Hepimiz Deniz Baykal’ız

12 Mayıs 2010 11:22  

 

Hepimiz Deniz Baykal’ız

YILLARDIR Deniz Baykal hakkında en sert eleştirileri yazan biri olarak bir gün Deniz Baykal’ı savunacağım asla aklıma gelmezdi.

İstifa haberini, Türkiye’nin Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi nezdindeki çalışmalarını izlemek üzere daha yeni ayak bastığım New York’ta duydum.

Baykal çok önceden istifa etmeliydi. Bir türlü partisini iktidara taşıyamadığı için... Demokratikleşmeye yönelik yasal değişikliklerin önünü tıkamayı muhalefet zannettiği için... Kürt sorununa herhangi ufuk açıcı bir çözüm önerisi sunmadığı için... TSK’daki darbecilere destek verdiği için... Ama bunun için değil.

Evet siyasetçiler topluma örnek olmalılar. Ancak özel hayatımıza dair örnek olmalarını beklemek son derece saçma.

Kendileri imam mıdır, papaz mıdır ki onları özel hayatımız için rehber sayalım? Özel hayatlarımıza karışma hakları olmadığı gibi bizim de hırsızlık, namussuzluk yapmadıkları sürece onların özel hayatlarına müdahale etme hakkımız olamaz.

Baykal yatakta bir erkekle de yakalansaydı aynı şeyleri söylerdim: BİZE NE!

BAYKAL’A DERKEN AİLESİNE VURDULAR
Burada etiğin tartışılacağı yegâne mesele şu: Nesrin Baytok, Deniz Baykal’la olan samimiyetinden ötürü mü milletvekili yapıldı yoksa vasıflarından ötürü mü?

Ama Aslı Aydıntaşbaş’ın Milliyet’teki köşesinde belirttiği gibi özel kalem müdürlerinin milletvekili yapıldığı sıkça görülen bir durum.

Habire üç çocuk yapmamızı telkin eden Başbakan’a da bu arada söylüyorum. Çocuk yapıp yapmama kararı bizleri ilgilendirir. Sizleri değil.

Dört hanım almayı caiz gören zihinlerin Baykal’ın gizli çekilmiş görüntülerini ifşa ediyor olmaları, iğrençliği daha da katlıyor.

Kendi sütunlarında boy gösteren sübyancı yazarlar komplo kurbanı olmuş oluyor ama Baykal dejenere bir Don Juan... Baykal’a vuralım derken hem karısına hem çocuklarına vurdular. Bir de Nesrin Baytok ve onun ailesi var. Böylesi bir travmanın etkisi yıllarca silinemez.

“Nesrin Hanım’a acıyan yok mu” diye yazılar yazıldı. Kocasına acıyan var mı peki? Hepsi bence eşit derecede mağdur. Hepsine kocaman geçmiş olsun diyorum.

Bu arada Baykal, yakın çevresine “İktidar yaptı” diyormuş. Yani Anayasa’daki değişiklikleri Anayasa Mahkemesi’ne taşımaması için onu koltuğundan etmişler. Hiç sanmam.

Baykal, AKP için bulunmaz bir nimetti. Onun varlığı, gerçek bir muhalefetin yokluğu anlamına geliyordu.

KUKLA LİDER YERİNE NİTELİKLİ BİR İSİM
Baykal için gözyaşı dökenlere bir bakıyorum. Baykal’ın düşmesinden en çok yararlanacak olanlar onlar.

Sarıgül’ün Baykal’ı vurdurtmak istediği iddiaları da dikkat ederseniz aynı cepheden geliyor. Baykal götürülüyor, aynı zamanda Sarıgül’ün partiye olası el koyma çabalarının önüne bu iddialarla birlikte set çekiliyor. Hepsi de kurultay öncesinde oluyor. Çok enteresan.

İngilizce’de bir söz vardır. “Her bulutun gümüş astarı vardır” diye. Umarım bu bulutun gümüş astarı da CHP’nin silkelenip inandırıcı bir iktidar alternatifi haline gelmesi olur.

Baykal, CHP’nin başına perde arkasından idare edebileceği kukla bir lider oturtmak yerine Türkiye’yi yönetebilecek nitelikteki isimlere destek olmalı.

Siyasi rakiplerine en iyi ders, en iyi örnek budur


azaman@htgazete.com.tr

Habertürk

 

Bu yazıyı Facebook'ta paylaşabilirsiniz*:
Facebook'ta paylaş
0