Eğitimden iyi haber - Gökhan Karabulut

03 Temmuz 2012 12:08  

 

Eğitimden iyi haber - Gökhan Karabulut

İstanbul Üniversitesi’nin üstün zekâlı ve yetenekli çocuklara da hizmet eden bir birimi olan Çocuk Üniversitesi Merkezi’nde görev aldığım süre içinde üstün zekâlı çocukların eğitimi konusundaki sorunları yakından takip etme fırsatım oldu. Bu merkezde, Türkiye’de üstün zekâlı çocukların eğitimi için bugüne kadar pek bir şey yapılmadığını görmüş ve farklı yazılarımda bunu vurgulamıştım. Fakat son aylarda bu konuyla ilgili bazı olumlu adımlar atıldı.

Öncelikle üstün zekâlı çocukların nasıl bir eğitime ihtiyaç duyduğunu özetlemekte fayda var. Üstün zekâlı çocuklar normal eğitim sistemi içinde genellikle kayboluyorlar. Çok kısa sürede öğrendikleri konuları haftalarca tekrar etmekten sıkılıp eğitimden uzaklaşıyorlar. Bu öğrencilere merak ettikleri konularda ayrıntılı ve zorlayıcı müfredatlar uygulamak gerekiyor.

Üstün zekâlı çocukların eğitiminde özel bir politikası olan ülkeler şunlar: ABD, Rusya, Çin, İngiltere ve İsrail. Yani dünya siyasetinde söz sahibi olmayı amaçlayan ülkelerin tamamının üstün zekâlı çocuklara yönelik özel eğitim programları var. Bu eğitim programlarında yetişen öğrencilerin kamu hizmetinde üst düzey görevler alması da sıkça rastlanan bir durum.

Bugün dünyada üstün zekâlı öğrencilerin eğitiminde iki farklı yaklaşım var. Bunlardan ilki, bu öğrencilerin tamamıyla ayrı bir eğitime tâbi tutulması şeklinde oluyor. Diğer yöntemde ise normal eğitim sistemi içinde bu öğrencilere özel zenginleştirici ek bir müfredat uygulanıyor. Ek müfredat uygulama yönteminin daha olumlu sonuçlar verdiği yönünde bilimsel bulgular var. Dolayısıyla son yıllarda yukarıda saydığım ülkeler ek müfredat uygulama yöntemini uyguluyorlar.

Üstün zekâlıların özel olarak eğitildiği kurumlara tarihten verebileceğimiz en iyi örnek ise Osmanlı İmparatorluğu’nun Enderun sistemidir. Enderun, devşirme sisteminden gelen çocuklardan en zeki olanlarının özel eğitime tâbi tutulduğu bir kurumdu. Bu kurumda yetişen öğrenciler devlet yönetiminde önemli görevler üstlenirlerdi. Fakat ne yazık ki Cumhuriyet döneminde eğitim sistemi modernize edilirken bu çocukların varlığı unutuldu.

Şimdi gelelim yüz yıllık bir ihmalden sonra Türkiye’deki gelişmelere. Geçtiğimiz yıl AK Parti İstanbul milletvekili Halide İncekara üstün zekâlı çocukların eğitimi için Meclis’ten bir araştırma talep etti. İncekara, geçtiğimiz yıllarda çocuk hakları gibi gençleri ilgilendiren birçok konuda önemli adımlar atılmasını da sağlamıştı. Kurulan komisyon yaklaşık bir yıl boyunca uzmanlar, öğrenciler, veliler yani konunun tüm tarafları ile toplantılar yaptı. Bu gelişme üzerine İstanbul Üniversitesi Eğitim Fakültesi’nin Üstün Zekâlılar Anabilim Dalı öğretim üyeleri de yoğun bir çalışmayla özel bir müfredat hazırladı. Yaratıcı düşünce, liderlik, yaratıcı yazarlık gibi birçok zenginleştirici dersi içeren bu müfredat, komisyon tarafından Talim Terbiye Kurulu’na sevk edildi. İki hafta önce de onaylandı.

Yani artık üstün zekâlı çocukların eğitimlerinde zenginleştirici bir müfredat uygulanabilecek. Ne var ki hâlâ alınması gereken bir yol var. Çünkü bu eğitimi, uzman olmayan öğretmenlerin veremeyeceği açık.

Aslında uzman öğretmenler de var. Başta İstanbul Üniversitesi olmak üzere, üstün zekâlılar öğretmeni yetiştiren kurumlar var. Fakat Milli Eğitim Bakanlığı atama yönetmeliğinde “Üstün Zekâlılar Öğretmeni” diye bir kadro yok. Dolayısıyla bu okullardan mezun olanlar sınıf öğretmeni olarak atanıyor. Sonuç olarak böyle bir kadronun tanımlanıp her okula en az bir üstün zekâlılar öğretmeni atanabilirse yukarıda bahsettiğim müfredat işlenebilir hale gelecek.

Eğitim alanında bir kaosun hâkim olduğu bir ortamda böylesi olumlu bir gelişmeyi duymak güzel. Umarım bu atılan adımlardan sonra kadro meselesi de kısa sürede çözülür.

krgokhan@gmail.com

Taraf

02.07.2012

Son Güncelleme Tarihi: 03 Temmuz 2012 15:47

 

Bu yazıyı Facebook'ta paylaşabilirsiniz*:
Facebook'ta paylaş
0