Yoğurt

13 Haziran 2008 12:13 / 1888 kez okundu!

 

Her kişi kendi derdinde… Evet eşitiz falan ama olağanüstü olanlar var. Ve çok şükür ki varlar... Bir olağanüstü insan da Artun Ünsal. Paris’te Siyaset Bilimi okumuş ve Le Monde gazetesi temsilciliğini yapmış yıllarca. Artun Ünsal eskiden

Son kitabı ise Yoğurt! İlk 60 sayfasını okurken, neredeyse yarım kilo yoğurt bitirmişim. Eh kitaptan öğrendiğime göre bizde 30 kg yılda tüketiliyor kişi başına, Almanya, Fransa falan kişi başına yılda 20 kg, bu tabii ayrıca bir olay. Örnek: Son araştırdığımda kişi başına Hindi eti tüketimi bu ülkelerde bizden 50–100 misli fazlaydı et, yumurta tüketimleri bizim birkaç katımız.



İnanılmaz bir kitap: Silivrim Kaymak, Türkiye’nin Yoğurtları. Bizim dünya kültürüne ana katkılarımızdan biri olan yoğurdun bu denli kolay okunan aynı zamanda temel eser niteliğinde ortaya çıkması için de doğrusu Artun Hoca’ya çok şey borçluyuz. Neden bu kadar geç? Eh göçebe bir toplumuz. Alışkanlıklar bizi biz yapan şeyler ve doğal olarak her yere geç giden, dolayısıyla her şeyi elinden alına gelen bir toplum olmuşuz. Geç geldiysem ne oldu, sonunda kara toprak olmayacak mıyız? Yazmış da ne olmuş yoğurt kitabını? Bana ne, dünya mutfağına temel katkısı olan bir kitabı Türk mü yazmış Fransız mı, Alman mı? “Bir kaşık yoğurt uğruna ya Rab, ne fırtınalar kopuyor.”



Senden cacık olmaz!



Biz tabii daha önemli meselelerle uğraşırız, neymiş yoğurt yahu? Bizde sürekli darbe olur, biz evrimi açıkça öğretmekten çekiniriz çocuklarımıza. Doğruyu söyleyebilmek bile cesaret ve yanı sıra bir alışkanlık. Uzmanlık alanımız anı kurtarmak için yaratıcılık ve keyif. Eh, elin İngiliz’i 1066’dan beri istila darbe görmemiş bizde istilalar her yüzyılda birkaç tane en azından ve ”icat çıkartma çocuk, otur oturduğun yerde” diyerek, vaktinde iş yapmayarak, her şeyi sulandırma alışkanlığında olmuşuz. “Ama unutmayalım yoğurtlaşmak için sakin ve çalkantısız bir ortam gerekli”.



“Sana mı düşmüş bu konuda fikir beyan etmek?” Bu tarih sonunda sürekli komplo teorileri, korkuları ile yaşayan bir toplum olarak alışkanlıklarımız gelişmiş. Unutmamak gerek ki, genelde yönetilenler olmuşuz biz. Yöneten azınlık kültürümüzü belirlememiş. Sulandırmak onun için alışkanlık olmuş ve insanlar da alışkanlıklarından ibaret!



Yoğurda dönelim; temel nitelikte bu kitaba hoca, “deneme” diyor. Eğlendirici bir biçimde yazabilmek için gereken çabanın ödülü, umuyorum sadece benim gibi “ayran ayran” çok sayıda okuyan olmayacak. Kitabı aşmak niyetiyle okuyan gençler de çıkacaklar ve paçaları sıkarsa daha da iyisini yazacaklar önümüzdeki on yıllarda. Hıdrellezin izahı bile var bu kitapta. Sulandırmak, kolaya kaçmak.. Halbuki yoğurdu kurutan ve tarhanayı bulan da atalarımız. Ve ne çaba gerek böyle bir kitabı yazmaya ve bu yoğurdu bu denli lezzetli kılmaya, bir anlasalar sulandırma uzmanları! Eh, yavaş yavaş oluyor bir şeyler ve bir tutunulacak dal, bir ferah nefes Artun Ünsal’ın yoğurt kitabı.



Yoğurt hakkında kısa tıbbi bir bilgi: Almanya’da sağa dönen (probiotik kültürde daha fazla) sola dönen diye satılan yoğurtlar var (kastedilen sağa veya sola dönen süt şekeri molekülü). Sağa dönen süt asidini parçalayan lactatdehidrojenaz diye insanlarda bir enzym var ve doğal olarak hazmı daha kolay: onun için evde yoğurt yaparken mayanızı probiotik yoğurttan almak basit bir tavsiye.



Afiyet olsun.



Mahmut Tolon

13 Haziran 2008


 

Bu yazıyı Facebook'ta paylaşabilirsiniz+:
Facebook'ta paylaş
0
Yorumlar
Uyarı

Yorum yazabilmek için üye olmalı ve oturum açmalısınız.

Eğer sitemize üye değilseniz buraya tıklayarak hemen üye olabilirsiniz.

Eğer üye iseniz oturum açmak için buraya tıklayın.