleri bantlý bir tutsak olarak getirilir. 29 Haziran’da Öcalan’ýn idam hükmü kesilir. Yine bir baþka Þubat günü 19 Þubatta Diyarbekir Halkevi kurulur.

Velhasýlý kelam, dardaðan aðacýnýn çekirdeðinin dýþkabuðu, meyvesi buruk ve kekremsi bir tat býrakýr aðýzda, insan tekinin damaðýný buruþturur çok yendiðinde. Mezar yerlerinde kendiliðinden ve “burada mezar var” dercesine göðerir Dara Tihokê…

Daha birkaç gün önce Daðkapý Meydanýndan geçerken etrafý kuþatýlmýþ; geleni-gideni, gireni-çýkaný olmayan viran olasý binayý seyreylerken bir film þeridi gibi Þeyhin serencamýný, mezar yerini, yanýbaþýnda ve þimdi olmayan dardaðan aðacýný düþündüm. Dar Aðacýný, Dardaðaný, yemiþini, çekirdeðini ve kamýþýný düþündüm. Çocuk nefesimle kamýþýn borusundan üfürdüðüm dardaðan çekirdeðinin hýncýyla ve hýzla yazdým. Hem de bir yýl önce 9 Ocak’ta Paris’te katledilen üç Kürt kadýnýnýn, üç kök hercai menekþenin anýldýðý günde…

 

Þeyhmus DÝKEN

11.01.2014

 

 

Bu yazýyý Facebook'ta paylaþabilirsiniz+:
Facebook'ta paylaþ
0
Yorumlar
Uyarý

Yorum yazabilmek için üye olmalý ve oturum açmalýsýnýz.

Eðer sitemize üye deðilseniz buraya týklayarak hemen üye olabilirsiniz.

Eðer üye iseniz oturum açmak için buraya týklayýn.