Kadınım canımdır, sizinkini bilemem

27 Kasım 2014 00:52 / 1137 kez okundu!

 

 

Bu iddialı başlığı neden cesaret alarak atabildim derseniz; 35 yıllık evliliğimden tabi.

Ben 11 yaşında nişanlandırıldım, 16 yaşında evlendirildim. Anne babamın ilk hayatta kalan çocuğuydum ve beni bir an evvel evlendirmek için çaba harcadılar. Benin, evleniyorum ya da evlenmiyorum şeklinde bir tercihte bulunma gibi bir hakkım da yoktu.

Küçük olmam, çocuk yaşta olmam itibariyle kıskançtım, zaman zaman eşimle tartışıyor hatta bazen düğüyordum. Ancak birkaç yıl daha İslami ilimleri okuyunca kadının kocası üzerindeki haklarını fark ettim, öğrenmem yetmedi bir de eşimin bu haklara sahip olduğunu kendisiyle paylaşmamın da vacip olduğunu öğrendim.

Tereddüt etmeden eşimle paylaştım, ev işlerini yapmak zorunda olmadığı, elbiselerimi dahi yıkamak zorunda olmadığını hatta istemezse çocuğumuza süt bile vermek zorunda olmadığını kendisiyle paylaştım.

Hani derler ya hocalar eşlerinden korkarlar, kılıbıktırlar işte nedeni bundan kaynaklanmaktadır. Hele birer hanım efendi olan canım annem ve şirin kız kardeşlerim onlara sıkıntı verdiğimi hatırlamıyorum. Verdiysem de defalarca helalleşme adına onlardan özür dilediğim oluştur.

Fıkıh usulüne göre eşler arasında bir sorun oluştuğu zaman her ikisinin de ailesinden birer güvenilir kişi hakem olup onları dinlesin kim haklı kim haksız mahkemeye gitmeksizin anlaşılsın ve insani bir kararlar aralarını düzeltsin.

Bu ilahi emir, ayet kaynaklı ve eşler üzerinde aileler üzerinde vaciptir. Şimdi soruyorum ey Müslüman’ım diyen aileler, çiftler hangi birimiz Allah rızası için bu ilahi emri uyguluyoruz. Bazen bir hiç uğruna aylarca yıllarca birbirini rahatsız ediyorlar. Halbuki aile hakemleri huzurunda ifade verirlerse mesele açığa çıkacak

*Bir gün kadının biri eşini peygambere şikayet etmek amacıyla Hz.Muhammed (alayhisselat-u vesselamı)’in huzuruna çıkar ve şikayet eder, peygamber kendisine sabrı sükuneti tavsiye edince Yüce Allah şikayetini takip et, diye Peygamberi uyarır. O zaman vesveseler ve ara bozucular bir kenarda kalacak tabi.

Sevgili dostlar, namaz Müslüman’ı olmak yetmiyor, her alanda ilahi emirleri yerine getirmek boynumuzun borcudur. Buyurun ilahi hukuka göre babanızın malından kız kardeşlerimize ne veriyoruz. Minnetsiz, seve seve kız kardeşlerimizin hakkını verebiliyor muyuz? Maalesef doğuda bu hak hayatta yok! Batıda var o da aşırı olup beşeri hukuka göre davranıyorlar.

İki örnekle yazımı sonlandırmak istiyorum, Hz. Ömer zamanında bir hakim göreve geç başlıyor, sebebi araştırılıyor geç kalma nedenlerinden biri, eşi hasta sabah etrafı topluyor, kahvaltıyı hazırlayıp eşiyle birlikle kahvaltı yaptıktan sonra mesaiye başlıyor, Hz.Ömer ona teşekkür edip onu tebrik ediyor. Ve diyor ki senin gibi hakimler olduğu için benim adaletim nam saldım.

Sene 2011 Erzurum Emniyet Müdürü İbrahim Çelik görevinden feragat ederek müfettişliğe geçti, gerekçe olarak eşinin hasta olduğu kendisinin ona yardımcı olmak durumunda olduğunu ileri sürdü. Demek ki insan istese oluyor, buyurun 1400 yıl önceki hakim hassasiyeti, bu günkü emniyet müdürümüzün durumunu siz kıyaslayım.

Sevgili dostlar, bir toplumun değer yargıları olmalı biz bir vesileyle bu toplumu değerlerinden kopardık. Bir toplumda konuşan “bence” deyip konuşmaya başlıyorsa orada baba çocuğun da eşlerin de komşularında anlaşmaları çok zor. Peki ne yapalım buyurun ilahi hukuka göre kendimize çeki düzen verelim. Göreceksiniz nasıl da hayatın rengi değişir.

Kadınları sokağa sürüklüyorlar, “biz kimsenin namusu değiliz” kendilerine söyletiyorlar, sonra da neden sorun çıkıyor diye şikayet ediyorlar. Asgari ücret karşılığı başkasına hizmet ettiriyorlar, evinde oturmayı da onlara eksiklik sayıyorlar.

Hele bakalım batının bize uymayan postuna bürünsünler ne zamana kadar dayanacaklar?

Ayıptır ayıp, biz İslam coğrafyasının evlatlarıyız. Edep ve marifetimizi kaybetmeyelim, bize bu yakışır. O zaman göreceksiniz kadını ne derece değerli olduğunu.

İslam’ın atmosferde yaşayan bir mümin olarak, “kadınım canımdır, sizinkini bilemem” demek zorunda kaldım, çünkü kadının sokaklara mahkum edilmesi benim kitabımda yazmıyor. Varsın, lüks hayatım olmasın ama evim şen ve mutlu olsun, size de tavsiye ederim.

Çok şey yazılabilir, bu kadarıyla yetinelim.

 

Eyüphan KAYA

25.11.2014, Diyarbakır

 

 

Bu yazıyı Facebook'ta paylaşabilirsiniz+:
Facebook'ta paylaş
0
Yorumlar
Uyarı

Yorum yazabilmek için üye olmalı ve oturum açmalısınız.

Eğer sitemize üye değilseniz buraya tıklayarak hemen üye olabilirsiniz.

Eğer üye iseniz oturum açmak için buraya tıklayın.