Derwêþê Evdî Destaný

04 Mayýs 2020 18:56 / 4951 kez okundu!

 

 

Urfa Viranþehir'den Þengal Daðý'na kadar uzanan alanda büyük bir Kürt aþireti olan Mýlla(Milli) aþireti konumlanmaktadýr. Aþiretin lideri Temir Aða, ayný zamanda Kürtlerin lideri konumundadýr. Ayrýca þark aþiretinden de bahsedilir. Yezidi olan bu aþiret de Mýlla aþiretine dayanýr. 

 

****

 

Derwêþê Evdî Destaný

 

Urfa Viranþehir'den Þengal Daðý'na kadar uzanan alanda büyük bir Kürt aþireti olan Mýlla(Milli) aþireti konumlanmaktadýr. Aþiretin lideri Temir Aða, ayný zamanda Kürtlerin lideri konumundadýr. Ayrýca þark aþiretinden de bahsedilir. Yezidi olan bu aþiret de Mýlla aþiretine dayanýr. Kürtler tarafýndan Kerdýz olarak da anýlýrlar, oldukça yiðit ve savaþçý bir aþirettir. Mýlla aþiretini Araplar kendi denetiminde tutmaya çalýþýrlarken, diðer taraftan da Tükler talan ve vergilendirmeye dayalý olarak egemenlik saðlamaya çalýþýrlar. Aslýnda Mýlla aþiretinin somutunda Kürtlere yönelim vardýr. Araplar bir gün gelip yedi yýllýk vergi isterler. Bu durumu gören Mýlla aþiret reisi Temir Aða, þark aþiretinin lideri olan Evdi Aðaya mektup göndererek destek ister. Evdi: Temir aðanýn destek mesajýna alýr ve Temir aðanýn yanýnda oturan yiðit ve savaþçý Musekê Hemê ile birleþir ve savaþ zýrhlarýný kuþanarak çatýþmaya girer. 1700 kiþilik arap ordusunu darmadaðýn ederek ayrýlýrlar. Daha önce Evdi’nin selamýný bile almaya tenezzül etmeyen, ancak yarým saat sonra cevap veren Temir Aða, bu sefer bizzat kendi hayatýný kurtardýðý ve teslimiyetçiliðini gördüðü için Evdi’yi misafir olarak evine kabul eder. Onu kadýnlarýn olduðu bölüme götürür. Kýzkardeþi Rahmene kahve yapmasýný söyler. Rahmen kahveyi altýn tepside sunar.

Güzel bir kýz olan Rahmenden Evdi etkilenir ve aþýk olur. Bunu fark eden Temir Aða, Rahmeni ona vereceðine dair söz verir. Evdi bundan sonra artýk hep onun etrafýnda dolaþýr. Bir hafta sonra çocuklarý aklýna gelince Temir Aðadan onlarý görmek için izin ister.

Evdi ‚çocuklarýný görüp bir gün tekrar Temir Aðanýn konaðýna döndüðünde, büyük bir düðün olduðunu görür ve Temir Aðanýn çadýrýnda Türk bayraðýnýn asýlý olduðunu farkeder. Köle Muhammed, Evdi nin önüne gider ” sende vicdan yok. Sen nasýl Rahmenin düðününe gelirsin dediðinde” Rahmenin Bakýr Aðaya verilmiþ olduðunu anlar. Evdinin yüreðine Kaf daðý kadar bir aðýrlýk düþer. Temir Aða onu kandýrmýþtýr. Evdi 1700 kiþiye karþý göðsünü siper etmiþ, savaþmýþ, Temir Aða ise karþýlýðýnda onu kendi kadýn haremine koyduðu halde, kýzkardeþini ona vermemiþ ve onu kandýrmýþtýr. Evdi bu olaydan sonra Mýlla aþiretinden ayrýlýr ve Temýr aða için ”O Mýlla aþiretinin reisi, ben þark beyiyim diyerek ” Bir daha ayaðýmý onlarýn aþiretinin bulunduðu yere basmayacaðým” andýný içer ve aþiretini ayýrýr.

