‘Yetmez ama, Evet’çilere saldırmanın ‘vebali...’

11 Ekim 2010 15:25 / 1729 kez okundu!

 


Günlük gazetesinin değerli yazarlarından Yüksel Genç geçenlerde yazdığı bir yazısında "Yetmez ama Evetçiler vebal altındalar" diyor. Yüksel Genç'e göre; "12 Eylül anayasa oylamasında 'Yetmez ama Evet' çağrısı yaparak", biz 'ana dilde eğitim istemeyi' suç haline getirmişiz. 'Demokrasi' demişiz ama, şimdi Kürtler 'ana dilde eğitim' isteyemiyormuş.

Bir başka Günlük yazarı, Veysi Sarısözen de gene "Yetmez ama Evet" kampanyasına çatıyor.

Yüksel Genç 'Yetmez ama, Evet' kampanyasının örgütleyicisi olan bizlere; "Anadilde eğitim için 'sembolik okul boykotu' eylemini desteklediklerini açıklamalılar" diye de bir tavsiyede bulunuyor.

Doğrusu yazdıklarını ilgiyle izlediğim, Yüksel Genç'in bu düşüncesini garipsedim. Bilgi eksikliğinden kaynaklandığına inanmak istediğimden kendisine birkaç noktayı hatırlatmak istiyorum:

- 'Yetmez ama Evet' kampanyası Türkiye'de (batıda) 'Yetmez ama Evet' derken Kürt illerinde 'boykot' tutumunu destekledi. Bu tutumunu açıkça da deklare etti. Bunun nedeni anayasa değişiklik paketinin içinde Kürtlerle ilgili hiçbir "açılımın" olmamasıydı. Ayrıca Kürt illerinde boykot tutumunu desteklememiz, ulusal sorun konusundaki tutumuzu bir kere daha hatırlatma ve Kürt özgürlük hareketini koşulsuz desteklediğimizi anlatmamıza da vesile oldu. Tabii bu arada, Veysi Sarısözen de, 'Yetmez ama Evet' kampanyasının Kürdistan'da boykotu desteklediğini ve kampanyası ve alınan sonuçla yeni demokratik bir Anayasa'nın yapılmasının önündeki önemli engellerin kaldırılmasına ciddi katkı yaptığını unutmamalı.

'Okul boykotu' konusundaki kinayeli yaklaşım konusunda şunu belirtmeliyim ki, ilan edildiği gün biz zaten boykotu ve ana dilde eğitimi desteklediğimizi açıklamıştık. Yani, üstelik Yüksel Genç'in hatırlatmasını (!) beklemeden...

- Türkiye şu anda 26 maddesi 12 Eylül'de değişmiş olan 12 Eylül anayasası ile yönetiliyor ve bu anayasanın Kürt sorununa nasıl baktığını burada anlatmaya gerek yok. Dolayısıyla anadilde eğitim için mücadele dün de, bugün de gerekli. Çözüm Kürt halkının ulusal kimliğini tanıyan yeni demokratik, özgürlükçü bir anayasa yapılmasıdır ve bilebildiğimiz kadarıyla bugünlerde BDP ile TBMM'deki çoğunluk partisi AKP arasında bu konuda da görüşmeler sürüyor.

Bugün, Kürt hareketinin de, Yüksel Genç ve Veysi Sarısözen'in de esas eleştirmesi gereken kesim CHP ve MHP milliyetçiliğinin yanı sıra 'hayır' oyu çağrısı yapan soldur. O sol 12 Eylül anayasasını değiştirmeye çalışanları eleştirirken istese de istemese de 'savaştan' ve statükodan yana tutum almıştır. CHP-MHP cephesinin anayasa oylaması kampanyasındaki başat söylemi ırkçılıktır, Kürt düşmanlığıdır. 12 Eylül anayasasındaki en ufak bir değişikliğe karşı çıkanların değil de, bu anayasanın değişimi için çalışanların, yetmezliğini vurgulayanların, Kürt bölgelerinde boykotu destekleyenlerin eleştirilmesi, "vebal altında" gösterilmesi, –özel bir niyet taşımıyorsa- en hafifinden gerçeğin kendisine aykırıdır.

Kaldı ki, hem solda yer aldıklarını söyleyen hem de başka sol örgütlerle birlikte "hayır" çağrısı yapanların arasında Ahmet Türk'e yumruk atan saldırganı "emekçi" olarak gören ve bunu yayınlarında ifade edenler vardır. Kürt hareketi için eleştirilmesi gerekenler sanırım bunlardır.

