Öcalan eve gitsin, biz de Oslo’ya

02 Temmuz 2012 08:13  

 

Öcalan eve gitsin, biz de Oslo’ya

Leyla Zana, Erdoğan ile görüşmesini anlattı: “Daha kaç kuşak, daha kaç ölüm bekleyeceğiz? Oslo süreci yeniden başlasın, Öcalan ev hapsine alınsın” dedim

Diyarbakır Bağımsız Milletvekili Leyla Zana, kamuoyunun merakla beklediği Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ile görüşmesinin ayrıntılarını, dün Meclis’te düzenlediği basın toplantısında açıkladı. “Tıkanan bu sürecin önünü açmak için kaç kuşak ve kaç ölüm daha bekleyeceğiz” diyen Zana, Erdoğan’a “Oslo sürecine dönülmesini, KCK operasyonlarının ve askerî operasyonların durdurulmasını, Öcalan’ın ev hapsine alınmasını, Uludere katliamı ile ilgili devletin özür dilemesini, anadilde eğitimin sağlanmasını” talep ettiğini söyledi.

Erdoğan’a ilettiği konuları satır başlarıyla aktaran Zana, bu görüşmeye zemin yaratan iki önemli konuyu gündeme getirmekte yarar bulunduğunu belirtti. Zana, 2004’te cezaevinden çıktıklarında bir dizi görüşme talebinde bulunduklarını, sivil toplum kuruluşlarından iş çevrelerine, Başbakan’dan Meclis Başkanı’na, anamuhalefet partisinden sendikalara kadar herkesle görüşme talebinde bulunduklarını belirtti. Zana, Erdoğan ile önceki gün gerçekleşen görüşmenin, böyle bir miladı bulunduğunu dile getirdi.

Erdoğan ile görüşmesinin başında, 21 yıl önce, parlamentoda, halkların kardeşliği üzerine yemin eden biri olarak, Türk ve Kürt halkları için verilen bir sözünün olduğunu söylediğini aktaran Zana, öncelikle Kürtlerin halk olmaktan kaynaklı haklarından söz ettiğini anlattı. Türkiye’nin sürdürülebilir bir barışa ve diyaloğa ihtiyacı olduğunu ifade eden Zana, şunları kaydetti:


Söylem ve söz yetmiyor

“Korkularıyla yüzleşme çabalarına rağmen, süregelen tutuklamalar ve davalarla tedirgin olan toplumun küçük adımlara değil, ileri ve samimi adımlara ihtiyacı olduğunu dile getirdim. Bu adımların da tüm bileşenlerin sürece dahil edilmesiyle atılabileceğini, kesintisiz barış ortamı için herkesin katkı sağlaması gerektiğini ifade ettim. Roboski katliamı, cezaevlerinde yaşananları ve süregelen polis şiddeti. Bunların hepsinin açık yaralarımızı kanattığını söyledim. Yaşananların ve yaşanmakta olanların tüm çıplaklığıyla ortaya konmasına ve çözüm aranmasına ihtiyaç var. Kendisine de ilettiğim gibi, halklarımıza artık söylem ve söz yetmiyor. Bu aşama geride kaldı.’’

Öcalan’a ev hapsi

Türkiye’de onlarca yıldır denenen güvenlikçi politikaların sonuç vermediğini gördüklerini ifade eden Zana, denenmeyen tek yolun sürdürülebilir müzakere olduğunu söyledi. Zana, görüşmede, bu anlamda, Oslo görüşmelerinin milat olduğunu ve bu görüşmelerin yeniden başlaması gerektiğini ifade ettiğini kaydetti. Zana, “İdam gibi bir tabuyu yıkan bu ülkenin Sayın Öcalan’ı pekala ev hapsine alabileceğini ve bunun hayati bir önem taşıdığını belirttim’’ dedi. Seçmeli dersler arasında Kürtçenin yer almasının, olumlu bir gelişme olduğunu kaydeden Zana, ancak Kürtlerin anadilde eğitim taleplerini karşılamaktan uzak olduğunu savundu. Zana, “Dünyada hiçbir halk, kendi anadilini para ödeyerek öğrenmez dedim ve anadilde eğitim hakkı vurgusu yaptım. Yaralarımız açık ve kanıyor. Bu nedenle de gerçekçi olmayan talepler karşılık bulamaz. ‘Silahları bırakın operasyonlar durur’ söylemi gerçekçi olmayan taleplerden. Bunun altını çizdim’’ diye konuştu.

“Aklım ve vicdanımla...”

Bu görüşmenin, kesintiye uğrasa da, 2004’ten bu yana ortaya konan çabaların ve kazanımların bir ürünü olduğunu dile getiren Zana, sözlerini şöyle tamamladı: “Bu görüşmenin kesintiye uğrayan sürecin açılmasına katkı sağlayacağına, halklar için umutlu bir sürecin yaratılmasına ve barışın gelmesine olumlu etki yapacağına inanıyorum. Sayın Başbakan, hem görüşme süresince hem de sonrasında görüşmeyle ilgili olarak yaptığı değerlendirmede, diyalog sürecini açık tutmak konusundaki samimi tavrını göstermiştir. Bunun için teşekkür ediyorum. Bilinmesini isterim ki; aklım, vicdanım, yüreğim, politik deneyim ve öngörümle hareket ettim. Tarihsel olarak bu görüşmenin kimler arasında gerçekleştiğinin ötesinde, olası sonuçları çok önemli. Sormak isterim; tıkanan bu sürecin önünü açmak için kaç kuşak, kaç ölüm daha bekleyeceğiz? HEP, DEP, HADEP, DEHAP, DTH, DTP, BDP ve diğer tüm bileşenlerin verdiği mücadele göstermiştir ki; bu topraklarda herkesin barışa ihtiyacı var.’’ Zana, toplantının bitiminde gazetecilere soruları bir sonraki basın açıklamasında yanıtlayacağını söylemesi dikkat çekti.

Taraf

 

Bu yazıyı Facebook'ta paylaşabilirsiniz*:
Facebook'ta paylaş
0