HÜNER ARAYAN GÖZ KUSUR, KUSUR ARAYAN GÖZ DE HÜNER GÖRMEZ

23 Aðustos 2011 14:02 / 2101 kez okundu!

 


Peki biz ne arýyor ve ne görüyoruz? Toplumumuzda hangi bakýþ açýsý geçerli? Ýnsanlara, hüner bulmak mý öðretiliyor, kusur bulmak mý? Evde, iþte, okulda, sokakta önce ne öðretiyoruz çocuklara veya kendimiz ne öðreniyoruz? Hüner aramasýný bilen bir nesil miyiz? Yoksa kusur aramasýný bilen bir nesil, bir toplum mu yetiþtiriyoruz…?

Ýnsanlara önderlik ettiðini sanan, televizyonlardaki magazin programlarýndan tutun da, politik, ekonomik, kültürel sohbetlere varýncaya kadar hepsini dikkatli þekilde izler ve gözlersek, topluma, insana ve insanlýða zerre kadar faydasý olmayan tam tersi onarýlmasý çok zor tahribatlar açan nice propagandalarla karþý karþýyayýz.

Ýngiltere'de kaldýðým yýllarda bir þey öðrenmiþtim. Adamlar, önce çocuklara, sonra topluma zarar veren, yanlýþ bilgilendiren veya aldatmacasý olan reklamlara dahi, yayýnlanma izni vermiyorlardý. Her Pazar günü her televizyon kanalýnýn, kiliseden yapýlan pazar ayinlerini yayýnlamak mecburiyeti vardý. Devlet güzel ahlaka ve manevi deðerlere toplumun tüm kurumlarýnýn, bilhassa özel veya resmi iletiþim ve eðitim kurumlarýnýn sahip çýkmasýný emrediyordu. Kimseye neden kilise gitmiyorsun diye baský yapýlmýyordu ama, ister alsýn ister almasýn, Kilise'nin ve manevi eðitimin faziletini anlatmak ve öðretmek mecburiyeti vardý.

Dört yaþýndaki kýzýma Hýristiyanlýk eðitimi vermeye kalkmýþlardý. "Biz Müslümanýz" deyince Ýslami eðitim vermeye baþlamýþlardý. Anne baba hangi eðitimin verilmesini istiyorsa o eðitim veriliyordu. Peki bizde neler oluyor, ilkokulu bitirmeyen çocuða manevi eðitim veremezsin….!? Vay benim memleketim vay…! Devletin aramadýðý hüneri, vatandaþ nasýl arasýn, nerde arasýn neden arasýn..!? Ýnþallah Ak Parti'ye verilen oylar boþa gitmez… Çünkü ön tekerlek nereden giderse arka tekerlek onu takip eder. Neyse biz yine de hüner aramaya devam edelim…

Hüner aramasýný bilmek, önce hüsn-ü zanla yani iyi niyetle düþünmesini bilmekten geçer. Ýyi niyetle düþünmek herkesin harcý deðildir. Rahmani deðerlerle beslenmemiþ, manevi eðitim ve terbiyeden mahrum yetiþenler, iyi niyete pek itibar ve iltifat etmezler. Çünkü menfaat ve maddi çýkarlarýn hesabý insanlarý hep þüpheci ve art niyetle düþünmeye sevk eder.

Hüner aramanýn baþýnda önce manevi eðitim gelir. Ýlk düstur, yaratýlmýþý, yaratan hatýrýna hoþ görmesini bilmekten geçer. Yarataný bilip sevmeyenin, O'nun emrine uygun yaþamasýný bilmeyenin, O'nun rýzasýný gözetecek þekilde iliþki kurmasýný bilmeyenin yaratýlmýþa deðer vermesini beklemek kolay-kolay mümkün olmaz. Böyleleri yaratýlmýþa deðer vermezler. Verseler de menfaat ve çýkarlarý içindir… Yaratýlmýþa deðer vermeyenler, onda kusur aramakta mahsur görmezler. Yaratanýn neden onu böyle yarattýðýný tefekkür etmezler. Ýnsanlarýn deðiþik yapý ve fýtratta yaratýlmýþlýklarýna önem vermezler. Bilgileri, akýl ve irade yoluyla kullanmanýn bir imtihan olduðunu hesaplamazlar.

Bilgi, onlarca yüzlerce kelimenin üzerine binerek seyahat etmesini bilmek demektir. Bu seyahat esnasýnda doðru yolu ve yönü bulmak bizim sorumluluðumuzdan geçer.

Karþýmýzdaki kiþide eðer bir kusur varsa bunu bulup söylemek gýybettir. Kusuru yok da, biz kusur yüklüyorsak, o zaman iftira etmiþ oluruz. Manevi eðitimi tam ve saðlam olan insanlar bundan þiddetle kaçýnýrlar. Bu kul hakkýna tecavüz etmenin ilk ve en tehlikeli yoludur. Böyleleri günahýn büyüklüðünden habersiz kusur aramaya devam ederler.