- Yüksel Genç ve ve hele de Veysi Sarısözen bir an için referandumda "Hayır" tutumunun kazandığını düşünseler, MHP oylarının azalmadığını, ırkçı, savaştan yana söylemin güç topladığını ve arttığını düşünseler sanırım durumu daha iyi kavrarlar. Her düzeyde özgürlüklere karşı çıkan, savaşın sadece devamından yana değil, geliştirilerek devamını isteyen bir siyasi çizginin galip gelmesi barış sürecinin çok uzun bir süre için kesintiye uğraması demek olurdu. 'Ateşkes' uzamaz, biterdi, Öcalan'la görüşmeler açıktan yapılmazdı.

Bunları düşününce, Genç'in ve Sarısözen'in hedeflerini iyice şaşırdıklarını söylemek yerinde olur.

- Kaldı ki, bugün kapsamlı barış görüşmeleri yapılıyorsa, askeri vesayetin kırılmasında, o iklimin oluşmasında 'evet' tutumunun kazanmasının payını görmek gerekir. 'Yetmez ama Evet'in payı ise daha da büyüktür. 'Yetmez ama Evet' barış için gerekli ortamın yaratılması için çalıştı. Sistemin paradigmasını yıkmaya yönelik politizasyon yarattı. Görülüyor ki, bunda da önemli bir başarı kaydetti. Batıda, sokaktaki faaliyeti ile, dağıttığı bildirilerde ve yaptığı toplantılarda Kürt sorununu dile getirdi. Bu konuda iddialı bir biçimde söyleyebiliriz ki, 'Yetmez ama Evet', tüm boykotçu Türk solundan daha geniş bir kampanya sürdürdü. İstanbul'daki 20-30 bin kişinin katıldığı yetmez ama Evet yürüyüşünün en çok atılan sloganlardan biri de "Öz-öz özgürlük, Kürt halkına özgürlük" idi.

- 'Yetmez ama Evet' kampanyası taahhüdünün ilkini 13 Eylül sabahı, Saat: 09.00'da Beşiktaş Adliyesinde 'Evren ve arkadaşları' için suç duyurusu yaparak gerçekleştirdi. Şimdi de, taahhüdünün devamı kapsamında "Yetmez' Yeni bir anayasa istiyoruz" diye devam ediyor. Biz, Kürtlerin ulusal kimliklerinin tanındığı bir anayasa istiyoruz. Başka konulardaki özgürlük taleplerimizin en başında da, Kürt halkına özgürlük istiyoruz.

- Yüksel Genç'in yazısının çıktığı günlerde Yetmez ama Evet kampanyasını sürdüren güçler İzmir ve İstanbul'da Hakkari katliamı için "Şemdinli, Hakkari, Failleri besbelli" temalı gösteriler yaptılar. Hakkari konusunda Kürt hareketine Türk solundan, Batı'dan gelen tek fiili destek bu gösteriler oldu. Gösterilerde gene "Kürt halkına özgürlük" sloganları atıldı. Veysi Sarısözen'in yazının yayınlandığı günlerde ise 'Yetmez ama Evet' kampanyasını sürdüren güçler, devletin öldürdüğü 14 yaşındaki Ceylan Önkol için yürüyüş yapıyordu. Şimdi ise, başından beri karşı tutum aldıkları "KCK davası" kapsamında yargılananlarla dayanışmayı yükseltmeye hazırlanıyor.

Yetmez ama Evet kampanyasını sürdüren güçler daha önce de sayısız kere Kürt hareketi için çeşitli kentlerde küçüklü, büyüklü gösteriler yapmışlardı. Ne 'Türk boykotçuları', ne de 'hayır' kampanyası sürdüren Türk solcuları bu gösterilerde yanımızda yoktular. Kendi başlarına, ayrı gösteriler yaptıklarını da görmedik.

Sonuç olarak belli ki, Yüksel Genç ve Veysi Sarısözen 'Yetmez ama Evet' kampanyasını yeterince tanımadan, yaptıklarını ve söylediklerini bilmeden yazmışlar. Ya da, biz öyle inanmak istiyoruz.

Son söz: Yetmez ama Evet kampanyasını sürdüren sosyalistler, Kürt ulusunun dostudur. Çünkü, her şeyden önce ezen bir ulusun işçi sınıfının da özgür olamayacağını bilirler. Bu nedenle de, Türk emekçileri arasında daima ırkçılığa da, Türk milliyetçiliğine de karşı tutumu alır, Kürt ulusunun mücadelesini koşulsuz olarak destekler. Bu tutumlarını da, hiç kimsenin hatırlatmasına gerek olmadan varlık nedenleri ve ilkesel yaklaşımlarının gereği sayarlar.


Doğan Tarkan

11.10.2010



 

Bu yazıyı Facebook'ta paylaşabilirsiniz+:
Facebook'ta paylaş
0
Yorumlar
Uyarı

Yorum yazabilmek için üye olmalı ve oturum açmalısınız.

Eğer sitemize üye değilseniz buraya tıklayarak hemen üye olabilirsiniz.

Eğer üye iseniz oturum açmak için buraya tıklayın.