Þimdi yüzleþme zamaný

05 Kasým 2015 14:28 / 1209 kez okundu!

 

 

1 Kasým seçim sonuçlarý toplumun büyük kesiminde þok etkisi yarattý.

Öyle sanýyorum AK Partililerin bile çoðu böyle bir sonucu beklemiyordu.

Demokrasinin en temel ve vazgeçilmez kuralý, “halk iradesine saygý” olduðuna göre bizim de yapmamýz gereken öncelikle sandýktan çýkan sonucu kabullenmek olmalý.

13 Yýldýr ülkeyi yöneten AK Parti iktidarýna karþý her fýrsatta “toplumun her kesimine eþit davranmak ve tüm görüþlere saygý duymak gerekir” þeklinde eleþtiri yapanlarýn, akýl verenlerin 22 milyon seçmenin iradesine saygýsýzlýk yapma hakký da lüksü de olamaz.

Beðensek de, beðenmesek de AK Parti ve dolayýsýyla Davutoðlu ve Erdoðan, tarihi bir seçim zaferi kazanmýþlardýr.

Bu sonuçtan rahatsýz olanlar, endiþe duyanlar olacaktýr

Ya da kendi desteklediði parti istediði sonucu alamadý diye üzülen, tek parti iktidarlarýnýn olumsuz uygulamalarýndan yana kaygýlarý olanlar mutlaka vardýr.

Siyasi parti yöneticileriyle, o partiyi destekleyen, oy veren, sempati duyan insanlarý ayný kefeye koyup, deðerlendirenler; bu ülke insanlarýný birbirine düþman kýlmak, kutuplaþtýrmak isteyenlerin oyununa gelmiþ olmuyorlar mý?

Varsayalým Cumhurbaþkaný Erdoðan kibirli, üstenci tavýrlarý ve iktidar olanaklarýný tek yanlý kullanma, kimi zaman sert, kýrýcý söylemleriyle toplumun belli bir kesiminin tepkisini çekmiþ olsun, Davutoðlu ve ekibi hatalý dýþ politika izlemiþ ve Erdoðan’ýn etki alanýndan çýkamamýþ olsun.

Ve hatta kimi bakanlar, yolsuzluk, rüþvet gibi akçalý suçlara bulaþmýþ olsunlar.

Ve tüm bunlara raðmen bu halkýn neredeyse yarýsý gidip oylarýný AK Partiye vermiþ iseler;

Kendi dýþýnýzdaki tüm bu insanlarý cahillikle, basiretsizlikle, gericilikle suçlama hakkýný nereden alýyorsunuz?

Çoðunluðun, azýnlýðýn hak ve iradesine saygýlý olmasýný bekleyenlerin; çoðunluðun iradesini bu tür gerekçe ve bahanelerle yok saymasý ne kadar doðru olabilir.

Þimdi eðri oturup, doðru konuþalým.

Bu toplum; “Baþkanlýk getirecek kelle sayýsýna ulaþamadýlar “ türünden saygýsýz ve düzeysiz bir dil kullanan, “Türkiye layýðýný buldu!” diyecek kadar halký küçümseyen, “yeni liderler lazým” gibi söylemlerle demokrasiyi kiþilere indirgeyen sýð ve üstenci yaklaþýmlara, bu tür anlayýþla politika yaptýðýný sananlara itibar etmiyor.

7 Haziran seçimlerinde AK Partinin oylarý düþtüðünde, ne seçim hilelerinden söz edildi, ne de baskýlardan.

Aksine halkýn saðduyusundan, geleceði ne kadar doðru okuduðundan söz edildi hep.

Oysa 1 Kasýmda oy kullananlar da ayný kiþiler.

Dün tercihlerine övgüler yaðdýrdýðýnýz, takdir ettiðiniz halk, nasýl oldu da birden bire “haddini bilmez, doðruyu-yanlýþý ayýrt edemez, cahil” duruma geldiler.

