TARÝHSEL TKP ELEÞTÝRÝLERÝNDE EZBERDEN 'AMENTÜ'YE GEÇÝÞ...

06 Nisan 2018 21:45 / 1323 kez okundu!

 

 

Bugün sol hareketlerin içinde, solcular tarafýndan en fazla eleþtirilen, saldýrýlan yapýlanma kimdir derseniz, ben, "açýk ara Tarihsel TKP'dir" derim.
Bu, 12 Eylül öncesinden beri öyleydi.

 

******

 

TARÝHSEL TKP ELEÞTÝRÝLERÝNDE EZBERDEN 'AMENTÜ'YE GEÇÝÞ...

 

Bugün sol hareketlerin içinde, solcular tarafýndan en fazla eleþtirilen, saldýrýlan yapýlanma kimdir derseniz, ben, "açýk ara Tarihsel TKP'dir" derim.

Bu, 12 Eylül öncesinden beri öyleydi.
Hemen tüm siyasi yapýlanmalar, -Sovyetik, anti-sovyetik fark etmeksizin- TKP hareketine saldýrýrlardý. Bütün yapýlanmalar, TKP ideolojisi ve siyasi örgütlülüðüne saldýrdýðý noktalarý kerteriz alýr, kendilerini ve birbirlerini, bu noktalara olan uzaklýk ve yakýnlýklarý ile tanýmlarlardý.
Gençliðinde, özellikle üniversite yýllarýnda bu saldýrýlardan fazlasýyla maðdur olmuþ, Tarihsel TKP''nin tarihsel bir üyesi olduðum için, bu konuda belki öznel düþünebilirim.
Ama þu anda o günlere dair özeleþtiri eþliðinde akýl yürütmelerimde bile, sol içi mücadelenin odak noktasýnýn TKP, ÝGD ve Birlik Dayanýþma Hareketi olduðu kanýsýna ulaþýyorum.
Bunun en büyük nedeni o günlerde, Sovyetler Birliðinin ve Dünya Sosyalist Sisteminin varlýðýný henüz sürdürüyor olmasýydý. Yani asýl hedef Sovyetler Birliði ve Dünya Sosyalist Sistemiydi.
Türkiye'de  TKP'nin  hedef tahtasýnda olmasýnýn nedeni Dünya Sosyalist Sistemi ile olan organik baðýydý.
Yukarýda 'Sovyetik' diye tanýmladýðým, Dünya Sosyalist Sistemine (DSS) sýcak bakan bazý yapýlanmalarýn, diðer sol yapýlanmalardan  hiç de aþaðý kalmayan saldýrýlarýnýn nedeni de bu 'bað' üzerine sürdürülen rekabetti.
TKP, bu yazýda ayrýntýsýna girmeyi düþünmediðim bir çok geliþmeden sonra 'Tarihsel TKP" oldu.
Aslýnda benzer geliþmeler hemen tüm diðer sol yapýlanmalarý da 'tarihsel' konuma getirdi.
Bütün sol yapýlanmalar, bu 'benzer geliþmeleri' yaþayýnca, yoðun -ve de doðal- olarak geçmiþe yönelik eleþtirel deðerlendirme ve tartýþma dönemi yaþandý.
Ýlginçtir, her kökenden solcularýn katýldýðý bu tartýþma ve eleþtirilerin hedefi yine Tarihsel TKP ve onun ideolojisi oldu. Türkiye Solu -nedense- kendi vicdan muhasebesini TKP üzerinden yapmayý yeðledi. Özeleþtiri yaparken de yine Tarihsel TKP'nin hatalarýný kerteriz noktasý aldýlar.
Bütün bu sol yapýlanmalarýn, yeniden toparlanma, birleþme, ayrýþma, yine birleþme, yine ayrýþma gibi tipik 'sol etkinliklerinin' ortaya çýkardýðý küçüklü ufaklý(*)  yapýlanmalar da Tarihsel TKP'nin ideolojisini kerteriz  aldý.
Halen sürmekte ve süreceðe benzeyen bu etkinliklerin ortaya çýkaracaðý daha birçok küçüklü ufaklý yapýlanma olacaktýr. Emin olun onlarýn da bir çoðunun "ideolojik" kerterizleri Tarihsel TKP'nin ideolojisi olacaktýr.
Aslýnda buna kerteriz demek ne kadar doðru bilmiyorum. Kerteriz, bulunduðu konumu belirlemek için baz alýnan nokta demek. Denizcilikte kullanýlýr. Örneðin deniz fenerleri genellikle kerteriz olarak alýnýr.
Ama Tarihsel TKP'nin ideolojisi asla bir deniz feneri olarak görülmedi. Daha çok "Bermuda Þeytan Üçgeni" gibi görüldü, öyle lanse edildi ve ne yazýk ki bir çok kesimin öyle algýlanmasý saðlandý.
Bugün bir çok yapýlanma, -bunlarýn içinde TKP'nin örgütlülüðünü sürdürdüðünü iddia edenler de var- kendi ideolojilerinin Tarihsel TKP'nin ideolojine uzaklýðý ile övünüyorlar.
