Umudumuz OHAL komisyona kaldı!

12 Nisan 2018 19:03 / 1091 kez okundu!

 

 

OHAL komisyonuna seslenmek istiyorum.

Hızlı ve cesur kararlar almasını ve mümkünse vatandaştan yana kararlar almasını bekliyorum.

Bir ihtimal yanlış kararlar alsa bile devlet bir şey kaybetmiyor, vatandaştan bir sıkıntı sadır olursa yine kapıyı ona gösterebilir, ama vatandaş hakkında yanlış bir karar verirse işte orada bir facia oluşabilir diye düşünüyorum.

 

******

 

Umudumuz OHAL komisyona kaldı!

 

Ah benim ülkem ah!

Galiba bazıları fırsat bu fırsat, az daha devlet ile vatandaş arasını açalım diye her türlü imkanı değerlendirmeye çalışıyor. Devletten talebim bu insanların araştırmasını, tespit edilip cezalandırılmasıdır.

Onun güvenlik soruşturması bozuk, bunun soruşturması bozuk diye birçok vatandaş perişan oldu. Özellikle de bu taşeron çalışanlarının kadroya geçiş meselesinde.

Allah aşkına bu işin başındaki memurlara kim hangi ölçüleri vermiş, bir daha yetkililer tarafından gözden geçirilmesini bekliyorum.

Yazar olmam hasebiyle şikayet üstüne şikayet bana geliyor. Ne cevap vereceğimi bilemiyor, kem küm ediyorum.

Malum bir durumun suç olabilmesinde iki ölçüye dikkat etmek lazımdır diye düşünüyorum.

Birinci evrensel hukuktur ki Müslim gayri Müslim herkesin dikkat ettiği etmesi gereken bir ölçü o da “Suçun şahsiliği” prensibidir.

Diğeri ise Müslümanları, ilgilendiren bir ölçü “kimse kimsenin vebalından sorumlu değildir” ayetinin mealen fermanıdır. Aslına bakarsanız bir diğerini doğruluyor.

Havadan sudan bahanelerle vatandaşlarımızı mağdur edenler iki kere düşünmeleri lazım. Yanlış hesap Bağdat’tan döner demişler.

Bu OHAL sürecinde bir yandan FETÖ diğer yandan PKK meselesinden birçok insan mağdur oldu. Bu mağdurların sayısı devletin defterinde 30 bindir; sonradan geri gelenleri kast ediyorum tabi. Bunlar masum olmasalardı geri gelirler miydi?

Mesela 11 binden fazla Bylock mağdurları vardı. Bir kısmı hala görevine de dönmedi.

Bu yetmiyormuş gibi bir de güvenlik soruşturmaları karşımıza çıktı. Bir yazı eline veriyorlar “şartların devlet memurları ilkelerine uymuyor” deyip vatandaşı eliyorlar, mesele nedir pek bilen yok, buyur OHAL komisyonuna oradan da bir sorun çıkarsa mahkemeye başvurabilirsin deniliyor. OHAL komisyonları süreç gereği layüsel, mahkemeler ne kadar sürer beli değil bu süre içinde olan vatandaşa oluyor maalesef.

Dolayısıyla OHAL komisyonuna seslenmek istiyorum.

Hızlı ve cesur kararlar almasını ve mümkünse vatandaştan yana kararlar almasını bekliyorum.

Bir ihtimal yanlış kararlar alsa bile devlet bir şey kaybetmiyor, vatandaştan bir sıkıntı sadır olursa yine kapıyı ona gösterebilir, ama vatandaş hakkında yanlış bir karar verirse işte orada bir facia oluşabilir diye düşünüyorum.

OHAL komisyonlarının 17-25 Aralık öncesi iltisakı hiçbir delil olarak kabul etmeyip, ondan sonraki faaliyetleri değerlendirmeye alması lazım.

17-25 sonrası eğer kişi iltisakına hız vermemiş özel bir çaba göstermemişse bunlar suçtan sayılmamalı;

> Asya Bank hesabı,

> Aktif eğitimsen üyeliği,

> Dernek üyeliği,

> Çocuklarını okul ve kurslarına gönderme,

> Yurtlarında kalma… vs.

Çünkü bunlar Türkiye Cumhuriyeti yasalarına göre faaliyet gösteren kuruluşlardı.

*Mor beyin programı gibi pasif Bylock dahi bunların vatandaşın aleyhine işlememesi lazımdır diye düşünüyorum.

Devletin duası, bedduası yok ama vatandaşın duruma göre duası bedduası var.

Kısacası umudumuz OHAL komisyonlarına kaldı.

Hayırlı haberlerini bekliyoruz.

Selam ve selametle kalın.

 

Eyüphan KAYA

10.04.2018, Diyarbekir

 

 

Bu yazıyı Facebook'ta paylaşabilirsiniz+:
Facebook'ta paylaş
0
Yorumlar
Uyarı

Yorum yazabilmek için üye olmalı ve oturum açmalısınız.

Eğer sitemize üye değilseniz buraya tıklayarak hemen üye olabilirsiniz.

Eğer üye iseniz oturum açmak için buraya tıklayın.