'Darbecilerin yeri meclis değil, hapishanedir!'

25 Haziran 2011 22:16  

 

'Darbecilerin yeri meclis değil, hapishanedir!'

Biri, bile bile sosyalistleri ölüme gönderdi, diğeri hiç okunmayacağı rahatlığıyla darbeci generalleri desteklediğini, görüşmelerini günlüğünde kaleme aldı, yetmedi darbe planlayanları kışkırttı. Mehmet Haberal ve Mustafa Balbay bugünlerde CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu'nun yara almıştır dediği "demokrasi"nin baş düşmanı, iki azılı Ergenekon sanığı... CHP geçtiğimiz seçimlerde bu iki darbeciyi, Mehmet Haberal ve Mustafa Balbay'ı Silivri'den parlamentoya taşımak için aday gösterdi. Ama önemli bir noktayı atladı; darbecilerin yeri meclis değil, hapishanedir!

İrem Aksu Sesonline.net'te yazdı:

SEVGİLİ GÜNLÜK, BUGÜN DE TAHLİYE YOK!..

Biri, bile bile sosyalistleri ölüme gönderdi, diğeri hiç okunmayacağı rahatlığıyla darbeci generalleri desteklediğini, görüşmelerini günlüğünde kaleme aldı, yetmedi darbe planlayanları kışkırttı. Mehmet Haberal ve Mustafa Balbay bugünlerde CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu'nun yara almıştır dediği "demokrasi"nin baş düşmanı, iki azılı Ergenekon sanığı... CHP geçtiğimiz seçimlerde bu iki darbeciyi, Mehmet Haberal ve Mustafa Balbay'ı Silivri'den parlamentoya taşımak için aday gösterdi. Ama önemli bir noktayı atladı; darbecilerin yeri meclis değil, hapishanedir!

CHP'nin eski genel başkanı Deniz Baykal, Ergenekon Terör Örgütü'nün avukatı olarak bilinmekten haz duyarken, değişim rüzgârıyla sola doğru yelken açtığı düşünülen partinin yeni genel başkanı Kemal Kılıçdaroğlu da bu değişim rüzgarının palavradan ibaret olduğunu Ergenekon'dan gösterdiği adaylarla kanıtlamış oldu. Hatırlayalım, 27 Nisan muhtırasıyla TSK, "Hepimiz Ermeniyiz" diyenlere ayar verirken, darbeye ses çıkarmadı ve hatta ardından "Ordu Göreve!" sloganlarıyla tertiplenen Cumhuriyet Mitingleri'ne tam destek verdi CHP. Şimdi de, CHP lideri Kılıçdaroğlu darbe planlayanları aday gösterdikleri yetmezmiş gibi bir de çıkıp demokrasiden bahsediyor, halkın iradesi darbe vurulduğunu söylüyor. Hem demokrasiyi yok etmeye çalışıp, hem de demokrasinin arkasına sığınmak... Demokrasinin çifte standardı böyle bir şey olsa gerek!

ERGENEKON ADAYLARINA VERİLEN OYLARIN ÇÖPE GİTMESİNDEN CHP LİDERLİĞİ SORUMLU!

CHP'nin aday göstermesiyle milletvekili seçilen, Ergenekon sanıkları, Mehmet Haberal ve Mustafa Balbay mazbatalarını aldı ve tahliye talep ettiler ama bekledikleri tahliye gelmedi, oyçokluğuyla reddedildi. Gerekçe, Ergenekon sanıklarına yönelik suç delillerinin henüz toplanmamış olması. Böyle gerekçe mi olur yahu demeyi bir kenara bırakıyorum ve hemen delillerin toplanmasını talep ediyorum. Zira gerekçeden dolayı, Ergenekoncuların meclise girememesi tartışması, bir demokrasi tartışması "gerekçesi" halini alıyor...

Evet, Zonguldak ve İzmir'den aday gösterilen darbeciler milletvekili olmak için yeterli oyu aldılar, "milletin" vekili oldular. Ve evet, halkın oylarıyla darbeciler meclise taşındı... Ancak halkın verdiği oyların çöpe gitmesinden bizzat darbe heveslisi kişileri aday gösteren CHP sorumludur, bu rahatlıkla söylene. Söylene ki, darbe planlayanlar, darbeye teşebbüsten yargılananlar elini kolunu sallaya sallaya bir siyasi partiden aday olamasın, dağıtmak istedikleri meclise giremesin. Meclisi kurtuluş olarak görüp de günlüklerini meclis sıralarında tutmasınlar...

'ERGENEKONCULAR HAPSE, KÜRTLER MECLİSE!'

Aslında, Kılıçdaroğlu'na katılıyorum halkın iradesine darbe olmuştur ama Haberal ve Balbay nezdinde değil, Kürt halkının seçtiği vekiller nezdinde... Gerisi laf ü güzaf! YSK'nın Hatip Dicle'nin milletvekilliğini düşürmesiyle bir darbe oldu evet. Kürt sorunun demokratik yollardan çözümü için parlamento kapılarının Kürt halkının temsilcilerine sonuna kadar açılması gerekiyor. AKP bunu kolaylıkla yapabilecekken ıslık çalıyor, bahaneler üretiyor. Hükümet, savaşı körükleyerek, Hatip Dicle'nin vekilliğinin düşürüldüğü yerden kendi adayını yangından mal kaçırırcasına meclise sokarak mı krizi engelleyecek? Kürt halkının seçtiği 36 temsilci derhal barış için meclise!

Son günlerde KCK'den tutuklu Kürt siyasetçilerle, Ergenekon sanıklarının tahliye kararlarının karşılaştırılma gayreti gösterenler de var, onlar da ilginç bir kategori aslında. Hayır! Biri aralarında zaten halkın oylarıyla seçilmiş belediye başkanlarının tutuklu olduğu, Kürt halkının yüzlerce meşru temsilcisinin TC tarafından baskı altına almak amaçlı, haksız yere yargılandığı bir davayken diğeri bizzat askeri darbe ile demokrasiyi alaşağı etmek isteyenlerin yargılandığı bir dava. Yani ikisini karşılaştırıp da komik duruma düşenler, önce Türkiye Cumhuriyeti'nin kuruluş süreci ve sonrasında Kürtlere karşı nasıl bir politika izlendiğini okusunlar, sonra da Türkiye'de askeri vesayetin bugünlere gelene kadar nasıl dişiyle tırnağıyla darbe yaptığını okusunlar, ha tabi son plan süreci için bkz. Balbay günlükleri...

Not: Bu yazıda Mehmet Haberal ve Mustafa Balbay'ın meslek titrleri bile isteye kullanılmamıştır, zira kendileri mesleklerinden dolayı değil, darbeci oldukları için tutuklanmıştır.


>> Faşist kurşunlara hedef olan Dr. Necdet Bulut ve Prof. Haberal

 

Bu yazıyı Facebook'ta paylaşabilirsiniz*:
Facebook'ta paylaş
0