Vatan hainliği mi dediniz? (2 ve 1) - Mutlu Tönbekici

19 Aralık 2009 09:05  

 

Vatan hainliği mi dediniz? (2 ve 1) - Mutlu Tönbekici

Dün başladığım vatan hainliği nedir konusuna bugün de devam ediyorum.

Bu ülkenin toprağına, havasına, suyuna ne oluyor kimsenin umurunda değil. Hakikaten değil.

İnsanlar ölüyor, verecek, kaptıracak bir karış toprağımız yok deniyor, çılgın bir para vatan savunmasına harcanıyor, yok Ermenileri öldürdük dedin vay Nobelli vatan haini, yok 1993’te öldürülen 33 erin hesabını sordun vay “psikolojik ve asimetrik” vatan haini, yok kitap yazdın tarihi gerçekler aslında budur dedin vatan haini...

Dün atık yağdan söz ettim. Meşhur meşhur bir takım fast food zincirlerinin, askeriyenin, beş yıldızlı süpersüper enternasyonel otel zincirlerinin nasıl ama nasıl vicdanları hiç sızlamadan, hiç umurları olmadan yağları lavabodan akıttıklarını...

Suların kirliliğinin yüzde 25’ine bu kızartma yağlarını lavaboya dökmenin yol açtığını...

1 litre yağın 1 milyon litre suyu kirlettiğini..

Dedim...

Tabii ki kimsenin umuru olmadı.

Çünkü okuyan da aynısını yapıyor öyle değil mi Fatma Hanımlar, Ayşe Teyzeler, Mehmet Amcalar, fastfoodcu Ahmet beyler?

Bugün de başka konu.

Temiz enerji.

Bu ülkede “temiz enerji” hâlâ adam akıllı üretilmiyor!

Kendimizi nedendir bilinmez Bay Putin’e teslim etmişiz, verelim paraları, gelsin doğalgaz, onunla ısınalım, onunla elektrik üretelim..

Olacak iş değil!

Güneş ve rüzgar bakımından Avrupa’nın en şanslı ülkesi olalım, en çok güneş bizde olsun, en çok rüzgar bizde essin...

Ama biz elektrik üretmek için kömür ve doğalgaz yakalım!

Allah’ın yağmurlu Almanyasında, Allah’ın karanlık Münich’inde SADECE fuar alanı üzerindeki güneş paneli TOPLAM Türkiye’de güneşten üretilen elektrik miktarına eşit miktarda elektrik üretiyor...

Yani bilmem anlatabiliyor muyum ne halde olduğumuzu. Duş suyumuzu ısıtmak dışında güneş enerjisi kimsenin aklına gelmiyor. GETİRİLMİYOR!

Kömürle havayı bir güzel yaşanmaz hale getirelim, doğalgazla da Rusya’nın kölesi olalım.

Üç gün, sadece üç gün kessin Putin doğalgazı, 5 darbe görmüş kadar darmadağın olacak durumdayız.

Çünkü elektriğimizin yüzde 30’u doğalgazdan üretiliyor!

Antalya’ya bile doğalgaz döşendi! Yılın 12 ayı güneş gören Antalya’mız doğalgazla elektrik üretiyor!

Sibirya’nın bir ilçesi sanki Antalya!

Ve halkımız da bunu hiç garip karşılamadı.

“A ne güzel Antalya’ya da doğalgaz geldi” dediler.

Türkiye Büyük Millet Meclisinde ilk defa tüm partilerin tüm milletvekilleri yenilenebilir (yani kaynakları kömür, doğalgaz, petrol gibi sınırlı olmayan. Tekrar üretilebilir olan) enerji yasasına destek verdi FAKAT nedendir bilinmez yukarıdan gelen bir talimatla tasarı GERİ ÇEKİLDİ.

Doğalgaz lobisi galip geldi... Birilerinin hiç hoşuna gitmedi doğalgaz dışında bir enerjiye teşvik...

Ne olacaktı bu yasa tasarısı geçseydi?

Vatandaş kendi elektriğini üretebilecek, kendi ihtiyacından fazlasını dağıtım şirketlerine satabilecek, güneş enerjisinden elektrik üretmek için yaptığı yatırımı 2-3 yıl içinde geri kazanacaktı.

Bu modelle dev barajlar, dev doğalgaz santralleri yapılacağına minicik ama on binlerce küçük santral, gücü yettiğince vatandaşın veya sanayicinin çatısında Türkiye şebeke hattına elektrik basıyor olacaktı...

Güneşten, rüzgardan, topraktan (jeotermal) elde ettiği elektriği.. Ortalığı pisletmeden elde ettiği elektriği...

Bu kadar büyük bir pazar açılınca elbette bir çok Türk girişimci de bu ürünlerin üretimi için gerekli çalışmaları yapacaktı.

Üstelik kanunda bu teknolojinin yerli üretimi için de teşvik getirilmişti ek olarak. Böylece 80 milyonun katkısı ile Türkiye fosil yakıtlı enerji tüketen ve enerji kaynağını ithal eden bir ülke olmaktan çıkıp temiz enerji tüketen ve enerji kaynağını kendi havasından-suyundan-güneşinden üreten bir ülke olmaya doğru gidecekti... Ve tıpkı yanımızdaki kıçı kırık tabir edilen Yunanistan gibi kendi panelimizi kendimiz yapar olacaktık.

Ve şimdi bu vatan hainliği olmuyor öyle mi?

Niye? İçinde Kürt, Rum, Yahudi, Ermeni, liberal, Ergenekon, 2. Cumhuriyet, Fethullah, Taraf lafları geçmediği için mi?