Birbirini izleyen yýllarda Araplar þarklýlarýn Mýlla aþiretinden ayrýldýðýný öðrenince, Mýlla aþiretine bir mektup göndererek savaþa hazýrlanmalarýný söylerler. Araplar bu sefer aþireti tamamen yok edip her açýdan ýrzýna geçmeyi hedeflemiþlerdi. Bunun karþýsýnda çok zor durumda kalan Temir Aða, aþiretindeki 32 bin beye toplanmalarý için haber yollar. Bunlar durumdan habersiz olduklarý için, ziyafet verileceðini düþünerek sevinçle gelirler. Aþiretlerdeki bütün gençler, yaþalýlar ve kahramanlar biraraya toplanýr. Cemaatte üç biçimde oturulur. Birinci; bey ve efendilerden oluþan bölüm. ikinci; kahraman, yiðit ve eþkiyalar. üncü: ise; sakat, ihtiyarlar ve iþe yaramayanlar biçimindedir. Cemaat tamamlanýp meclis toplanýnca, Temir Aða kendi nazarýna kahve yapýp getirmesini söyler. Kahve gelince Temir Aða; "Bu kahve ucuz bir kahvedir demeyin, bu kahve kanlý bir kahvedir” diyerek, Araplarýn mektubundan söz eder.

Devamla, "Araplarýn önüne geçmesek bütün beyliði talan edecekler. Namussa hepimizin namusudur çünkü hepimize yönelecekler. Hanginiz bu kahveyi kaldýrsanýz göðsünüzü Türk-Arap düþmanlarýna karþý siper edip önlerine geçerseniz ve sað salim dönerseniz. Edulê (kýzý)yi size vereceðim. Adulê’nin çeyizini de hazýrlayýp, nikahlayacaðým” der. Köle Muhammed, kahveyi üç gün-üç gece gezdirir hepsi Edulê’ye göz diktikleri halde kimse cesaret edip kanlý kahveyi alamaz.Temir Aða bunlardan umudunu keserek, Evdi’ye mektup gönderir. Elçi mektubu götürdüðünde Evdi kendi yaþlýlar cemaatiyle oturmaktadýr. Mektubu alýr, okuduktan sonra yastýðýnýn altýna koyar ve elçiye “git Temir aðaya söyle o Mýlla beyi, ben þark beyiyim. Benim onunla iliþkim kalmadý, ben yeminliyim onun bulunduðu yere ayak basmayacaðým der”. Elçi oradan ayrýlýrken yolda Derwêþê Delalla karþýlaþýr. Edulêyi uzun zamandýr sevmekte olan Delalê Derwêþ elçiyi gördüðüne çok sevinir. Derwêþ elçiye niçin geldiðini sorunca elçi “Ben bir mektup getirdim. Baban okuyup yastýðýnýn altýna koydu” der. Derwêþ babasýnýn yanýna mektupta yazýlanlarý öðrenmek için gider.

Babasý‚ “çok büyük bir engel var ki onu aþana Edulêyi verecekmiþ” der. Ama Temir Aða sözünü yerine getirmeyen yalancý bir insandýr. Bir de önüne konulan þart ulaþýlmayacak bir þarttýr. Gidiþi var dönüþü yok. Onun için boþ hayallere kapýlma diyerek devam eder: Tamam biliyorum. Edulê’nin mor örüklerinin karþýlýðý sandýklarla altýn deðil yiðitlerin kellesidir”. Derwêþ Delale elçiyi göndermesini, büyüklerini dinlemezse piþman olacaðýný söyler. Baba oðul arasýnda birbirini ikna etme çabasý sonuçlanmayýnca Derwêþ, cemaate seslenerek kendilerini dinletir ve kararýn verilmesini ister. Ayrýca cemmaatten kalbinin kýrýlmamasýný da ister ve aþkýný anlatýr. Evdi oðlunun yürek acýsýna dayanamayarak elçiye “Þark aþiretinin beylerinin ve Derwêþin geldiðini iletmesini söyler.