Kusur aramak iman zayýflýðýndan ileri gelir. Ýtikatsýzlýktan doðar. Ýmaný vardýr ama kat kat katlanýp güçlenmiþ deðildir. Nice dindar görünen, ama insana dinini dar eden böylesi insanlar da vardýr.

Kusur aramak, açýk yahut gizli gurur ve kibir sahiplerinin iþidir. Kendini seven deðil, kendini beðenen, þeytani deðerlere itibar ve iltifat edenlerin iþidir. Þeytanýn dostu olmuþlar veya þeytanlaþmýþ insanlar, iliþkilerini hep kusur arayarak sürdürmeyi severler. Böyleleri, hiç kendilerini eleþtirip de kendilerinde kusur aramazlar. Soruyu hep baþkalarýna sorarlar. Soruyu kendine soranlar ne kadar sorumlu iseler, baþkalarýna soranlar da o kadar sorumsuz kiþilerdir.

Hâlbuki insanlarda hüner, marifet ve güzellik arayan insanlar, aslen güzel insanlardýr. Ýdare etmesini bilen, asil insan olma özelliði, kendini gösterir. Hüner arayan insanlar, yüreklerinde asil sevgi taþýrlar. Onlar asil sevgi doðururlar. Asil sevgilerle beslenir ve beslerler. Asil sevgileri yüklemesini ve yüklenmesini bilirler. Olgunlaþmýþ sevgileri kullanýrlar. Bu onlarý saygýlý davranmaya götürür. Saygý göstermesini bildikçe saygý görürler.

Güneþ görmeyen meyve olgunlaþmaz. Onlarýn, hüner gören ve arayanlarýn güneþi Hz. Resulullahtýr. O'nun ahlâkýdýr. O'nun aþký muhabbetidir. Yaradan sevdasýdýr…

Efendimizin sofrasýndan beslenenler, insanda hüner görürler. Hünere itibar ve iltifat ederler. Ufacýk bir menfaat için, merhametlerini boþa harcamazlar. Menfaat çatýþmasýnda merhametlerini unutmazlar. Onlarýn menfaatleri bile, sevgi ve acýma duygularýnýn ilahi potada yoðrulmasýndan meydana gelir. Dolayýsýyla karþýsýndakinin menfaatini kendi menfaati gibi görürler.

Sonra merhamet etmesini bilmek, insanýn kendini baþkasýnýn yerine koymasýný bilme olgunluðundan geçer.

Hüner odur ki, kendi kusuruyla uðraþanlar, baþkasýnýn kusurunu aramaz veya göremez… Önce kendi kusurlarýyla uðraþýr. Kendini kusurlu gören ve bilenler, baþkasýnýn kusurunu aramaktan vazgeçerler. Baþkasýnýn kötü yanýný kendine örnek almaz. Ýyi yanýný görüp ondan istifade etmeye çalýþýrlar. Hüner aramaya baþlayýnca da kusur görmekten vazgeçerler.

Eðer beraber olduðumuz insana bakarken, kendimize, "Bu insanýn en güzel yaný veya yanlarý neler acaba" diye sorabilsek, neler, neler deðiþmez ki … Ne olmazlar nasýl da olura çevrilir… Nice yoklar nasýl da vara dönüþür…

"Yarabbi, yarattýklarýndaki güzellikleri görmeyi bana ve bize nasip et" diye dua etmesini bilenlere nice güzellikler ulaþýr bir bilseniz…

Güzeli ve güzellikleri görmek; gönül gözlüðü ile bakmasýný bilmekten geçer. Gönül gözlüðü ile bakanlar, kusur deðil hüner görürler. Çünkü gönül gözlüðü kusurlarý deðil hünerleri gösterir.

Gönül gözlüðü ile bakmasýný bilen, gönül doktorlarýna ihtiyacýmýz var. Gönül doktoru yetiþtirmemiþ toplumlar, kusur bulma hastalýðýndan kurtulamazlar. Gönüllerin tedaviye ihtiyacý var. Gönüllerin sevgiye ve sevgiliye ihtiyacý var.

Hüner arayan, aramasýný öðrenen, öðreten, gönül sultanlarýna, gönülleri tedavi eden gönül doktorlarýna ve onlarý dost edinen sizlere, gönül dolusu sevgi ve muhabbetlerimi sunuyorum…


Mahir EYÜBOÐLU

23.08.2011


Son Güncelleme Tarihi: 29 Aðustos 2011 12:23

 

Bu yazýyý Facebook'ta paylaþabilirsiniz+:
Facebook'ta paylaþ
0
Yorumlar
Uyarý

Yorum yazabilmek için üye olmalý ve oturum açmalýsýnýz.

Eðer sitemize üye deðilseniz buraya týklayarak hemen üye olabilirsiniz.

Eðer üye iseniz oturum açmak için buraya týklayýn.