İşçi Mehmet...

02 Şubat 2010 22:56 / 1232 kez okundu!

 


Çoban ateşleri yanıyor
Çadırın içinde.
Dışında çadırın buz kesen bir soğuk.
Neylesin Mehmet mevsim böyle kışlamışsa,
Umudu ellerinde taşıyorsa.

***

Koltuk altında sıcacık bir somun,

Ve gazetesi,

İşçi Mehmet.

Eylem çadırının altında

Sobanın etrafında,

Güneşin sofrasında.

Dışarısı soğuk.

Mevsim böyle kışladı,

Baharı bekler Mehmet.



Elleri Mehmet’ in, Mehmetlerin,

İşçi, memur, öğretmen, genç yaşlı Mehmetlerle,

Kenetlenmiş biribirine,

Ya kadınlar,

“Bizim kadınlarımız”

İşçi kadınlar,

Hem soframızda, hem kavgamızda, omuz başımızda.

Elleri nasırlı ve bereketli.

Bir de yürekli ki deme gitsin,



Bir de merhamet Mehmet,

Merhameti 4/ C

Hepsi iki hece

Dört Ce.

“İki sıkımlık canım olsun ister,

Merhamet Mehmet.”

Diyor işçi Mehmet.

Kolaydır dördü ce’ lere, be’lere bölmek.

Bu defa işiniz zor.

Kolay olmayacak bizi bölmek.

Güneşin sofrasında

Dostların arasında İşçi Mehmet.

Ellerine bakıyor.

Bu defa kolay kandıramayacaklar sizi

Diye mırıldanıyor kendince.

Sonra çadırın önüne fırlıyor birden,

Bir solukta

“Ellerinize ve Yalana Dair” şiirini okuyor Nazım’ dan.

Sonra olanca kuvvetiyle sesleniyor Nazım’a.

Bak diyor,

Sobayı gösteriyor,

Şu güneşten düşen ateşte.

Yanıyor yüreklerimiz.

İsyanda artık ellerimiz.

Sen adını değiştir gayrı şimşek Mehmet.

Bize lazım değil merhamet.

Bu eller bilir gayrı neden isyandadır.

Bitecek bu bezirgan saltanatı,

Bu zulüm,

Bu esaret...


Çoban ateşleri yanıyor

Çadırın içinde.

Dışında çadırın buz kesen bir soğuk.

Neylesin Mehmet mevsim böyle kışlamışsa,

Umudu ellerinde taşıyorsa,

Hava da bahar kokusu var demek...



Ali Rıza Üleç

01.02. 2010 - Almanya

 

Bu yazıyı Facebook'ta paylaşabilirsiniz+:
Facebook'ta paylaş
0
Yorumlar
Uyarı

Yorum yazabilmek için üye olmalı ve oturum açmalısınız.

Eğer sitemize üye değilseniz buraya tıklayarak hemen üye olabilirsiniz.

Eğer üye iseniz oturum açmak için buraya tıklayın.