Bilgi-Akýl-Ýrade üçgeni
07 Kasým 2013 14:27 / 1744 kez okundu!
BÝLGÝ:
Bilgiyi ya da bilgileri taa anne karnýnda almaya baþlarýz.
Bu bilgiler; sevgi-nefret, helal-haram, doðru veya yanlýþ boyutlu olabilir.
Akil balið oluncaya kadar, yani aklýmýz olgunluða dolayýsýyla sorumluluða ulaþýncaya kadar, bu bilgileri almaya yani yüklenmeye devam ederiz.
Bilgileri genellikle, anne-babamýzdan, yakýn veya uzak çevremizden, okuldan ya da herhangi bir eðitim kurumundan veya iþ çevresinden alýrýz.
Her bilgi insan ve çevre kaynaklýdýr. Evet her bilgi; gerek maddi gerekse manevi olsun, hak ya da batýl boyutlu, helal ya da haram kaynaklýdýr.
Öðrendiði bilgiyi kullanma veya kullanmama sorumluluðu tamamen insana aittir.
AKIL:
Akýl olgunluða ulaþýnca (buluða erince) bilgileri kullanmaya baþlar.
Buluðdan önce, bilgileri kullanma veya kullanmama sorumluluðu tamamen anne babaya aitken, buluðdan sonra insanýn kendine aittir.
Aklý veren Allah, yani aklýn sahibi Allah, kullanýcýsý ise insandýr. Allah, aklý dilediðine çok dilediðine az veya normal, dilediðine de hiç vermez.
Aklý olmayanýn sorumluluðu da yoktur. Deliler veya çocuklar gibi (çocuklar buluða ermediði için sorumlu deðildirler).
Dolayýsýyla bir insan bir insana, sadece bilgi verebilir, akýl veremez.
Burada doðru bildiðimiz bir yanlýþý mecazi anlamda kullanýr dururuz.
Baþkasýna akýl vermek deðil bilgi vermek olmalýdýr.
Evet Rabbimiz, “Her nefis kendinden sorumludur” derken, akýl balið sonrasýný kasdetmiþ ve bunu açýkça dile getirmiþtir.
Buluð: “erkeðin baba olma, kadýnýn da anne olabilme yaþlarýdýr” buyuruyor efendimiz. Ergenlik dönemidir. Buluða erme, sorumluluk altýna girme demektir.
Artýk insan kendisine verilen aklý kullanma yaþýna gelmiþtir ve öðrendiði bilgileri kullanma sorumluluðu altýna girmiþtir.
Akýl, kalbe huzur ve güven veren bilgileri kullandýðý zaman güzel ahlak sahibi olur. Kendisiyle, baþkalarýyla en önemlisi de yaratýcýyla saðlýklý iliþkiler kurar.
Akýl doðru ve faydalý bilgileri kullanýrken, kalbin huzurlu ve mutmain olmasýný saðlar.
Kullandýðý halde, kalbe huzur ve güven vermeyen bilgiler, ya malayani ya da þeytani boyutludur. Halbuki aklýn kullandýðý ve kalbe huzur ve güven veren bilgileri ise rahmanidir.
Akýl, bilgileri iyi ya da kötü yönde kullanabilmesi için, emri daima iradeden alýr.
Nasýl aklýn sahibi Allah ise iradenin de sahibi Allah, kullanýcýsý insandýr.
Aklý olmayanýn irade sorumluluðu da yoktur ki, bu dünyada istediði gibi yaþar ve davranýr ama, ahretteki makamý cennettir.
“Dünyada akýl ve irade vermediðime ahirette cennetim vaciptir” buyuran Allah’ýmýz emri gereði, çocuklara, deli ve meczuplara (az akýllý insanlara) iyi davranmalýyýz.
Öyleyse cennetliklere dikkat etmeliyiz. Çünkü aklý olmayanýn sorumluluðu da yoktur.
Sorumluluk akýlla baþlar, amiri ( emir vereni) iradedir.
ÝRADE:
Ýradenin sahibi Allah, kullanýcýsý ise insandýr. Külli iradenin sahibi yarayýcý Allah, insana sadece küçük bir irade vermiþtir, ona cüz-i irade denir. Ýnsanlar iradelerinden sorumludurlar. Ýrade akýla; öðrendiði bilgileri doðru veya yanlýþ yolda kullanmasý için emir verir. Dolayýsý ile sorumlu olan iradedir. Bu bilgiyi hayýr yada þerde kullan, doðru yada yanlýþta kullan, emrini veren iradedir.
Ýrade sadece insana verilmiþtir. Diðer hiçbir varlýkta irade yoktur içgüdü vardýr. Hiçbir mahlukat sorumlu deðilken, iradesi yüzünden insan oðlu sorumlu tutulmuþtur. O nedenle, kabullenme veya aidiyet duygusu hem bu dünya için hem de ahiret için sadece insana hastýr.
Ýradesini, kalbe huzur verecek þekilde hayýrda kullananlara selam olsun ki, ne mutlu onlara..!
Mahir EYÜBOÐLU
26 Ekim 2013
Son Güncelleme Tarihi: 07 Kasým 2013 19:41