Derwêþ arkadaþlarýna Kuþanýn, Temir Aðanýn konaðýna gidiyoruz” diye seslenir. Bu arada üç-gün üç gece cemaatte dolaþtýrýlan kahve fincanýna 32 bin beyden alma cesaretini gösteren kimsenin olmadýðýný ve Evdiye mektup gönderildiðini duyan Edulê “Bu köpeklerden kahveye uzanacak kadar erkeklik damarý olan bir kiþi yok mu ki, Derwêþe haber salýnýyor. Derwêþi bu belaya sokacaklar, nasýl olsa ölsede-ölmesede onlar için kardýr” diyerek, bu duruma üzülür. Derwêþin baþý kopartýlmýþ civciv misali kaderine üzülerek bir þeyler yapmak ister. Bu beylerin karþýsýna çýkýp bir-iki söz söylemesinin yasak olup olmadýðýný düþünür, babasýna sorarak ricada bulunur.” Babamýn beþ kýzý var ama hiç aðlu yok. 71-72ye dayanmýþ beli bükülmüþ, onun temsilini ben yapabilir miyim? Acaba böylelikle Derwêþ gelmeden önce bu beylerden biri namusa gelir de kahveyi alýr mý?” diye düþünür. Babasý da “Benim oðlum yok, sen benim temsilimi yapabilirsin. Aslanýn diþi veya erkek olmasý fark etmez. Beylerin karþýsýna geç ne istiyorsan söyle, özgürsün” der. Edulê, cemaatin karþýsýna çýkar ve þunlarý söyler: Beyler, aðalar! Hepinize sesim ulaþýyor, hele bir kafanýzý kaldýrýn Mýlla aðalarý. Ben öncelikle þunu biliyorum: Bir kadýna bu kadar aðanýn, paþanýn karþýsýna çýkýp konuþmak düþmez. Ben ne yapayým, babamýn hiç oðlu olmamýþ, Kadýn olarak karþýnýza çýktýðým için beni kýrmayýn, beni dinleyin, bir-iki kelime söyleyeceðim. Babamýn baþýna gelen bu felaketten dolayý hepiniz toplandýnýz. üç gündür sýrtýnýzý yastýklara dayamýþ, koyun-kuzu eti yemektesiniz. Ama kardeþler, kaç gündür cemaatte dolaþan kanlý kahveyi de kimse almýyor. Bu Mýllalarýn bayramýdýr, þarklýlarýn deðil. üç gündür dünya babama dar geliyor. Niye sizin nazarýmýzda dolaþan bu kanlý kahve ve kadýn haremi karþýsýnda kafanýzý kaldýramýyorsunuz?

Öfkeden gözlerim kararýyor:

babam bana iliþkin kararý verdiði zaman ben 21-22 yaþýndaydým. Aþiretin binlerce süvarisi ayaða kalkýyor, çevrelerindeki bayrak ve sancaklarla ilerliyorlardý. Viranþehire kadar etkileri sürüyordu. Ordan‚çiyayê þengalê’ye kadar süren etki alanýna aðalar gelip aðýrlanýrdý. Ben atýma binip binlerce ev içerisinde dolaþmaya çýktýðýmda beni zýlgýtlarla karþýlarlardý. Beni ayakta karþýlamayan tek bir yaratýk yoktu. Bütün Mýlla aðalarýnýn, reislerinin kadýn ve kýzlarýnýn karþýsýnda Sembol durumundaydým. Tanrý beni erkek doðurmadý ama, ben babamýn temsilini yapýyorum. Fakat bugün 32 bin beyin karþýsýnda hiçbir kýymetim kalmamýþ. Tanrýnýn katliamýna uðrayasýcalar; Derwêþê Evdi gelecek, sýrtýný sýrat köprüsüne dayayacak, önüne de kadýn haremini alarak hepinizin nazarýnda kahveyi kaldýracak. Göðsünü Araplara karþý siper edecek ki, o Araplarýn atalarýnýn cesetleri hala sahipsiz arazilerde kalmýþtýr. Aða ve beylerin hepsinin benzi sararmýþ, ölü gibi olmuþ agalleri düþmüþ, býyýklarý bükülmüþ. Baþlarýna gelen felaketin ne olduðunu kimse bilmiyor. Adulênin rengi sararýr, kaný çekilir, diþleri ve dudaklarý titrer. “Þarklý Evdinin oðlu Derwêþin türbesini kazdýlar,çünkü onlara göre o buraya gelir ve fincandaki kahveyi içerse, Türklere ve Araplara yönelecek ve dönüþü olmayacak” diye düþünerek, bu oyunu bozmak ister. Edulê ayaða kalkar, ” Kaldýrýn baþýnýzý! iki genç gelecek sizin karþýnýzda perdenin arkasýnda beþ kýzý yatýracaklar. Tanrýnýn bu beþ kýza verdiði aþk, olgunluk ve canlýlýk insanlarýn tümüne acý verdi. Biri beyaz dolunayýn 14ü gibi, diðeri aþk ve olgunluðunu erkeklerin güzelliðine verdi. Biri daðlarýn yücelliði gibi kendini gökyüzüne vermiþ. Biri Edulê’dir kýzýl kanatlarýyla kendini Mýlla ailesinin muradýna vermiþ. Üþte ben hepinizin karþýsýnda duruyorum. Bu Agit ve kahramanlardan biri kahveyi içsin. Derwêþ’in yolu dumanlýdýr, gelinceye kadar alýn, göðsünüzü hainlere ve düþmana siper edin .

