Norveç'te örnek bir Anadolu insanı: Hacı Osman Karais
26 Eylül 2011 00:34 / 2278 kez okundu!
Norveç'e ilk gelen Türklerden olan Hacı Osman Karais, herkes tarafından bilinen çalışkanlığı, babacan kişiliği, nüktedan yönleri ve yaptığı iyilikler ile Türkler ve Norveçlilerin en sevdiği isimlerden birisi.
1971 yıllarında başlayan gurbet serüveni acı tatlı hatıralarla dolu. Moss şehrine Adıyaman Gölbaşı'nın Hacılar köyünden sadece 4 kişi gelmişler. Norveçlilerin dünyaya biraz kapalı olduğu ve özellikle sıcak iklimden gelen Türkler için oldukça zorlukların bulunduğu ilk devreleri anlatırken yaşadıkları bir film şeridi gibi gözünün önünden geçiyor Osman amcanın. 40 yıldır bulunduğu Norveç'te bu yarı ömre neler sığdırmamış ki?
Başkasının tarlasında 7-8 yıl çalıştıktan sonra bir fabrikada 25 sene emekli oluncaya kadar işçi olarak çalışır. Osman amca 4 kişi geldikleri Moss şehrinde şu an vesile olduğu akrabalarının sayısı 150 kişiyi bulmuş ve bu sayı sürekli artış göstermekte. Kırsaldan gelmeleri hasebiyle kendi öz benlik ve kültürlerini de Norveç'e taşıyan bu güzide aile, birbirlerine bağlılıkları, dayanışması, yardımlaşmaları ve kendi memleketlerindeki fakirler için kurdukları özel fonları gibi özellikleri herkes tarafından hayranlıkla ve takdirle karşılanmakta. Örnek Anadolu insanı dememizin nedenleri sayılmayacak kadar çok. Çok kimseye söylemese de Osman amca köyündeki ilkokulu bürokratik engellere rağmen kendi imkanlarıyla tamir ettirip yaptırmış. Köyündeki fakirlere her türlü desteği vermeye çalışmış. Kurulan fon ile fakir ve ihtiyaç içerisinde ve hasta kim varsa yardımına koşturmuş. Moss şehrinin diyanet camiisinde çok ciddi katkıları olmuş ve yeğenleri ile bizzat görev almışlar.
Norveçli arkadaşları ve dostları ve yanında çalıştığı şef ve patronları tarafından hep sevilmiş. Hatta ilk geldiği senelerde çiftliği olan bir Norveçlinin yanında 2 sene boyunca öyle azimli ve dürüst çalışmış ki, 2 sene sonunda Norveçli çiftlik sahibi kendisine şu itirafı yapma gereği duymuş: "Osman bey, seni gizli gizli tam 2 yıl takip ettim. Çalışmana baktım. Fakat sen hiçbir malıma ne zarar verdin ne de hırsızlık yaptın. Eğer ben hıristiyan olmasam ve din değiştirme kolay bir şey olsa inanki ben de senin dinine geçer ve Müslüman olurdum. Seni çok takdir ediyorum ve çalışmanı çok beğeniyorum". İşte bu yüzden tam bir Anadolu insanıdır Osman amca. Komşularını bırakın, mahalleli ve o civarda yaşayanlar onun sofrasında mutlaka yemek yemişlerdir. Şimdilerde sabah akşam tarım işleri ile uğraşan ve 7-8 çeşit sebze yetiştirip halde satışa sunan Osman amca, damadının firmasında yeğenleri ile mesai anlayışı olmadan geceli gündüzlü bir arı gibi Norveç topraklarında çalışıyor ve bizim kendi insanımızın yüksek ahlakını ve çalışkanlığını lisan-ı hali ile izhar ediyor.
Dileğimiz yetişdirdiği çocukları ve torunları ve yeğenlerinin de onun açtığı bu yolda ilerlemeleri hatta bu işi daha üst düzeyde daha da ses getirici bir düzeyde eda etmeleri. Herhalde Osman amcanın çevresi ondan alacakları çalışkanlık bayrağını – bir hedef olsun diye ifade ediyorum- üniversitelere kadar taşıyacaklardır. Çünkü artık Anadolu insanı fabrikada, sanayiide ve çiftliklerde gösterdikleri başarıları üniversite ve iş ve siyaset dünyasında da göstermek zorunda. Bu vesile ile Hacı Osman Karais'in kızı Gülay hanımefendinin Moss şehrinin belediye seçimlerinde, seçimi kazandığını işittim. Yeni nesil insanlarımızın bu şekilde siyasete atılmasını son derece yararlı buluyor ve kendilerini ailecek tebrik ediyorum.
Her başarılı erkeğin arkasında bir bayan vardır sözü doğrultusunda, Osman amcanın değerli eşi Fadime teyzeyi de burada mutlaka anmamız gerekir. Bir insan baştan aşağıya iyilikle dopdolu nasıl olur diye merak ediyorsanız, onu ziyaret etmelisiniz. Bu örnek aileye cenab-ı haktan sağlık sıhhat ve afiyet ve daha nice uzun ömürler diliyorum. Ve bilhassa örnek hareketlerinden ve yorulma bilmeyen çalışma aşkından ve vesile olduğu güzel şeylerden ötürü, Hacı Osman Karais'i tebrik ediyorum!
Salih SEVGİCAN
25.09.2011