Örneðin "Almancý" namý ile anýlan, komünistlikleri Sosyal Medyada tarihsel günlerle ilgili paylaþým yapmaktan menkul bir SMKP, (Sosyal Medya Komünist Partisi), TKP ismi dahil, 73 Atýlýmý döneminin genel sekreteri Ýsmail Bilen'den tutun, bütün deðerlerine sahip çýkmasýna karþýn, "73 Atýlýmýnýn ideolojisinin -özellikle Kürt meselesine yaklaþýmý konusunda- hatalarýna düþmedikleri" yolunda övünüyor.
Zaten Tarihsel TKP ideolojisinin Bermuda Þeytan Üçgeni ilan edilen, ya da tersine kerteriz diyebileceðim noktasý, tam da burasý. TKP'nin Kürt Meselesine karþý hatalý(?) yaklaþýmý...
Bilindiði gibi bugün, Sol Mahallede bu meseleye Küresel Kürt Hareketinin baktýðý gibi bakmayanýn gözü oyuluyor.
Tarihsel TKP'nin ve Sovyetler Birliðinin 'bugün', Sol Mahallede günah keçisi ilan edilmesinin temel nedeni; Kürt Meselesine -hatýr gönül dinlemeksizin- o günün Türkiye ve Dünya koþullarýný dikkate alarak yaklaþmýþ olmalarýdýr.
Günümüzde o dönemin hesabý sorulmaktadýr.
Oysa o günlerde TKP'ye saldýrýlarýn odak noktasý Kürt Meselesi deðildi.
Aksine TKP, Kürtler içerisinde çok saygýn ve güçlüydü.
Bugün Kürt Hareketi içerisinde söz sahibi olan, HDP milletvekilliði yapmýþ bir çok Kürt siyasetçi de o zamanlar ÝGD  veya TKP hareketinin içinde yer alýyorlardý.
Bugün, Tarihsel TKP'yi kýyasýya eleþtiriyor, APO'ya baðlýlýðýný her vesile ile dile getiriyor olmalarýna karþýn, o günlerde 'APO'cularý "baþý bozuk takýmý"diye niteliyor, aniden ortaya çýkýþlarýna þüphe ile yaklaþýyorlardý.
Diyarbakýr'da kendini tüm Türkiye'nin örgütü sayan sosyalist yapýlanmalar arasýnda hemen hemen en güçlü olan hareket Birlik Dayanýþma hareketiydi. Diyarbakýr þubesi ÝGD'nin de en güçlü kalelerindendi.
Hatta diðer sol örgütlerle rekabette en güçlü olduðu bölgeler Kürt kentleriydi.
Örneðin Sovyetler Birliðine "Sosyal Emperyalist" diyen Halkýn Kurtuluþu vb. gibi yapýlanmalarýn Diyarbakýr'da esamesi bile okunmuyordu.
Ankara, Ýstanbul'da ve Ýzmir'de ve Anadolu'nun bir çok þehrinde ise durum böyle deðildi. Bu yörelerde de ÝGD ve Birlik Dayanýþma hareketi çok güçlü olmasýna raðmen, diðer sol yapýlanmalarýn çok daha güçlü olduðu yöreler, alanlar, kampüsler vardý.
Buralarda da Kürt Hareketinin gücü azdý.
Onlar da Sovyetler Birliðini, DSS'nin öncüsü kabul ediyor, diðer fraksiyonlarca "Sovyetik" kabul ediliyorlardý.
Kürt Sosyalistleri o günlerde üniversitelerde, biz ÝGD'lilerle (Ýlerici Gençler Derneði) birlikte hareket ediyorlardý.
O yýllarda Ege Üniversitesinin, benim de bulunduðum Fen, Mühendislik, Sosyal Bilimler, Yer Bilimleri gibi fakültelerin yer aldýðý Bornova Yukarý Kampüsünde, Halkýn KurtuluþuHalkýn Yolu gibi fraksiyonlar çok güçlüydü.
DDKD, Özgürlük Yolu, Rýzgari  gibi siyasetleri ve biz ÝGD'lileri "sosyal faþist" olarak kabul edip, saldýrýrlardý.
Özellikle Fen Fakültesinde onlar çok fazla, biz ise azýnlýktýk. Hep birlikte dayak yerdik.
Bugün Kürt Meselesine yaklaþýmý nedeniyle aforoz edilen, neredeyse Kürt Meselesinin bugüne kadar çözülmemesinin en büyük nedeni olarak tanýmlanan Tarihsel TKP, o günlerde Kürtlerin en fazla içinde yer aldýðý sol siyasetti.
O dönemlerden hatýrladýðým bir olayý kýsaca aktarmak istiyorum. Benim üniversiteye ilk girdiðim yýllarda Mühendislik Fakültesinde çoðu GSB'den gelme ÝGD'li gedikli öðrenciler vardý. O zamanlar "Maocu" dediðimiz siyasetler onlarýn ve bir iki DDKD'lin sýnava girmesini engellemeye çalýþýrlardý.
Biz çaylak ÝGD'liler olarak o gedikli ÝGD'liler ve DDKD'liler sýnava girerken, 'Maocular' saldýrmasýn diye bir iki defa nöbet tuttuðumuzu hatýrlýyorum.

