KEÞÝF ZAMANI
01 Haziran 2011 14:51 / 1874 kez okundu!
Her millet ve aile kendi insan tipini oluþturmaya mecburdur.
O zaman iliþkiler memnuniyet frekansýndan ses verir.
Gerçi, ortak bir ses yakalayabilmek hiçbir devirde mümkün olmamýþtýr.
Farklý insan tiplerinin varlýðýný da kabullenmek zorundayýz.
Ancak temel deðerleri saðlam olan insanlar,
kýrýlma noktalarýndan fazla etkilenmezler.
En tehlikeli etkileþim,
temel deðerlerin zayýfladýðý noktada baþlar.
O zaman kýrýlma noktasýndan büyük çatlaklar meydana gelir.
Müslüman Türk insan tipi ne ve nasýl olmalýdýr?
Þu andaki medyanýn dayattýðý insan tipi,
Müslüman Türk insan tipi veya modeli midir?
Peki, dünya insan tipini,
böylesine çeliþki ve çatýþmalar varken nasýl belirleyebiliriz?
Ýlla tek tip bir dünya insan tipi mi olmalýdýr?
Milet olmanýn, bir millete ait olmanýn,
bir aile olmanýn ve bir aileye ait olmanýn
alt yapý deðerleri nelerdir?
Bir millet baðýmsýz deðilse kendi öz deðerlerini korumasý mümkün deðildir.
Baðýmsýzlýk, sosyal, ekonomik, kültürel ve siyasi boyutuyla ihtiyaçtýr.
Sosyal baðýmsýzlýðýnýz yoksa kültürel baðýmsýzlýðýnýz da yok demektir. Ekonomik baðýmsýzlýðýnýz yoksa sosyal ve kültürel baðýmsýzlýðýnýz da yok demektir.
Her baðýmsýzlýðýn, olmazsa olmaz
bir alt ve bir de üst yapý deðerleri vardýr.
Alt yapý deðerleri, milletin ister icraata koysun isterse koymasýn,
manevi yani imani deðerleridir.
Bir insan ki, imaný var icraatý yoktur.
Maneviyatýný icraata koyamýyordur.
Kendini suçlu veya günahkâr da hissedebilir.
Ama baþkasý tarafýndan manevi deðerlerinin
hakir ve küçük görülmesine veya gösterilmesine,
asla tahammül etmez, edemez.
Alt yapý deðerlerinde meydana gelen yozlaþmalar veya
yok olmalar insana önce anne babasý vasýtasýyla yüklenir.
Eðer bu yüklenme anne babadan alýnmazsa,
yakýn çevreden veya özenilen insanlardan alýnýr.
Bu kademe-kademe geniþler.
Birey kendini sorgulamaya aldýðý zaman durur.
Birey kendiyle hesaplaþmaya baþladýðý zaman yeni bir sayfa açýlýr.
Bu sefer boþ yapraklarý doldurmak adýna yeni arayýþlar baþlar.
Dinlerken dinlendiði veya dinleneceðine inandýðý
insanlarla iliþkiye girer.
Nefis âleminden gönül âlemine geçmeye baþladýkça,
kendinde hissettiði mutluluðun deðiþim rüzgârlarýyla
farklý mekânlarda gezinmeye baþlar.
Her yenilenme ve yenileme o insana,
yeni bir mutluluk heyecaný katar.
Pozitif deðer yüklü mutluluk heyecanlarýyla dolu olan insan,
kendini ve baþkalarýný sevmeye baþlar.
Sevgi aðacý kök salmaya baþladýkça sevgi meyveleri çoðalýr.
En güzel meyvelere ulaþmak için farklý dallara tutunmaya baþlar.
Her tutunuþ yeni bir yükselmenin iþaretidir.
Maneviyatsýz geçen ömür ise bir düþüþtür.
Ýnsan kalbinin onaylamadýðý ve desteklemediði bir düþüþ…
Düþen insan, düþme anýnda hiçbir dala þuurla tutunamaz.
O zaman, nice istenmeyen çarpmalar ve kýrýlmalarla karþýlaþýlýr.
Acýlar içinde kývranan bir insan ve
insanlardan oluþan bir nesil.
Ýþte toplum þu anda bu manzara içinde.
Meyvelerinden yiyip beslenmek için,
hedef koyduðu manevi bir yükselme aþký yok.
Manevi liderinden habersiz,
cývatalarý gevþemiþ, ne zaman kaza yapacaðý belli olmayan
madde dünyasýnda yolculuk yapýyor.
Yol var, yolcu var, yolculuk devam ediyor ama þuursuzca.
Yol iþaretlerine dikkat edilmediði için yolun sonu nereye varýr,
kimse hesaplamýyor.
O nedenle gençlik, günü-birlik yaþýyor ama
günü “dirlik (huzur)” içinde yaþayamýyor.
Nesil huzursuz, toplum huzursuz ama
böyle olmasýný isteyen gizli güçler çok huzurlu.
Þimdi silkelenip, titreyip kendimize dönme zamaný.
Zamaný iyi kullanma zamaný.
Sorumluluðu paylaþma ve yaþama zamaný.
Keþfedilmiþ yeni zamanlarýnýzý kutlar selam ve sevgilerimi sunarým.
Mahir Eyüboðlu
Eðitimci-Ýletiþimci Yazar
Aile Danýþmaný
24.05.2011