Berkin Elvan için halklar birlikte ağlıyor

14 Mart 2014 11:42 / 1249 kez okundu!

 

 

Berkin Elvan, yılardır özlediğimiz bir şeyi ölümüyle yaptı. Bu ülke Kürdüyle, Türküyle, Ermeni, Süryani, Rumu, Boşnağıyla, Lazıyla ilk kez birlikte ağlıyor. Sen de ağlıyor yurdum duyuyor musun Berkin’im? Ne güzel ülkem aynı Cem’e duruyor şimdi. 

Gezi direnişi sırasında başından yaralan 269 gün komada direnen Berkin Elvan’ı 11 Mart 2014‘te kaybettik.

Berkin Elvan öldü...

Sözcükler durur mu, onlar da sessiz sessiz ölüyor şimdi. Yine analar gömüyor evlatlarını bu ülkede...

Yine güneşin ve ateşin çocuklarından biri daha faşizm tarafından şehit düştü. Ceylan'ların, Uğur Kaymaz’ların, Aydın Erdem'lerin, Roboski'li çocukların yanına Berkin’i de yolculadık bu gün, acıyı yüreklerimize yükleyerek. Dünden beri yüreğimiz Berki’nin annesiyle birlikte ağlıyor, şimdi nerede bir ekmek görsem boğazım düğümleniyor sonrası gözlerimiz birer sağanak.

Fazla söze gerek yok tıpkı hrant'da olduğu gibi bu ülkede güvercinleri de vururlar, uçurtmaları da… Ölüm adın kalleş olsun. Bu gün yüz binler İstanbul/ Ok meydanında sel sel olup çağlarken acının ve gözyaşının ülkesinde dinmeyen bir öfke ile yürüyordu kalabalıklar. Bir panzer gibi eziyordu görmeyen/duymayan vicdanları. Ah Usta ah! Neden hep acı bizim çocuklarımıza düşer? Neden hep bizim ana yüreklerimiz yüzyıllardır dağlanır bu topraklarda ?. Neden hiç şeker yiyemez ölü çocuklarımız?

Öyle bir ülkede yaşıyoruz ki, yolsuzluk yapanlar, katiller, kan emiciler dışarıya mazlum ve masum halkların çocukları ya içeri ya da toprağın altına. Yüzyıldır bu ülkede Güneşin ve Işığın çocuklarının payına hep acı, hep gözyaşı düştü. O kadar çok gündemli, o kadar çoğalan acılar içersinde yaşıyoruz ki bu ülkede. Daha düne kadar Batı illerinde Ege’den başlayarak Karadeniz'de, Akdeniz'de, Marmara'da HDP ( Halkların Demokratik Partisi )'ne M.kemal'in askerleri, İttihatçi Terakiciler, AKP-CHP-MHP- Alperancılar ve Cemaatçiler tarafından yapılan organize saldırılarla sarsıldık. Saldırılar bitmedi henüz devam ediyor... Berkin’nin yasını / direnişini tutarken bile bu akşamüzeri de Antakya HDP’ye saldırıldı.

Tüm bunlar yetmezmiş gibi TC. Mahkemelerinin, jet hızıyla medyaya düşen tahliye haberleriyle sarsıldık. Ergenekoncuların, faşist çetelerin tahliyeleri, kafalarda yeni katliamların habercisi midir diye düşündürüyor bizleri. Kimler, kimler bırakılmadı ki bu furyada cezaevlerinden, Hrant'ın katili Ogün Samat'ın avukatı Kemal Kerinçsiz'den tutun da, bir numaraları ülkücü Sedat Peker, Emekli Albay Dursun Çiçek, Prof. Dr. Yalçın Küçük, Susurluk kazasının bir numaralı sanığı Veli Küçük, Doğu Perinçek, Orgeneral Hurşit Toron ,Genel Kurmay başkanı İlker Başbuğ’un bırakılmasına kadar bir dizi halk düşmanları.

Şimdi bunlar aramızda... Katillerin ve talancıların iktidar olduğu bir ülkede, masum ve mazlumlara yaşam hakkı olmaz.