Yukarýda sözünü ettiðim gibi, TKP ideolojisinin, -'tarihsel' olmadan önce- diðer tüm siyasetlerin saldýrý odaðý olmasýnýn nedeni, sadece "Sovyetik" olamalarý deðildi. Kürt meselesine olan yaklaþýmý hiç deðildi.
TKP, sosyalizm mücadelesinde barýþçýl yöntemlerin de kullanýlabileceðini dillendirmesi, Þili'de Allende'nin Seçimle elde ettiði zafere verdiði önem vs. gibi nedenlerden dolayý "Pasifist" ilan edilmiþti.
Goþizm'den, bireysel terörden söz ediyordu. Þiddeti bir propaganda ve prestij aracý olarak kullanmýyordu.
Oysa o yýllar "devrimci þiddet", özellikle gençlik hareketleri içinde adeta modaydý.
Barýþçýl mücadeleyi savunanlar pasifist, hatta haindiler.
Giderek sertleþen ideolojik saldýrý, sonunda fiziki saldýrýya dönüþmüþtü.
Zaten Sosyal Faþist olmaktan dolayý Halkýn Kurtuluþu  ve benzeri guruplarýn saldýrýlarý varken, diðer gruplarýn da bu saldýrýlara katýlmasý özellikle üniversitelerde ÝGD'li olmayý çekilmez hale getirmiþti.
O günleri hatýrlýyorum da, Fen Fakültesinde "barýþçýl mücadeleyi" savunduðu için sürekli þiddete maruz kalmaktan yýlan bazý arkadaþlarýmýz, ÝGD'den ayrýlýp Kurtuluþ ya da Dev-Yol'a geçmiþlerdi.
Bizler; "barýþçýl mücadeleyi savunan pasifistler" olarak, sürekli saldýrýya uðrarken ya da o kaygýyla adeta askeri disiplinle hareket edip, derse giden arkadaþlarýmýzý kollayýp, dersliklerin kapýsýnda nöbet tutarken, siyaset deðiþtiren arkadaþlarýmýz, sevgilisiyle el ele, rahatça kampüste dolaþýyorlardý.
Yani "devrimci þiddeti" savunan, "huzura ve barýþa" kavuþuyordu.

