Osman Can: 'Yetmez ama Evet' kampanyası sistemin paradigmasını yıktı...

26 Eylül 2010 14:59  

 

Osman Can: 'Yetmez ama Evet' kampanyası sistemin paradigmasını yıktı...

Anayasa değişiklik paketinin oylandığı referandum öncesi başlatılan 'Yetmez ama, EVET' kampanyası yeni bir yapıya evriliyor. 'Kampanyanın büyük bir başarı ile sonuçlandığını ve amacına ulaştığını' belirten kampanya yürütücüleri, kampanyayı bu kez 'YETMEZ, Yeni bir Anayasa istiyoruz' forumuna dönüştürdüklerini' vurguladı.

Bu kapsamda, İstanbul'da Muammer Karaca Tiyatro Salonu'nda Cumartesi günü gerçekleştirilen forumda konuşan Demokrat Yargı Derneği Eş Başkanı Doç. Osman Can; "Türkiye önemli bir eşiğe geldi. Bu başarıda "Yetmez ama EVET" kampanyasının katkısı büyük. Toplum politize oldu. Türkiye toplumunda siyaset hep dışlanır. Hesap sormak, ses çıkarmak; öğretilmiş, dayatılmış siyasal kurumlara yabancılaşmamak gibi. 'Yetmez ama EVET' bu politizasyonu sağladı. Hak, eşitlik gibi argümanların topluma yansımasını, yankılanmasını sağladı. Bunu gördük. Herkes, toplum, ciddi olarak bu süreçle ilgilendi ve bilinçlendi. 12 Eylül'den sonra toplum apolitize edilmişti. Bugün tam anlamıyla politize bir toplum hâline geldiyse, bu, 12 Eylül ideolojisinin, felsefesinin tarihin çöplüğüne gönderildiğini gösterir. Bu, Yetmez ama EVET'in kampanyasıyla gerçek oldu" dedi. Can konuşmasını şöyle sürdürdü:

"Bu sistemin temel ideolojik parametreleri, referansları tükendi. Paradigmanın bütün dayanakları yıkıldı. Bugün artık ufuğa bakıyoruz. Bu ufuk yeni bir anayasa olacaktır. Farklı kesimler bir araya geldi, farklı analizler yapıldı. Bu analizler topluma ulaştırıldı. Halk resmi değil, doğru tarihle tanıştı ve yeniden tartışmaya başladı. Kitaplardaki bilgilerin gerçek hayatla ilgisi olmadığını gördü. Yeni bir tarih bilinciyle ortaya çıktı. Bu tarih bilinci, Yetmez ama EVET'in paradigmayı yıkmasıyla oluştu. Statükocuları, demokrasiyi tahrip edenleri savunma pozisyonuna itti. Bu süreç, hiyerarşik dilin iflasına neden oldu. Artık statükonun savununcusu olamayacak. Toplum bu özgüveni duymaya başladı. Zihinlerde bir devrim gerçekleşti.

Yeni anayasa platformu önemlidir. Mevcut anayasanın 100 yıllık bürokrasi geleneği var. Bu, iktidar haritası; bürokratik iktidar bu harita içerisine rafine bir şekilde yerleşmiştir. Toplumsal sorunların kaynağı bu anayasal sistemdir. Bürokratik kurumlar, sosyal sorunların nedeni ve sonucudur. Harekete geçtğimizde, anayasanın bu maddeleri karşımıza çıkar. Anayasanın değişmesi zordur. Meclis içerisindeki kümeler, kendi ideolojileri üzerine bu anayasanın değişmesini fiili olarak engellemek istiyor. Bu anayasa, ne kadar detaylı olarak bütün toplumsal alanları değiştirmeye çalışıyorsa, hareket amaçlarını da kendi içinde barındırır. Yeni anayasa, detaylı bir anayasa olmamalıdır. Bu anayasa, toplumda tek ve meşru bir alan olan Parlamentonun alanını daraltmamalıdır. Sorunların çözümüne imkan sağlayan bir anayasa olmalıdır. Meclisin iradesinin bütün toplumun reflekslerine duyarlı olduğu bir meclise imkan sağlayan bir anayasa olmalıdır. Teknik değil, çerçeve bir anayasa olmalıdır."

ADALET AĞAOĞLU: 'HAYIR'CILAR NEFRET DOLU...

Toplantıda söz alan yazar Adalet Ağaoğlu ise şunları söyledi:

"Hayırcılar üzgün ve nefret dolu. Ama yapacak çok işimiz var. 13 Eylül'de mahkemeye gitmek ilk adımımız. Bazı maddeler olumlu olmakla birlikte, bunların içinin doldurulması önemli. Sivil, demokratik bir anayasa için bize çok görev düşmekte. Geçici 15. maddenin kalkması önemli değil, diğer maddelerle birlikte ele alınmalı. Sivil yargı önemli bir adım. Politik niyetlere dair anlaşılır, ince göndermeler olmalı. İnsan haklarının içine kadın hakları, çocuk ve sakat haklarının girmesi önemli bir adım. Bu maddelerdeki hassas noktaların içini doldurmaya özen gösterilmeli. Yeni anayasa içinde yazar hakları, düşünce hakarı da insan hakları içinde yer almalı. TBMM'de bütçe görüşmelerinde nasıl devletin tüm kurumları gözden geçiriliyorsa, Türk Silahlı Kuvvetleri'nin bütçesi de gizli olmamalı, açık olmalı, dökümü sağlanmalı. Şimdiye kadar tek bir generalin hesap verdiği bir durum olmadı."

Doç. Ferhat Kentel ise yaptığı konuşmada şu görüşleri dillendirdi:

"Yaşanan tecrübe çok önemli. Beraber bir şey yapmak çok önemli. İstediğimiz anayasa her şeyi anlatan, madde madde ayrıntılara girmeyen, toplumsal uzlaşmaya dayanan, devletin kutsallığını değil vatandaşın kutsallığını önemseyen bir yapıda olmalı. Yüzde 42'inin içinde de yeni anayasa isteyenler var, bu sadece yüzde 58'in işi olmamalı..."

Çok kalabalık bir izleyici topluluğunun bulunduğu Anayasa toplantısında söz alan, Şenol Karakaş, Roni Margulies, Mehmet Rasgelener, Sezai Temelli, Hilal Kaplan, Garo Paylan, Ayhan Ogan, Turgay Ogur, Mücteba Kılıç ve Tuğba Öz de görüşlerini katılımcılarla paylaştı.


Sesonline.net

 

Bu yazıyı Facebook'ta paylaşabilirsiniz*:
Facebook'ta paylaş
0