Aynı TC, mahkemeleri Sevan Nişanyan' hakkında Türkiye'de emsali olmayan bir tutuklama kararı ile Sevan'ı cezaevine tıkarken, KCK davasından 2 sanık hakkında ''dağa çıkma'' gerekçesiyle tahliye talebini reddetmiştir. Tam bir çifte standart yaşatılıyor. Görünen o ki, AKP- cemaat çatışmasında oy kaybını önlemek için şimdi de Ergenekonculara/ darbecilere sarılmak istemekte.

Yaşatılan bunca acı karşısında, seçime giden bir ülkede barış ve demokrasiden söz etmek mümkün değil. Anti demokratik koşullarda mücadele veren HDP, Berki’nin ölümüyle iki günlük yas ilan etti. Bu yas ülkeyi sardı, Anadolu’nun her yerinde vicdanlı insanlar aynı ağıdı yakıyor, gözyaşlarının rengi ilk kez aynı akıyor.

Legal anlamda mücadele veren HDP üzerinden yapılan baskılar ve saldırmalar aslında Kürt halkının varlığına tahammülsüzlüktür. Bir başka tahammülsüzlük ise egemenlerin,  Kürt- Süryani- Rum- ezidi- Türk yakınlaşmasını sindirememektir. Kürtler bu ülkenin kadim bir halkıdır bu topraklarda dünde vardılar, bu günde, yarın da hep var olacaklar. Her kavgada ölen Kürtler…

Berkin’i vurdular… Gezi direnişinden bu yana toprağa verdiğimiz 7 can’ın hepsinin ortak özelliği ateşin çocukları olmasıdır.

Berkin’de tıpkı Uğur Kaymaz, Ceylan Önkol gibi bir Kürt çocuğuydu. Ve yine güneşi vurdular bu ülkede…

Hatırlarsanız tıpkı Berkin Elvan gibi geçen yıl Yunanistan’da yaşanan eylemlerde Alex adlı 15 yaşında bir genç vurulmuştu. Alex’e de tıpkı Berkin gibi tüm dünya ağladı o zamanlar…

Lafa geldi mi elin gâvuru, Rum tohumu dediğimiz Yunanistan’ın vicdanına  bir bakın !. Yunanistan başbakanı Alex’in ölümünden ötürü halkının huzurunda özür dileme erdemliğini gösterdi. Bizim başbakanımız ise bu günkü Siirt konuşmasında ‘’Adam mı öldürdüm, soygun mu yaptım? Sandıkla geldik, sandıkla gideriz’’ diyerek milyonları bu ülkede sokağa döktü. Milyonların payına Gezi direnişinde olduğu gibi yine biber gazı, yine jop düştü…

Dünya siyasal tarihinde, halkına baskı, şiddet uygulayan hiçbir iktidar kalıcı olmadı. Sayın başbakan, Çok değil, bir özür bekliyor bu halk, bu gençlik sizden… Hiç olmadı yanı başımızdaki komşudan Yunanistan’dan örnek alın.

Hayat bir gün herkese öğretir, insan doğmayı değil, insan kalmayı. Ne mutlu! Bu ülkede, insan kalabilenlere.

Hey! Güneşin ve ateşin çocukları…

Kaç bin yıllık acıların tanığı,

Toprak ananın direnişle emzirdiği

Yüreklerine kızıl karanfil takanlar,

Mezopotamya da katmer, katmer açan çiçekler…

Unutmak ihanettir biliriz, Öyle öğrendik atamızdan, töremizden. Ne Roboski'yi unuttuk ne Rojava’yı, ne Berkin’leri, ne Uğur’ları, ne 17’sinde idam edilen Erdal Eren’leri…

Söz vermiştik bir kez, unutursak kalbimiz kurusun.

 

Zeynep TOZDUMAN

14.03.2014

 

 

Bu yazıyı Facebook'ta paylaşabilirsiniz+:
Facebook'ta paylaş
0
Yorumlar
Uyarı

Yorum yazabilmek için üye olmalı ve oturum açmalısınız.

Eğer sitemize üye değilseniz buraya tıklayarak hemen üye olabilirsiniz.

Eğer üye iseniz oturum açmak için buraya tıklayın.