O günlerde Sol hareketin içinde, "devrimcinin hasý devrimci þiddeti, silahlý mücadeleyi savunur" ezberivardý.
Bugün ise Sol Mahallede, "demokratýn, sosyalistin, komünistin hasý Kürt Hareketinin yoluna baþ koyar."amentüsü var.

Þu günlerde; Nabi Yaðcý'nýn  yakýn zamanda çýkan, Elele Özgürlüðe adlý kitabýndan bir alýntý dolaþýyor sosyal medyada.
Nabi Yaðcý o kitabýnda demiþ ki; "Tarihin gerçek dilini çözdüðümde görüyorum ki, biz dün farkýna varmadan 'Türkiye Komünist Partisi' deðil, 'Türk Komünist Partisi' olmuþuz. Oysa komünist olmanýn ayrýksý yaný en baþta enternasyonalist olmasýdýr. Hem enternasyonalist, hem ulusalcý olunamaz, olunursa da komünist olunamaz…"
Bu fiyakalý tespitin hemen arkasýndan; "Bu nedenle dünün TKP genel sekreteri ve ayný zamanda bir Türk olarak geriye dönüp Kürt halkýndan, Ermeni halkýndan, bu topraklarda soykýrýma, tehcire, asimilasyona, baskýya ve tenkile (yok etmeye) uðramýþ bütün halklardan özür diliyorum. Türk halkýndan da özür diliyorum, zira diðer halklar özgür olmadan halkým da özgür olamazdý.diyerek, bu popüler amentüüzerinden, Tarihsel TKP'ye saldýrýya yeni bir boyut getirmiþ.
Nabi Yaðcý, en yetkili(?) aðýzdan TKP adýna özür dileyerek, bu popüler saldýrýlara "haklýlýk" kazandýrmýþ.
Bu alýntýyý ilk okuduðum zaman, Facebook'ta, bu konudaki ilk tepkimi belirten bir paylaþým(**) yapmýþtým. Orada yazdýklarýmýn bir kýsmýyla yazýmý sürdürmek istiyorum.
"Öncelikle; Nabi Yaðcý'nýn bu öz eleþtiriyi sadece kendi adýna yapabilir.
Kendisinin "dünün TKP genel sekreteri ve ayný zamanda bir Türk olarak" yaptýðý bu öz eleþtiriyi, "dünün sýradan bir TKP üyesi ve bir Türkiyeli olarak kesinlikle üzerime alýnmýyorum.
Tamamýyla kendi kiþisel meselesidir.

Nabi Yaðcý'nýn gerçekten öz eleþtiri vermesi gereken bir çok konu vardýr.
Bunlardan en önemlilerinden biri; hiç bir zaman ideolojisini benimsemediði bir örgütün genel sekreterliðini yapmasý, bu yetkiyi elde etmek için çaba sarf etmesidir.

Bir diðeri; TKP'nin tarih sahnesinden bir aktör olarak silinmesinde birinci dereceden dahli olduðu halde, TKP Genel Sekreteri titrini kullanarak verdiði röportajlar ve yazdýðý yazýlarla TKP üyelerini yönlendirmeyi sürdürmesidir.

AKP'nin, Siyaset Akademilerinde ders vermesi, Bugünkü Erdoðan-AKP despotik yönetiminim iktidarýnýn oluþmasýnda üst düzeyde katkýsý olan Taraf Gazetesinde yazarlýk yapmasý, bugün her birinin kumpas olduðu anlaþýlan öngörülerde bulunmasý da özeleþtiri vermesi gereken diðer fiyaskolarýdýr.

Her þeye raðmen buradaki asýl mesele Nabi Yaðcý'nýn kendisi deðildir.
Yukarýda ona ait olduðu söylenen -ki bunun doðru olmasý büyük olasýlýk- sözlerdeki algý operasyonudur.
Bu kýsa metin, iðrenç ve tehlikeli bir piþmanlýk algýsýný  80 öncesinin binlerce komünist, sosyalist ve solcusuna bulaþtýrma amacýný taþýmaktadýr.
Elbette bu konudaki tek algý çarpýtmasý Nabi Yaðcý'nýn bu alýntýda söyledikleri deðil, yüzlerce odaktan üretilen, binlercesinden biridir."
Ve bu alýntýdaki son cümlemden devam etmek istiyorum.
Evet Nabi Yaðcý'nýn bu sözleri bu konudaki tek algý çarpýtmasý deðil.
12 Eylül Darbesinin ateþi bir parçaya düþüp, komünist, sosyalist, devrimci ve solcularýn bedenlerini salývermeye baþladýklarý, algýlarýna çalýþmaya baþladýklarýndan beri üretilen ve yaygýnlaþtýrýlan bir "rýza" üretimine katkýda bulunuyordu sadece....
Hani Noam Chomsky'nin,   Antonio Gramsci'den arakladýðý "rýzanýn imalatý" tezi var ya..?
Küresel Hegomanyanýn solcularýn algýlarýna, -Kürt Meselesi konusunda- uygulamak istediði 'rýzanýn imalatýndan' öte bir þey, uygulamaya çalýþtýðý, -büyük oranda uyguladýðý- þey 'imanýn imalatý', yaniamentü...

