Çiftçi Ayaklanması

22 Şubat 2021 09:29 / 1403 kez okundu!

 

 

Hindistan’da aylardır bir grev, bir çiftçi ayaklanması yaşanıyor. Ciddi bir şekilde analiz edilip anlamaya çalışılması gereken bir olay.

 

 

****

 

 

Çiftçi Ayaklanması

 

 

Hindistan’da aylardır bir grev, bir çiftçi ayaklanması yaşanıyor. Ciddi bir şekilde analiz edilip anlamaya çalışılması gereken bir olay.

30 Kasım 2020 de yaklaşık 250 bin kişi Yeni Delhi’ye yürüdü. Şehir felç oldu. Çiftçi birliklerine göre yaklaşık 250 milyon çiftçi grevde!  

Düşünün; Türkiye, Almanya, Hollanda, Kanada ve Avustralya’da yaşayan nüfustan daha fazla insan grevde ve sokaklarda!

Çiftçiler yaşam tarzlarının değişeceğinden korkuyorlar ve büyük şirketlerin kölesi haline geleceklerinden.

İdareciler, basit kolay kontrol edebilecekleri bir düzen istiyorlar ve o da daha az kuruluş ile olayı yönetebilmekten geçiyor.

Genç iken hep daha büyük toprak alanlarının daha verimli yönetilebileceği bizlere anlatıldı. Ben de doğrusu okuduklarıma inanmıştım. Türkiye de politikasını daha büyük yani on binlerle dönüm arazinin tekellerde toplanması istikametinde geliştirmeye çalıştı. Halbuki daha verimli olan küçük çiftçiler. Organizasyon ve ayni temizlikte, yani verimlikte sağlıklı gıda üretebilmek kolay bir iş değil. On dönüm ile bir traktör verimli değil. On dönümde seracılık  ise verimli. Ama bu alanda pazarlama veya paketleme için on dönümü işleten ailenin zaman ayırabilmesi mümkün değil.

Özet ile tek bir doğru yok. Eskiden inandığım gibi on binlerle dönümde verimli çiftçilik olacağına artık şahsen inanmıyorum. Birkaç bin dönüm verimli araziden daha büyüğü şirketleşme gerektiriyor. Bu da verimliliğin düşmesine neden oluyor.

Yönetenlerin istedikleri gibi 8 saat günde çalışarak sigortalı işçi ile sağlıklı üretim mümkün değil. Gönlünü bu işe verenlerle bazı aylar rahat bir yaşam sürerek bazı aylar da günde 16 saat çalışarak üretim anca karlı olabiliyor.

Kolay bir çözüm Hindistan’da da yok. Çiftçiler yüzde elli daha ucuz mazot ve daha ucuz elektrik istiyorlar. Merkezi yönetimden ziyade kendilerinin de söz sahibi olacakları yerel yönetim istiyorlar.

Bu ayaklanmadan ülkemiz için kolayca çıkartabileceğimiz tek ders var belki. O da kendine yeten bir ülke olmak yönünde acil kafa yormamız gereği. Karbon yükü yüksek olan ithal ürünlerden uzak durmanın gezegen için de, ülke için de faydalı olduğunun anlaşılması ve politikalara dönüştürülmesi. Bazı ayrıcalıklı destek olmaz ise kimsenin zaman zaman epeyce rahat olan ama genelde çok çaba  ve özveri gerektiren çiftçilik ile uğraşmayacağı. Ben çiftçi olarak artık ne mi yapıyorum? 30 küsur yıl önce devletin bakasından aldığım 1000 küsur dönüm arazinin idaresinin ağırlığı gençlerde. 4 ağaç olan yerde on binden epey fazla ağaç var artık. Taş çölü bahçe oldu. (Aldığım zamandan bir resim yukarda, Corona öncesi haline bir göz atmak isteyen.www.tolons.com a bakabilir.) Devletin başka bir bölümünün, Orman bakanlığının “burası 50 yıl önce ormandı” diyerek açtığı 7 dava ile uğraşıyorum. Halbuki bu tür arazileri kısmen bedava ağaç diksin diye veriyorlar çiftçiye artık. Çiftçilik zor zanaat. Sevmezsen katlanmak zor. Yeşeren ve verimli hale gelen doğayı görmenin bankadaki paradan daha önemli olduğunu insanlık olarak anlayacağız. Ekonomiyi anlamıyoruz. Doğayı ekonomik hesabın içine katmalıyız artık. 2007'de basılan bir kitaptan (Önyargılar Güzeldir.): “

Eski Mısır’ın hikayesi, benim yaşamım­’da Habeşistan’da “tekrarlandı”; elliler ve altmışlardan itibaren “imparatorluğun” ormanları azalmaya başladı; bir dekad ön­cesinde % 14 olan orman oranı, şimdilerde % 4’e inmiş du­rumda. Bölge kanlı savaş, işkence ve kuraklıkların meydanı oldu ve dünyanın günümüzde en sorunlu bölgelerinden biri haline geldi. (Bu  değerli odun ihraç edilirken kar olarak kaydedildi! Ekonomi kağıt üzerinde uçuyordu!)

Bronz Çağ, kişilerin liderlerine “Tanrı” dedikleri zaman dili­midir ve liderler de tapınakları kurduktan sonra kendilerini “Tanrı” kabul etmiştir…”

 

Mahmut TOLON

20.02.2021

 

Son Güncelleme Tarihi: 22 Şubat 2021 10:17

 

Bu yazıyı Facebook'ta paylaşabilirsiniz+:
Facebook'ta paylaş
0
Yorumlar
Uyarı

Yorum yazabilmek için üye olmalı ve oturum açmalısınız.

Eğer sitemize üye değilseniz buraya tıklayarak hemen üye olabilirsiniz.

Eğer üye iseniz oturum açmak için buraya tıklayın.