Geyikler ve Genç Siviller

08 Mayıs 2009 13:39  

 

Geyikler ve Genç Siviller

1 Mayıs eyleminin şerefine bu hafta Genç Siviller’le ilgili gelen sorularınızı cevaplıyorum.

Soru: Sivilay Abla merhaba. Genç Siviller’in 1 Mayıs’ta Marmara Oteli’ne pankart asışını babaannemle birlikte izledik ve çok heyecanlandık. Genç Siviller’i daha yakından tanımak istiyorum. Siz onları nasıl tanımlıyorsunuz? Amaçları nedir, ne yapmak istiyorlar? (Tuğba – Uludağ Üniversitesi)

Cevap: Merhaba Tuğba. Vahşi doğa belgesellerinin en klasik sahnesinde ormanlar kralı aslan, geyik sürüsüne saldırır. Bir aslan yüzlerce geyiği önüne katar ve en geride kalanı öğle yemeğinde midesine indirir. Geyik sürüsü ise hiç bir şey olmamış gibi az ilerdeki otlakta otlamaya devam ederler. Bu bildiğimiz geyik davranışıdır.

Halbuki geyiklerde biraz akıl olsaydı aslanı rahatlıkla alt edebilirlerdi. O halde, yüzlerce geyiğin kaçmak yerine, birleşip aslana karşı koymasına ve sürülerinin en arkada kalan üyesini yem olmaktan kurtarmalarına ise insan davranışı diyebiliriz.

Hikâyemiz burada bitmiyor. Aslana karşı koyup arkadaşlarını, sürüdaşlarını kurtaran geyiklerin, aslanın zebra sürüsüne saldırdığı anda da aynı tepkiyi ortaya koymasına yani kendi cinsinden, sürüsünden, otlağından olmayanın da yaşama hakkını savunmasını ise gönül rahatlığıyla ‘vicdanlı insan davranışı’ olarak isimlendirebiliriz.

Bu vicdanlı insanların bir gün aslanı karşılarına alıp “Bak aslan kardeş. Sürülere saldırıp durmaktan vazgeç. Bu orman kanunu artık değişmeli. Gel yeni bir sözleşme yapalım. Kardeş kardeş yaşayalım, belgeselcilere eğlence malzemesi olmaktan kurtulalım” demelerine ise Genç Siviller davranışı diyoruz.

Bu arada örneğimiz burada bitmiştir. Daha ileri götürüp ‘Vay efendim, aslan vejetaryen mi olsun’ türü ilkokul 5. sınıf mantık yürütmelerine hiç gelemeyeceğim.

Beynimizdeki çekmeceler

Soru: Sevgili Sivilay Abla. Mezun olduğum college’ın mail grubunda Genç Siviller için Emperyalist ABD’nin uşağı, Sorosçu, Fethullahçı, AKP’li liboşlar tanımlaması yapılıyor. Tahmin edeceğiniz gibi bu isim tamlamasının devamında pek de iyi cümleler kurulmuyor. Siz bu durumu nasıl açıklıyorsunuz? (Haluk)

Cevap: Sevgili Haluk, beyinlerimiz tıpkı evlerimiz gibidir. Çekmeceler ve dolaplardan oluşur. Beynimize giren her bilgiyi bu çekmece ya da dolaplardan birine tıkıştırırız. Çünkü; ortalığın dağınık olması evde olduğu gibi beynimizde de konforumuzu kaçıran bir durumdur. Parası olmayanların evinde az dolap ve çekmece olması gibi zihinsel ve fikirsel açıdan fakir olanların da beyinlerinde çekmece ve dolap sayısı azdır. Mesela; çevremizde çok sayıda iki çekmeceli beyinler vardır. Her bilgi, olay veya kişiyi; iyi - kötü ya da bizden - onlardan şeklinde ikiye ayırır, ne var ne yok her şeyi bu iki çekmeceye taksim ederler. Bu iki çekmeceli sistemi biraz olsun geliştirip beyinlerine bir kaç çekmece daha ekleyenler Sorosçu, Fethullahçı, AKP’li liboş kategorizasyonları yapmayı başarabiliyorlar. Bu tabii insanlık için küçük ama onlar için önemli bir adım. Bir bakmışsın ki aynı çekmeceye salatalık soyacağı, çizmeler, ödenmemiş faturalar, çamaşır suyu ve nişan yüzüğü denk gelmiş. Olabilir ama sonuçta ortalık pırıl pırıl. Hiç bir dağınıklık yok, kafa konforu yerinde.

Ben evde değil ama beyinlerde dağınıklıktan yanayım. Ya da çok okumak, düşünmek, kafa yormak ve bu sayede yüzbinlerce yeni çekmece edinmek lazım. Edinmek de yetmez edinmeye devam etmek de lazım. Eyvah çok didaktik oldum, kendimden sıkıldım.

Taraf
07.05.2009

 

Bu yazıyı Facebook'ta paylaşabilirsiniz*:
Facebook'ta paylaş
0