O anda elçi, þarklýlarýn geldiðini haber verir,Temir Aða; Derwêþ geliyor mu, diye sorar. Paþa seslenir: Mýllalar! Demeyin paþa bize demedi. þarklýlarýn erkekleri geliyor, kimse atlarýnýn baþýný tumasýn, selamlarýný almasýn, kiymet vermesin. Adulêyle beþ kýz çadýrlarýnýn kapýsýný açýp bakarlar ki þarklýlar gelmiþ, þarklýlar cemaate girerler, selam verirler ancak selamlarý karþýlanmaz. Evdi ile ömer Paþanýn yanýna otururlar, bakarlar ki herkesin benzi solmuþ ve baþlarýný öne eðmiþler. Cemaatin içine Derwêþ gelince Edulê "misafirimize, kahveyi akþamdan beri hazýrlamýþým, fincaný kendi ellerimin üstüne koydum, sevda kafama vurdu, aþk bedenimi sardý, bilmiyorum acaba ayaklarým onun ayakkabýsýna mý deðdi, bütün vücudum titredi. Yarýn on iki süvarimiz 1700 Türk-Arap güçlerine karþý kýlýç kalkan sallayacak, ben 41 Mýlla kýzýný alýp kendimi Dicle suyunun kenarýna býrakacaðým. Dicle nin suyu kabarýktýr" der. Derwêþ kahveyi içtikten sonra on iki süvariyle birlikte Musul ovasýna savaþa gider. Savaþ bir tufan gibi kopar, her taraf duman içerisinde kalýr. Yaþlýlar bastonlarýna dayanmýþlar, genç gelinler kýnalý elleriyle dýþarý çýkmýþ seyretmektedirler. Herkes; "nedir bu bizim Kürtlerin baþýna gelen, diye yakarýr”. Derken savaþ biter ve on iki süvari dönerler ama Derwêþe Evdi aralarýnda yoktur. Adulê ” Bir süwari geliyor aþaðýdan. Derwêþ kendini aþaðýya býrakalý üç gün-üç gece oldu, hiçbir haber yok” der. Derwêþin merakýnda olan Edulê Süvariye yaklaþarak; "Delalým nerededir” diye sorar. Süvari "Ey gelin! Birçok delal varki, gelinler kýnalý elleriyle Delallerini bekliyorlar. Bu delallerin birisi yaralý Sivereke gitmiþ. Sen bana söyle, senin Delalinin iþareti nedir?” der.

Edulê "Benim delalimin iþareti bellidir. Elbisesi melesindir, omuzundaki zýrhý davudidir, onun üzerinde agani bir aba vardýr. Delalýn göðsünde zýrhlý gözlük, belinde kemeri vardýr. Delalýn þalvarý felemindir, ayakkabýsý kýz baðýdýr. Delalýn kafasýnda sarýk var, kýzýl býyýklarý var, Urfa kýnasýyla yakýlmýþ, yanaklarý nar gibidir. Delalýn kalkaný Amedidir, kalkanýn ucu Adulênin örükleriyle süslenmiþtir” der.

Süwari, “Edulê senin dediðin þarklý Evdinin oðlu Derwêþdir ki, kanlý fincaný kaldýrmýþ, Musul ovasýnda Türk ve Arap düþmanýnýn gözlerini korkutmuþ. Ne kadar yaralý ve ölü varsa onun eliyle olmuþtur. O kaç tane eli kýnalý gelinin ocaðýný yakmýþ. Fare delikleriyle dolu bir topraktan geçerken atýnýn ayaðý kýrýlmýþ, at onu sýrtýndan atmýþ ve Derwêþin bütün kemikleri kýrýlmýþ. Git Musul ovasýnda onu sað olarak gör.” der demez, Adulê kendini ovaya býrakýr.

Edulê musul ovasýnda yerdeki süwarinin yanýndan geçer ve bakar ki Delali yaralýdýr. Edulê oturur ve þu aðýtý söyler : "Koþarak Delala ulaþtým. Namus kaný zýrhýndan akýyor. Delal yedi yerinden yaralýydý. Ama yüreðinin üstündeki yara çok derindi. Yarasýna dokundum ve baktým at ciðerine vurmuþ tabii; biliyorum ki, Kürt atlarý bile kinlidir. Yere düþünce beli kýrýlmýþ. Göðsüne vurulan darbeyle birlikte dört damarý kopmuþ”.

