Devlet, millet, din üzerine
04 Mayýs 2015 14:48 / 1170 kez okundu!
Dünyanýn hiçbir evresinde ve hiçbir ülkesinde milliyetçilik, ýrkçýlýk, þovenlik, din üzerinden siyaset yapanlar baþarýlý olup ülkelerini düze çýkaramamýþlardýr. Ýlk dönemler baþarýlý gözükse de sonralarý hem kendileri hem de arkasýnda sürükledikleri tebaalarý, toplumlarý uçuruma yuvarlamýþlar, arkalarýnda acý, dram, gözyaþý, ölüm, zulüm, iþkence, ekonomik yýkým býrakmýþlardýr. Dünyada bu kadar, sosyolog, toplum mühendisi, tarihçi var, biri çýksýn da bunun aksini ispat etsin. Dünyada bizzat yaþanmýþ 100 yýl süren din ve mezhep savaþlarý, dinlerin kendi arasýndaki savaþlarý, üstün ýrk olma savaþlarý arkasýnda milyonlarca acý, ölüm, zulüm býrakmasý bu durumu açýkça ispat ediyor.
Gerçekte millet- milliyetçilik bir deðer, bir aidiyet duygusu, mutlaka insanlar yaþadýklarý yere, karýnlarýný doyurduklarý topraða sahip çýkacaklar, doðduklarý, ait olduklarý ülkelerinin ecdadiyetine baðlýlýk duygusunu yaþayacaklar, herkesin bu anlamda milli yaný vardýr ve de her ülke insaný için geçerlidir. Bunlar, her ülkenin, her etnik topluluklarýn ve de her insanýn tek tek kendi deðerleridir olmalýdýr. Yalnýz, hiçbir milletin bu kendi deðerleri birbirinin üstünde veya altýnda deðildir, eþittir, ayrýca artýk dünyanýn bu evresinde saf ýrk da yoktur.
Ama maalesef politikacýlar, muktedirler insanlarýn bu aidiyet duygularýný, topraðýndan ekmeklerini yedikleri, karýnlarýný doyurduklarý sahiplenme duygularýný vatan, millet edebiyatý ile sömürüyorlar. Çünkü bu durum politikacýlarýn çok kolay sýðýnacaðý liman, tüm baþarýsýzlýklarýný, usulsüzlüklerini, yanlýþlarýný örten bir yöntem. Kimsenin de bu deðerlere direk karþý çýkamayacaðýný ve de insan ruhunu çok iyi biliyorlar. Zaten þu veya bu þekilde iktidar veya muktedir olanlar, baþtan itibaren bu konudaki insan eðitimi ve davranýþlarý ile toplumlarýn alt yapýsý yýllardýr hazýrlandýðýndan politikacýlarýn bu vatan millet edebiyatýna karþý çýktýðýnýz an sýradan insanlar tarafýndan bile hemen hain ilan edilebilirsiniz. Hele de bu kendi deðerlerini diðer milletlerin, etniklerin deðerlerinden üstün, daha etkin ve baskýn kýlan politikacýlara karþý çýkarsanýz yandýðýnýz gündür. Oysa, ülkeyi evimiz gibi düþündüðümüzde, kutsalýmýz olan evimize yapýlan haksýz, hukuksuz bir saldýrýya evimizi korumak için nasýl ki gereken her þey yapýlýrsa, üzerinde yaþanan topraðýn sahiplenmesi içinde burada yaþayan hangi ýrktan, hangi etnik kimlikten insan yaþarsa yaþasýn yaþadýðý topraklarý sahiplenecektir tarihte de bunun onlarca örneði vardýr. Yani politikacýlarýn vatan millet edebiyatýna toplumlarýn, halklarýn ihtiyacý yoktur, politikacýlarýn iþi tam tersine bu deðil toplumlarý, halklarý eþitlik, adalet temelinde kaynaþtýrmak birleþtirmek dostluk, barýþ köprülerini oluþturmaktýr, demokrasiyi hayata geçirmek olmalýdýr.
Bu durum din üzerinden siyaset yapanlar içinde geçerlidir. Gösteriþ, çýkar, korku için deðil gerçek anlamda, içten inanan inançlýlarýn ayrýcalýklý hiçbir din kurumuna gereksinimi yoktur. Ýnanan insan vicdanýyla, aklýyla inancýný her koþulda her durumda yerine getirir, tüm diðer farklý inanç ve deðerlere eþit, saygýlý davranýr. Sadece inançlar, ilim, irfan, kültür temelinde akademik çalýþmalar için gerekli çalýþmalarý, tarihi araþtýrmalarý yapmalý, bu çalýþmalar dünya insanlýðýnýn barýþýný, birlikteliðini, hoþgörü anlayýþýný, kardeþliðini oluþturmada büyük öneme sahip olacak ve bu yaþama geçirilmesini saðlamada aracý olacaktýr. Saf, temiz duygularla inanan insanlarýn bu tür siyasetçilere, siyaseti din üzerinden yapanlara hiç gereksinimi yoktur. Dünya insanlýk tarihi ispatlamýþtýr ki bir ülkeyi, halklarý din, ýrk, milliyetçilik üzerinden siyaset yapan politikacýlar bölmüþtür. Bunun en somut örnekleri hala gözümüzün önünde, Ortadoðu ülkelerinde, Balkan ülkelerinde olanlar, bazý Asya, Afrika ülkelerindeki savaþlar, bölünmeler, kaos ve karmaþalar bunun açýk ispatý.
Sabahattin ÝZCÝOÐLU
01.05.2015
Son Güncelleme Tarihi: 06 Mayýs 2015 13:06
