Hrant Dink cinayeti davasında 17. duruşma: Katil hesap verecek!

28 Mart 2011 17:26  

 

Hrant Dink cinayeti davasında 17. duruşma: Katil hesap verecek!

4 yıl 3 ay oldu, Ermeni gazeteci Hrant Dink için 'öldür' emrini verenlere hala yargı önüne çıkmadı. Hrant Dink cinayeti davasının 17. Duruşması Beşiktaş Adliyesi'nde görülüyor. Hrant'ın Arkadaşları'nın çağrısıyla Beşiktaş İskele Meydanı'nda toplanan yüzlerce insan yine adalet diye haykırdı.

Aralarında DSİP Genel Başkanı Doğan Tarkan, BDP İstanbul Milletvekili Ufuk Uras, Işın Eliçin, Ayhan Aktar, Ahmet İnsel, Gencay Gürsoy, Zeynep Tanbay, Yıldız Önen gibi pek çok ismin bulunduğu yüzlerce insan Beşiktaş İskele Meydanı'nda adalet nöbeti tuttu ve ardından Beşiktaş Adliyesi'ne yürüdü.

Yürüyüş sırasında "Hrant'ın katili Ergenekon devleti", "Faşizme inat kardeşimsin Hrant", "Hepimiz Hrant'ız, hepimiz Ermeni'yiz", "Öldür diyenler yargılansın" ve "Katil devlet hesap verecek" sloganları atıldı.

Malatya'da Zirve Yayınevi'nde 3 Hıristiyanı katledenler tutuklandı. Tıpkı Zirve Yayınevi katliamı gibi Hrant Dink cinayetinden "operasyon" olarak bahsedenler, Ermeni gazetecinin linç edilmesini örgütleyenler yargılanacak mı?

Hrant'ın Arkadaşları adına sanatçı Ayça Damgacı tarafından okunan basın açıklamasında şöyle dendi:

"Darbe planlarında Hrant'ın öldürülmesinden "operasyon" diye söz edildiği ortaya çıktı. Biz "işte!" dedik. "Hrant Dink cinayeti davası" adı altında bir müsamereyi sürdürenler oralı olmadı. Zirve yayınevi katliamıyla ilgili olarak Malatya İl Jandarma Alay Komutanı tutuklandı. Oralı olacaklar mı, merak ediyoruz. Trabzon'da da bir jandarma komutanı var. Albay Ali Öz. Görevi ihmalden yargılanıyor. Oysa şu içeride, sanık sıralarında oturması gerekiyordu. Başka pek çok polis ve jandarmayla birlikte. Ve onlara, kimlerden emir aldıklarının sorulması gerekiyordu.

Darbe ortamı oluşturmak için misyonerlik umacısı imal etmeye çalıştılar. Azınlıklara yönelik düşmanlık yaratmak istediler. Rahip Santoro'yu öldürttüler, Zirve Yayınevi'nde üç insanı vahşice katlettirdiler. Ve Hrant'ı öldürttüler.

Öldürtenlerin en azından bir kısmının resmi üniformalar taşıdığını, devlet görevlisi olduğunu düşünmeyen kimse var mıdır acaba? devlet şimdilik Hrant'ı öldürten elemanlarına kıyamıyor, onları yargı önüne çıkartamıyor. Ama nasıl Malatya'dakileri daha fazla koruyur kollamaları mümkün olmadıysa, Hrant'ı öldürtenleri de sonsuza kadar sahiplenemeyecekler. Malatya'daki katliam ekibinin komutanlarına kimlerden emir aldıklarının sorsunlar, Hrant'ın infaz emrini verenlere de ulaşırlar."

Dışarda adalet sloganları atılırken mahkeme salonunda ise yine adaletsizlik vardı. Hrant Dink'in arkasından vurulduğu yeri gören Akbank Pangaltı şubesinin kamera kayıtları hakkındaki TÜBİTAK raporuna karşı Dink ailesi avukatı Fethiye Çetin itirazda bulundu. TÜBİTAK kayıtlardan hiçbirşeyin silinmediğini ileri sürüyordu, oysa kayıtlarda H.Dink isimli olayı izleyen saatlerde "yeni görüntülere yer vermek" gerekçesiyle silinmişti!

Mahkeme salonunda Jandarma istihbarataçılarının olması gerginlik yarattı. Jandarmanın davaya yolladığı subayların sanıklara kafa sallayarak verdikleri onay ve destek gözden kaçmadı.

Sanık avukatları dışarıda atılan Hepimiz Ermeniyiz sloganının kanlarına dokunduğunu söyledi.
Tutuklu sanıklar Yasin Hayal ve Erhan Tuncel ile tutuksuz sanıklardan Ersin Yolcu, Salih Hacısalihoğlu ve Ahmet İskender'in yargılandığı dava devam ediyor.

Marksist.org

 

Bu yazıyı Facebook'ta paylaşabilirsiniz*:
Facebook'ta paylaş
0