Sevsinler böyle vatan severliği... Sevsinler faşizm dışında tek bir şey üretemeyen milliyetçi partileri...


19.12.2009
GAZETEVATAN

*****

Vatan hainliği mi dediniz?


Hepimiz yatıp kalkıp kim hain onu mu saptamaya çalışıyoruz?

Mustafa belgeseline Mustafa Kemal’in kendi yazdığı mektubu koydu diye Can Dündar’a dava mı açıyoruz?

O vakit size gerçek vatan hainliğinden söz edeyim bugün.

Ama bu hainliğin içinde Kürt yok.

Ermeni de yok.

Rum da yok.

Liboş dedikleri liberaller de yok, cumhuriyet düşmanı dedikleri İslamcılar da yok, IMF’yi protesto edip ortalığı birbirine katan lümpen gençlik de yok, darbe yapma meraklısı Ergenekoncular da yok...

Geriye kim kaldı diyorsunuz di mi?

Zira bize ezberletilip durulan “hainler” tek bunlar.

Biz aptal gibi tek bunları ciddiye alırız, tek bunları hain belleriz, tek bunlarla mücadele ederiz.

Devletimiz de böyledir, askeriyemiz de böyledir, işadamımız, iş kadınımız da böyledir vatandaşımız da böyledir.

Şehitler ölmez, vatan bölünmez...

Di mi?

Vatan sağolsun...

Di mi?

Ama uğruna yüz binlerce insanımızı bir kalemde feda edebildiğimiz o vatan dediğimiz topraklar, sular, nehirler, göller, denizler...

En küçük bir vicdan azabı duymadan...

Ölümüne kirletilebilir...

Ve bu vatan hainliği sayılmaz di mi?

Çünkü neden?

Çünkü bunu hepimiz yapıyoruz da ondan...



***


Vatanın bir ATIK YAĞ sorunu var.

Bildiğiniz kızartma yağından söz ediyorum.

1 litre yağ tam 1 milyon litre suyu kirletiyor!

Yani bir fritözün aldığı yağ 1 milyon litre suyu kirletiyor.

Ve yılda tam 350 bin ton atık yağ lavabolara dökülüyor.

Lavabolara dökülen bu yağlar da direkt olarak ırmaklara, göllere ve denizlere gidiyor.

350 bin çarpı 1 milyon...

Her yıl kirletilen ve kullanılmaz hale gelen sularımızın miktarı.

Karadeniz’de canlı hayatın olduğu derinlik 100 metreye kadar düşmüş durumda.

Marmara’da, Ege’de, Akdeniz’de çıkan balıklar artık yenemez durumda.

Adamcağızın biri biodizel üretmek maksadıyla 6 milyon dolar harcayıp bir fabrika kurmuş.

Otellerden, bilhassa fast foodculardan olmak üzere lokantalardan, okullardan, evlerden KENDİ ARAÇLARIYLA yağ toplayacak...

Ve bunları yakıta çevirecek...

Hattı da var. 444 28 45. Arıyorsun geliyorlar.

Yok...

Bidonu ben kendim vereceğim, üstelik bidon başına şu kadar para vereceğim diyor...

Yok...

Garanti Bankası devreye giriyor, bidon başına şu kadar bonus yüklenecek kartınıza diyor...

Yok...

KİMSE TOPLAMIYOR!

Hemen hemen bütün lokantalar, bütün oteller, bütün okullar, bütün kışlalar yılda 350 bin ton yağı şakır şakır lavaboya döküyor...

Okulundan, oteline, lokantasından askerine HERKES yapıyor bunu!

Geçen sene 350 BİN tonun sadece 680 toncuğu toplanabilmiş. Gerisi lavabolardan nehirlere, göllere, denizlere dökülmüş.

Olacak iş midir bu?

Aklınız alıyor mu?

Bu nasıl bir vatan sevmezlik, bu nasıl bir hainliktir?

Bu ülke vatan uğruna ölür ama bir bidon yağ biriktirmez.

Bu ülke insanı işsizlikten geberir ama bidon başına 15 liraya tenezzül etmez. Halbuki günde 4 bidon yağ eder ayda 1800 lira. Herhangi bir alışveriş merkezinden rahat rahat toplarsın her gün o kadar yağı.

Benim aklım hakikaten almıyor.

Ev kadınları yapmayacaklardır. Birikmiş yağ fikri tüylerini diken diken eder.

Ama her gün binlerce litre yağ tüketen fast food zincirleri? Tatil köyleri? Yemek fabrikaları?

Hiç mi vicdanınız sızlamaz? Hiç mi döktüğünüz yağlar nereye gider umursamazsınız?

Devletin de umurunda değil.

Ağır yasaklar ve cezalar getirdiler güya. Bugüne kadar tek kişiye ceza kesilmiş değil.

Ve biz neyle uğraşıyoruz?

Aman İsrail şirketlerine sınırımızda mayın aratmayalım, sonra orayı kapıverirler, Almanlar Alanya’da çok fazla ev aldılar, yoksa orayı Berlin mi yapacaklar, Rumlar Paskalya’larda çok fazla gelmeye başladılar yoksa kötü niyetleri mi var, ay Ermenilere soykırım, tehcir yaptık demeyelim sonra gelirler mallarına el koyarlar..

Beri yanda memleket zaten gitmiş kimsenin haberi yok!

Pis olsun ama bizim olsun. Kafa bu!

Aferin. Otur. Sıfır.


18.12.2009
GAZETEVATAN


 

Bu yazıyı Facebook'ta paylaşabilirsiniz*:
Facebook'ta paylaş
0