Savcılar ve belgeli rüşvetler, daha ne bekleriz? - Dr. Mahmut Tolon

01 Eylül 2008 06:36 / 1587 kez okundu!

 

Bir Lockheed skandalı olmuştu. 1980’lere kadar sürmüştü, belki anımsayan vardır. Tüm dünyada ‘başbakanlar, genel müdürler hapse tıkılırken bizde ses seda çıkmamıştı. Sonra 1990’lı yıllarda Türkiye’ye alınan ilk böbrek taşı kırm

Şimdi birkaç gündür Metin Münir ,Siemens firmasından onlarla anlaşma yapan ve belki de memurin muhakemat kanunundan arda kalanla hala bir anlamda korunmakta olan memurlar veya politikacılar hakkında yazıyor, en iyisi sözü Milliyet gazetesinden Metin Münir e bırakmak:



“Rüşveti kimler verdi? Kimler aldı?



Bu soruların cevabını araştırmak için yeterli gerekçe var.



Siemens telekom bölümünün eski finans direktörü Michael Kutschenreuter (Küşenroyter okunuyor) 7 Aralık 2006’da Münih’te savcılığa verdiği ifadede Türkiye’de bir ihale almak için rüşvet verilmesinin en üstü düzeyde kararlaştırıldığını anlattı. Siemens’in Türkiye ofisinde rüşvetçi olarak tanımladığı iki kişinin adını verdi.



Kuschenreuter’in ifadesini Siemens’e verdim ve sordum:



“İstanbul merkezli Siemens AŞ’de herhangi bir yolsuzluk soruşturması yaptı mı, yapıyor mu? Yapmadıysa böyle bir plan veya niyet var mı?”



İhbar kabul edilmeli



Kaçamak bir cevap aldım. Siemens dünya çapında “kapsamlı soruşturma” yürütüyordu. Ama ne bunlar ne de “bireysel konular ve olaylar hakkında” ayrıntılı açıklama mümkündü. Gayri resmi olarak öğrendiğime göre, İstanbul’da herhangi bir soruşturma yapılmıyor.



Kutschenreuter, Siemens’te üst düzey yöneticiydi. Türkiye’ye birçok defalar gidip geldi. Spesifik bir rüşvet olayından bahsediyor. Hem Türkiye’de hem Almanya’da bazı kurumları ve kişileri töhmet altında bırakıyor.



Açıklamalarının ihbar kabul edilip araştırılmaması için bir neden yoktur. Ama kabul etmeliyiz ki burada sorumluluk Siemens’ten çok Türkiye’ye düşüyor.



Nijerya’dan Norveç’e birçok ülkede yüzeye çıkan Siemens bağlantılı rüşvet iddialarıyla ilgili araştırma yapılıyor.



Savcılar bu konuda bir araştırma başlatmalıdır.”



Diyor Metin Münir.



Kendisini desteklemek ve kutlamak gerek.



Yazar, yıllık yolsuzluk kaybımızın 60 milyar dolar mertebesinde olduğunu söylüyor. Ki bence de buna yakın bir yükü hepimiz üstümüzde taşıyoruz, bunun bir diğer ismi de ölü toprağı değil midir?



Siz ne dersiniz?



01.09.2008

 

Bu yazıyı Facebook'ta paylaşabilirsiniz+:
Facebook'ta paylaş
0
Yorumlar
Uyarı

Yorum yazabilmek için üye olmalı ve oturum açmalısınız.

Eğer sitemize üye değilseniz buraya tıklayarak hemen üye olabilirsiniz.

Eğer üye iseniz oturum açmak için buraya tıklayın.