Bana sorsanýz, bir ülkede bir siyasi partinin bu kadar uzun süre iktidarda kalmasýný pek doðru bulmam.

Doðal olarak kadrolarýnda da, savunduðu düþüncelerinde de bir yýpranma, bir kanýksama ve giderek de yönetim kademelerinde bir güç zehirlenmesi olacaktýr.

Siyasetin doðasýna da pek uygun deðildir.

Eðer ülkeyi yönetmek, bir hizmetse ve fedakarlýk gerektiriyorsa, bir süre sonra bu fedakarlýðý baþkalarýnýn yapmasýndan daha doðru ne olabilir ki!

Ancak hep birlikte görüyoruz ki, dünyadaki siyaset pratiðini de þaþkýna çevirecek þekilde; uyguladýðý ekonomik ve sosyal politikalar, uluslar arasý iliþkilerde izlediði yol, komþularýyla iliþkileri sorgulandý., Üstüne üstlük hukuk ve yargý sistemindeki altüst oluþlar bir yana bir dolu akçalý suç iddialarýyla gündemde olan bir parti, beþ ay gibi kýsa bir sürede oylarýný yüzde 8 oranýnda artýrýp, 5 milyon yeni seçmenin tercihi haline geldi.

Kuþkusuz siyaset bilimciler, sosyologlar seçmenin bu deðiþken tercihlerini analiz edecek, mutlaka bilimsel gerekçelerini ortaya koyacaklardýr.

Sade vatandaþ olarak bizim üzerimize düþen görev, sandýktan çýkan iradeye saygý göstermek, anayasal kiþilik haklarýmýzýn takipçisi ve savunucusu olmaktýr.

Peki! Bu seçimlerden baþarýsýzlýkla çýkan muhalefet partileri ne yapacak?

Öncelikle, mevcut sonucu kabullenecek, AK Partinin bu seçim baþarýsýnýn ardýndaki nedenleri araþtýracak, halkýn kendi partilerine olan ilgisizliðini, güvensizliðini sorgulayacak.

Aksi halde, baþarýsýzlýða kýlýf bulmak kolaydýr.

Sahadan yenik ayrýlan futbol takýmýnýn yöneticisinin, teknik direktörün ve hatta taraftarýn yaptýðý gibi, suçu hakeme, o hakemi atayan federasyona, rakip takýmýn sert oyununa, zeminin bozuk oluþuna ya da yaðan yaðmura yükleyebilir, hocayla oyuncular arasýndaki uyumsuzluðu, takým oyunundan uzak yapýlan bireysel hatalarý, yöneticilerin haksýz ve yersiz müdahalelerini gizlemeye çalýþabilirsiniz.

Ama ne yaparsanýz yapýn, rakibi yenmeden üç puan alamazsýnýz.

Þampiyon olamazsýnýz.

O zaman yapýlmasý gereken, Türkiye’nin normalleþmesi, barýþ ve diyalog ortamýnýn oluþmasý, siyaset kurumunun yeniden halkýn güvenini kazanabilmesi için; mutlaka geçmiþte yaptýðýnýz hatalarla, iki yüzlülüklerle hesaplaþýp, deðiþim ve yenilenme konusunda bir zihinsel arýnmaya gitmeniz gerekiyor.

Geçmiþle yüzleþmeden geleceði kuramazsýnýz.

 

Ayhan ONGUN

Gazeteci-Yazar

03.11.2015/BODRUM

 

 

Son Güncelleme Tarihi: 24 Kasým 2015 13:03

 

Bu yazýyý Facebook'ta paylaþabilirsiniz+:
Facebook'ta paylaþ
0
Yorumlar
Uyarý

Yorum yazabilmek için üye olmalý ve oturum açmalýsýnýz.

Eðer sitemize üye deðilseniz buraya týklayarak hemen üye olabilirsiniz.

Eðer üye iseniz oturum açmak için buraya týklayýn.