Kafesteki yargı adil olamaz

12 Ocak 2010 03:34  

 

Kafesteki yargı adil olamaz

Anayasa Mahkemesi Raportörü Can’dan ağır eleştiri: Yargı ve yargıçlar kafes içine alınmış halde, nasıl adalet dağıtsınlar ki

A nayasa Mahkemesi Raportörü Doç. Dr. Osman Can, Türkiye’de adalet dağıtması beklenen yargıçların, toplumdan soyutlanarak, kapalı kafesler içerisine alındığını söyledi. Bu ortamda yaşayan yargıçların adalet dağıtmasının beklenemeyeceğini belirten Can, Anayasa Mahkemesi’nin siyasetten uzak durması düşüncesinin yanlış olduğunu söyledi.

Adil olması mümkün değil
Kayseri Küçük Millet Meclisi’ne konuşmacı olarak katılan Raportör Doç. Dr. Can, yargının toplumun tamamen dışında kaldığını belirterek, “Sosyalleşme imkânları itibariyle lojmanlarda oturuyorlar, bulundukları küçük il ve ilçelerde genellikle jandarma komutanı, emniyet müdürü, vali, kaymakam gibi bürokratlarla muhatap oluyorlar. Yargıcın toplum ile ilişki kurması çok mümkün olmuyor.

İlişki kurmaya başladığında da Adalet Bakanlığı tarafından soruşturma açılıyor. Bu nedenle yargı ve yargıçlar adeta kapalı kafes içine alınmış durumda. Ardından da bunlardan adalet dağıtması bekleniyor. Kafes içerisine alınan kişilerin size adalet dağıtması mümkün değildir. Kafes içine almakla zaten onun yargıç olamayacağına inanıyorsunuz. Kilitliyorsunuz kapısını, ardından da adalet dağıtacak. Bu kesinlikle mümkün değil” şeklinde konuştu.

Hiç kimseyi hiçbir sosyal hareketi, hiçbir politik gelişmeyi, toplumsal hareketliliği tanıma fırsatı olmayınca herbir hareketliliğin düşman olarak görüleceğini ifade eden Anayasa Mahkemesi Raportörü Can, “Dernekleri, partileri kapatacak. Toplulukları şu ya da bu yönden
mahkûm edecek. Ondan sonra bu mahkûmiyetin adil olmasını bekliyoruz.

Bu kesinlikle mümkün değil.
Bu aynı zamanda başka bir tabloyu ortaya çıkartıyor. Her halükarda herkesin bir politik düşüncesi vardır. Hangi konumda tutulursa tutulsun yargıcın bir bakış açısı vardır. İşte bu bakış açısı kafes içindeyken ve toplum içindeyken farklılaşır” diye konuştu.

Hâkimler asık suratlı
Yargıçların, toplumun tamamen dışında kendi sanal dünyası içinde tutulduğu için toplum içine çıkarken ilginç bir ciddiyet içerisinde olma ihtiyacı hissettiklerine değinen Can, yargıçların genellikle asık suratlı olmalarının nedeninin de bundan kaynaklandığını söyledi.

Siyaset dışı olması tehlikeli
Türkiye’de Anayasa Mahkemesi üyelerinin atanmasında parlamentonun hiçbir etkisi olmamasının çok iyi bir şey olduğunun zannedildiğini söyleyen Can şöyle konuştu: “Ne kadar siyaset dışı olursa o kadar iyi olduğunu zannediyoruz. Ama böyle değil. Ne kadar siyaset dışı
olursa o kadar tehlikeli. Çünkü siyaset biziz ve bizim ne kadar dışımızda olursa o kadar tehlike oluşturmaya başlar.

İşte Almanya bu tehlikeyi daha önce gördüğü için Anayasa Mahkemesi’ni kurdu ve bu üyelerin tamamının parlamento tarafından atanacağını belirtti. Almanya’da Anayasa Mahkemesi üyelerinin neredeyse yarısı sosyal demokrat parti üyesi, diğer yarısı da Hıristiyan demokrat birlik üyesi. Ama kendi içinde o dengeyi oluşturmuş hak ve özgürlük güvencesi olabilmiştir” diye konuştu.


Taraf
11.01.2010


 

Bu yazıyı Facebook'ta paylaşabilirsiniz*:
Facebook'ta paylaş
0