Alışkanlıklar

14 Ocak 2009 15:00 / 1685 kez okundu!

 

Alışkanlıklar sizi siz yapar.
Yaygın bir alışkanlık da yemekte aşırıya kaçmak. Aşırı yeme alışkanlığı bebekken oluşabilir veya buluğ çağında. Yağ hücre sayısı buluğ çağından sonra değişmez.

Yani genelde kabaca söyleyeceksek 13-14 yaşına kadar zayıf olan ilerde daha zor kilo alır veya alırsa da daha kolay verebilir. Bu yaşlara kadar şişman olan da yağ hücre sayısı fazla olduğundan, kilo vermekte zorlanır ve verse de kolayca geri alabilir. Bu konuda da kısmen anne babasından gördüğü çocuğun tüm hayatını etkiler.

Aşırı yemek alışkanlığının bir de psikolojik boyutu var.

Aşırı yemek, çoğu zaman korunma ihtiyacı anlamına gelir. Kendinizi güvensiz hissettiğinizde veya korktuğunuzda, bedeninize güdüsel olarak yiyerek huzur ve güvenlik eklediğinizi sanabilirsiniz.

Ya canı sıkıldığında ya da, güvensiz hissettiğinde insan kilo alır. Hayat çok hızlı akarken ve çok fazla şey yaparken, bazı insan korunma ihtiyacı duyar bazıları ise canı sıkılınca. Kilonuz sadece yemeyi sevmenizin neticesi değil, içinizdeki korkunun dışa yansıması da olabilir. Bir resimde veya aynada size bakan şişman kişiyi (kendinizi) gördüğünüzde, eski düşünce kalıplarınızın sonuçlarına bakıyor olabilirsiniz. Düşünce tarzınızı değiştirmeye başladığınızda, sizin için gerçek olacak tutumu onaylamaya başlarsınız.

Düşünce kalıpları alışkanlıklar neticesi oluşur. Davranış kalıplarına döner ve sonunda alışkanlıklar sizin karakterinizi ve beden ölçülerinizi belirler. Alışkanlıkları değiştirmek zordur. En az 3 hafta, tercihan 6 hafta yeni yöntemlerin alışkanlık haline dönüşmesini çalışmak gerekir. Boşuna dememişler “huylu huyundan vazgeçmez” diye. Biraz etrafla ve kendinizle alay edin. Göreceksiniz her şey daha basit olacak.

Bir şeyi unutmayın: Sizden başka hatasız veya davranış bozukluğu olmayan bir insan yok bu dünyada. Tek mükemmel insan sizsiniz ve onun için de diğerlerini anlayışla karşılayın.

Bir an için sizin de başka biri için “diğerleri” kategorisinde olduğunuzu düşününce, kendinizi de anlayışla karşılayın ve diğerlerinden fazla önemsemeyin lütfen.
Özet olarak alışkanlıklarınız huyunuza ve düşüncelerinize dönüşür. Düşünceleriniz ise sizin alışkanlıklarınızın bir neticesidir. Kısır döngüleri kırabilmek alışkanlıkları değiştirmekten ibarettir. Bu da disiplin ve kararlılık gerektirir. Disiplin dediğimiz ise esas itibariyle bir motivasyon meselesi. Boş vermek veya vermemek, esas soru burada. Bu soruyu sormak ve niyet etmek ise sonunda her şeyin başlangıcı.

Boş vereyim mi? Karar vereyim mi? Tek başıma yapabilir miyim? Yardım almak gerekli mi? Daha uzun ve sağlıklı yaşamak istiyor muyum? Anı yaşayıp nefsimi tatmin mi edeyim? İlerdeki ödül? Anlık tatmin ve sona yaklaşmak? Son iyi mi, kötü mü? Işığa kavuşmak mı? Tükeniş mi? Hangisi daha iyi?

Kim bilebilir? Seçim sizin. 

14.01.2009

 

Bu yazıyı Facebook'ta paylaşabilirsiniz+:
Facebook'ta paylaş
0
Yorumlar
Uyarı

Yorum yazabilmek için üye olmalı ve oturum açmalısınız.

Eğer sitemize üye değilseniz buraya tıklayarak hemen üye olabilirsiniz.

Eğer üye iseniz oturum açmak için buraya tıklayın.