Amentü (iman etmek), ezberin güçlenmiþ halidir. Bunu, o günden bu yana geliþmelere bakarak görebiliriz.
Ezber döneminde; hedefte henüz yýkýlmamýþ Sovyetler Birliliði ve henüz tarihselleþmemiþ TKP vardý, Amentü döneminde ise hedefte yýkýlmýþ bir Sovyetler Birliði ve -Tarihsel(leþtirilmiþ) TKP var.
Ezberin arkasýnda yeni yeni vücut bulan Küresel Sermaye ve telaþ içindeki Kapitalist dünya vardý.
Tüm Dünya'da yepyeni operasyonlara hazýrlýk yapýlýyordu.
Örneðin Türkiye'de yükselen sýnýf kavgasýnýn, demokratik dönüþümleri arzulayan, giderek güçlenen muhalefetin önüne geçecek faþist bir müdahaleye zemin hazýrlanmasý gerekiyordu.
Solun ezberlediði, "devrimci þiddet", bu zemini hazýrlamakla görevli iþbirlikçi karanlýk güçlere çok iyi gelmiþti.
Amentünün arkasýnda ise, ayný güçlerin daha geliþmiþ, semirmiþ, daha küreselleþmiþ hali var.
Algý operasyonlarýnda daha da ustalaþmýþ, uzun uðraþ ve denemelerden sonra 'tam kývamýnda' hükumetleri iktidara getirmeyi baþarmýþ Küresel Kapitalizm ve onun çok geliþmiþ "iman üretme" imkaný var.
Evet, "Amentüezberin güçlenmiþ halidir"  ancak Küresel Kapitalizmin telaþý devam ediyor.
Belki yükselen muhalefet ve demokrasi isteyen geniþ yýðýnlardan dolayý deðil ama, o günlerden bu yana daha da derinleþmiþ olan kronik krizini öteleme telaþý hala sürüyor.
Sovyetler Birliðinin artýk olmamasýna, TKP'nin de tarihselleþtirilmiþ olmasýna raðmen hedefte yine Tarihsel TKP ve ideolojisi, Komintern kararlarýEkim Devrimi ve Ulusal Kurtuluþ Savaþý var.
Bu tarihsel geliþme, olgu ve kurumlara bugün "Devrimci þiddet" ezberinden daha etkili ve tehlikeli olan, "demokratýn, sosyalistin, komünistin hasý Kürt Hareketinin yoluna baþ koyar." amentüsü üzerinden saldýrýlýyor.
Ve bu "amentü" de þimdi daha ileri hedefleri olan ve artýk karanlýkta kalmasýna kalmasýna gerek olmayan küresel güçlere iyi geliyor.

Ezberleri bozmak, amentüleri sorgulamak da Emekçi Anadolu insanýna, hatta tüm insanlýða iyi gelecek.
Özellikle 2019 seçimleri öncesi ezberleri de amentüleri de bozmak "iyi gelmekten" öte bir gereklilik.


 

Nadi ÖZTÜFEKÇÝ
03.04.2018

 

 

Bu yazýyý Facebook'ta paylaþabilirsiniz+:
Facebook'ta paylaþ
0
Yorumlar
Uyarý

Yorum yazabilmek için üye olmalý ve oturum açmalýsýnýz.

Eðer sitemize üye deðilseniz buraya týklayarak hemen üye olabilirsiniz.

Eðer üye iseniz oturum açmak için buraya týklayýn.