Aðýtlarýna devam eden Edulê: "Delal kalk! Boyum posum incedir. Senin için büküldü, alným aktýr, sana açýktýr. Kaþlarým incedir, kirpiklerim karadýr, gözüm belektir ve senin için sürmelidir… Ben bu dünyada hiç kimseye layýk deðilim, ben ne Rumlara, nede Türklere layýðým. Ben þarklý Evdinin kýna býyýklý oðluna layýðým. Alevler içindeki þengalýmýn mezarlarýna, karanlýk türbelerine layýðým. Delal: ben senden sonra kalmacaðým. Artýk kimseye Yemen kavhesi piþirmeyeceðim. Paþanýn cemaatinde gezdirmeyeceðim. Boyumu posumu hiç kimse için süslemeyeceðim. Senden sonra bahtým kara olacak, hiçbir dilek ve muratta bulunmayacaðým. Hiçbir beþiðin önünde oturup sallamayacaðým. Daðlarýn üzerine çýkýp aðýt yakacaðým, kanlý gözyaþý dökeceðim, göðsümü hiç kimseye göstermeyeceðim. Delal, sen babamýn evinin misafirisin”.

Daðlara çýkýp diyeceðim Delal Bütün çobanlarýn kavallarýyla diyeceðim Delal; "Ben süvarilerin gelini olacaðým Delal…” der ve dediði gibi yapar.

Bu destanýn en belirgin yaný, aþk ile mücadele arasýndaki baðlantýdýr. Destanýn kadýn kahramaný Adule, kendisini tam anlamýyla aþiret olarak ifade edilen ülkesine adamýþ, ancak ülkesi yabancý güçler tarafýndan tehdit edildiði için, sevgisini bu tehdide karþý savaþmayý göze alan yiðit cengavare vermektedir. Destanda bu yiðit Derwêþe Delale olarak adlandýrýlmaktadýr. Destanýn anlatýmýnda da görüldüðü gibi Derwêþ ayný zamanda ülkeyi temsil etmektedir. …örneðin Edulê savaþtan dönen süvarilere Derwêþi tarif ederken, Kürdistanýn her yöresini temsil eden özelliðini anlatmaktadýr. Ayrýca Derwêþin ölümüne neden olan at darbesi iç ihaneti hatýrlatýrken, atýn tekmesiyle ölümüne yol açan yüreðinde kopan dört damarý da, Kürdistanýn dörde parçalanmýþlýðýný anýmsatýr. Derwêþin atýnýn fare delikleriyle delik-deþik edilmiþ bir zeminde ürküp onu sýrtýndan atmasý, düþmanlar tarafýndan kemirilmiþ, zedelenmiþ Kürdistan zemininin gerçekliði vurgulanarak, trajik bir sonu göstermektedir. Derwiþ düþüþ sonucu aldýðý darbelerden dolayý yaþamýný yitirmez. Ýhanet tarafýndan yüreðinden yediði darbe sonucu yaþamýný yitirir. Buna ek olarak Edulê’nin aðýtýnda, kendisini baþka hiçbir ulusa adamayacaðýný söylemesi, tam tersine Delalê, onunla beraber daðlarýn süwarilerine adayacaðýný söylemesi, kendisini kurtuluþ mücadelesi için adayacaðýnýn yeminidir. Bu da gösteriyor ki, Edulê'nin aþký özgür toprak aþkýndan baðýmsýz deðildir.

Trajediyi hazýrlayan diðer önemli bir gerçeklik de baþarýya karþý duyulan umutsuzluktur. Kanlý kahvenin üç-gün üç gece dolaþtýrýlmasýna raðmen, 32 bin beyden hiçbiri bunu kaldýrarak savaþý göze almamasý, umutsuzluðun somut ifadesidir. Bu yetmiyormuþ gibi savaþý göðüslemek isteyene türbe yaptýrmalarý peþinen yenilgiyi kabul etmeleriyle baðlantýlýdýr. Onlara göre Derwêþin düþmana karþý yapabileceði en büyük baþarý, savaþýp ölmesidir. 32 bin beyliðin hepsi Edulê'ye karþý duyduklarý arzuya raðmen bunun bedelini ödemeye yanaþmaz.

Bu tarihsel destan bu iki kahramanýn þahsýnda Kürt gençliðine nasýl bir duruþ sahibi olmalarý gerektiðini de hatýrlatýyor.

 

Murat AKKUÞ

02.05.2020, Iðdýr

 

 

Bu yazýyý Facebook'ta paylaþabilirsiniz+:
Facebook'ta paylaþ
0
Yorumlar
Uyarý

Yorum yazabilmek için üye olmalý ve oturum açmalýsýnýz.

Eðer sitemize üye deðilseniz buraya týklayarak hemen üye olabilirsiniz.

Eðer üye iseniz oturum açmak için buraya týklayýn.